İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meclisi’nin kasım ayı olağan toplantısı, ‘Merkez Bankası Politikalarının Sanayimiz, Üretim Hayatımız ve Finansal İstikrar Açısından Önemi’ ana gündemiyle gerçekleştirildi. Toplantıya Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Fatih Karahan katıldı. İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan’ın açılış konuşmasını yaptığı toplantıya, TCMB Başkanı Fatih Karahan konuk olarak katılarak gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Sanayiciler TCMB’ye sekiz maddelik bir talep listesi sıraladı. Toplantıda konuşan Bahçıvan, “Reeskont kredilerine uygulanan faiz düşürülerek TL kredileri daha cazip hale getirilmeli” dedi. Bahçıvan enflasyonun henüz istenen düzeyde olmadığını da belirtti.
“Reeskont kredilerinde teminat mektubu şartı kaldırılmalı”
Bahçıvan, sanayicilerin TCMB’den sekiz maddelik taleplerini ise şöyle sıraladı; “Reeskont kredilerinin doğrudan Eximbank üzerinden kullandırılmasının faydalı olacağını düşünüyoruz. Reeskont kredilerinde teminat mektubu şartı kaldırılmalı veya bu konuda bankalara bir üst limit getirilmeli. Reeskont kredilerine uygulanan faiz düşürülerek TL kredileri daha cazip hale getirilmeli. Uzun zamandır gündemden kaldırılan döviz bazlı reeskont kredilerinin tekrar kullandırılmaya başlaması için uygun zaman olduğunu değerlendiriyoruz. Bağımsız denetime tabi şirketlerin TL cinsinden nakdi ticari kredi kullanımlarında uygulanan, ‘10 milyon TL üzerinde döviz bulundurmama ve döviz varlıklarının aktiflerine oranının yüzde 5’i aşmama’ kısıtlamaları esnetilmeli. İhracatçı firmalara halen yüzde 30 olan döviz bozdurulma zorunluluğu artık kaldırılmalı veya kademeli olarak azaltılmalı. Kredi kullanımını kısıtlayıcı uygulamalar nedeniyle bugün sanayicilerimiz cezai yaptırımlarla karşı karşıya kalabilmektedir. Bu tür düzenlemelerin büyük bir bölümü kaldırılmış olmakla birlikte halen bir kısmı geçerliliğini korunuyor. Bu düzenlemelerin tümüyle kaldırılması gerektiği görüşündeyiz.”
“Bütün fedakarlıklarımızın heba olma riski var”
Bahçıvan konuşmasında, en yumuşak karnımız olarak nitelediği enflasyonda Merkez Bankası’nın çok net olarak enflasyonu düşürme hedefi koyduğunu ancak enflasyonun direnç gösterdiğini vurgulayarak “Enflasyonun ana eğilimindeki iyileşme halen istenen düzeyde değil. Benzer bir durum enflasyon beklentileri için de geçerli. Özellikle de hane halkı ile reel sektörün öngörüleri, sağlıklı fiyatlamayı son derece zorlaştıran seviyelerde” dedi.
Bahçıvan sözlerini şöyle sürdürdü: “Toplumun düşük enflasyona olan güvenini yeniden kazanmak oldukça zorlu bir mücadeleyi gerektiriyor. Bugün ekonomide yaşanılan sıkıntıların, rasyonel bir yol haritasıyla aşılması noktasında çok ciddi ve değerli bir süreçten geçiyoruz. Eğer, toplumun tüm kesimleri olarak ağır bedeller ödediğimiz ve sabırla beklediğimiz bu tedaviyi, somut verilere dayanmadan bozarsak; bütün bu fedakarlıklarımızın heba olma riski var. Son bir buçuk yıldır adım adım kaybolan kredinin toplanıyor olması hafife alınmamalı.”
Üretim ve yatırımdan vazgeçme lüksü yok
Ülkemizin orta ve uzun vadeli hedeflerine ulaşmasının yolunun eğitimden altyapıya, vergi mevzuatından hukuk sistemine kadar tüm unsurlarıyla, nitelikli bir üretim hayatı için seferber olmasından geçtiğini söyleyen Bahçıvan, “Ülkemizin koşullar ne olursa olsun üretimden ve yatırımdan vazgeçme gibi bir lüksü yok. Sınırlı mali kaynaklarımızı en etkin şekilde kullanarak, üretime, teknolojiye, dijitalleşmeye ve yeşil dönüşüme odaklanmak zorundayız. Bütün sanayi sektörlerimizde bu sürece ilişkin önemli eksikler olduğu kadar, kısa sürede önemli kazanımlar sağlayabilecek fırsatlar var. Ekonomimizde devam eden dengelenme sürecini aksatmaksızın, yüksek katma değerli bir üretim ekosistemini önceliklendiren, teknolojik dönüşümü ve yenilikçiliği ödüllendiren, nitelikli finansman kanallarını genişletmemiz gerektiğinin de altını çizmek istiyorum” diye konuştu.