Kahraman, müteahhitlerin yüzde 70’inin faaliyetlerini askıya aldığını ya da sektör değiştirme eğiliminde olduğunu söyledi
BERFİN YAKUT
Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (Türkiye İMSAD) tarafından her ay hazırlanan Aylık Sektör Raporu’nun Kasım 2024 sonuçlarını açıkladı. Raporda, inşaat malzemesi sanayi üretiminin yılın ikinci çeyreğinden itibaren gerilemeye başladığına dikkat çekildi.2024 yılının üçüncü çeyreğinde inşaat malzemesi sanayi üretiminin yüzde 2,2 azaldığı kaydedildi. Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan İzmir Ticaret Odası (İZTO) Yönetim Kurulu Üyesi ve Müteahhitler Federasyonu (MÜFED) Başkanı İsmail Kahraman, son dönemlerde inşaat malzemelerinde yaşanan fahiş fiyat artışların ve yüksek faizlerin sektörü uzun süredir yatay seyre ittiğini vurguladı. Sektörde faaliyet gösteren üyelerinin de son dönemlerde iş yapamaz hale geldiğini belirten Kahraman, bu durumu etkileyen en önemli etkenlerinin finans erişimin, yüksek faizlerin, arsa maliyetlerin, fahiş malzeme fiyatların, iş gücünde yaşanan sorunların ve bürokratik sorunların olduğunu söyledi.
“Türkiye’de en az %60 riskli yapı stoğu bulunuyor”
Türkiye’de en az yüzde 60 riskli yapı stoğunun bulunduğunu dile getiren Kahraman, “İzmir’de bu oran bir miktar daha yüksek. Yakın tarihte Kahramanmaraş merkezli çok büyük bir deprem felaketi yaşadık. Ülkemizin riskli yapı stoğu ortada. Riskli binaların dönüşümünü ve vatandaşların can ve mal güvenliğini öncelememiz gerekiyor. Bu nedenle inşaat sektörünün desteklenmesi ve izlenmesi hayati önem taşıyor” dedi.
“Proje üretmek oldukça güç”
Türkiye’de yaklaşık 400 bin müteahhit ordusunun olduğunu vurgulayan Kahraman, “Ancak müteahhitlerinin neredeyse yüzde 70’i faaliyetlerini askıya aldığını ya da sektör değiştirme eğiliminde olduğunu söyledi. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, yapılan üretim ve satışlar her ne kadar olumlu bir seyirde olsa da yüksek yapılarda ve taahhüt edilmiş sürelerde işlerini tamamlamak zorunda olan müteahhitlik hizmetlerinin yansıması olduğunu görüyoruz. Orta ve küçük ölçekte proje üreten ve riskli yapıların dönüşmesinde etkin rol olan yüzde 70’lik kesimi maalesef sokaklarda proje üretemiyor” diye belirtti. Proje üretmenin oldukça da güç olduğunu belirten Kahraman, “Üretim yapacaksınız alıcıya ulaşamazsanız. Finansal sorun yaşanacak proje yarım kalacak. Vatandaş konuta erişmek için kredi kullanacak. Faizler çok yüksek bu oranlar ve limitler ile kredi kullanması ve ödemesi neredeyse mümkün değil. Özelikle dar gelirli vatandaşların kenarda bir birikimi yoksa bu kredi oranları ile konut alması neredeyse imkansız” diye belirtti.
“Riskli yapıların dönüşümünde beklenen sonuç alınmadı”
Kentsel dönüşüm ve riskli yapıların dönüşümünde beklenen sonuçların alınmadığının altını çizen Kahraman, “Fiyat artışı olmadan yapılan sözleşmelerde zarar edeceği endişesi ile sözleşmeler feshedildi. Malzeme fiyatları fahiş artış gösterince müteahhit veya arsa sahipleri mağdur oldu. Adeta bazı bölgelerde kaos haline geldi. Vatandaşlarımız kısmı ödeme yapmış. Müteahhit fark istiyor. Vatandaş bütçesini anca denkleştirmiş, evi de yıkılmış. Uzun ruhsat süreleri nedeniyle iyice geciken projelerde herkes mağdur pozisyonuna düştü. Diğer yandan sektör ile ilgisi olmayan art niyetli kişilerde hesap yapmadan vermiş olduğu fiyatlarla vatandaşın kafası karıştırdı ve böylelikle bir takım farklı mağduriyetler neden oldu” diye konuştu.
Müteahhit tercihlerinin yerelde faaliyet gösteren müteahhitlerden seçilmesi gerektiğini vurgulayan Kahraman, “Yaptıracağı binanın teknik şartnamesini kendileri hazırlatsın ve her teklif için aynı şartname ile fiyat alsınlar. Müteahhitlik hizmet bedeli ödeyerek malzeme tedirgini kendileri de alabilir bu da bir seçenek olabilir. Ve en önemlisi Dünya Bankası ve çevre şehircilik Bakanlığı tarafından İzmir için sağlanan kredi desteğinden mutlaka yararlanmasını tavsiye ederim” ifadelerini kullandı.
“Kamu eliyle arsa üretilmeli”
Kamu eliyle arsa üretilmesinin önem arz ettiğini belirten, “Bugün kat karşılığı inşaat yapım sözleşmelerinin oranı yüzde 50 ve bazı bölgeler bu oranın üzerinde. Bu oranlar ile alınan bir daire ye aslında iki daire parası ödeniyor. Bu oran çok yüksek. Arsa arzında yaşanan sorunlar burada önemli bir etken. Kamunun özelikle tarım ve orman vasfı olmayan marjinal arazileri planlayarak kentsel dönüşüm ile evini yenilemek isteyen vatandaşlara ve kentsel dönüşüm yapan müteahhitlere öncelik vererek arsa üretmesi alım gücüne önemli katkı sağlayacak” sözlerine yer verdi.
“Kamu eliyle arsa üretilmeli”
Fahiş malzeme fiyatları ile etkin mücadele edilmesini önemsediklerini ancak yeterli ve caydırıcı olmadığını dile getiren Kahraman, depreme karşı dirençli şehirler inşa edilmesi için inşaat malzemelerindeki artışı kontrol altına alınmasının zorunlu olduğunu aktardı. İnşaat malzemelerinde Kamunun yer alması gerektiğini vurgulayan Kahraman, “Kamunun olduğu sektörlerde kartel riski ve tekelleşme riski ortadan kalkacağını düşünüyorum. Demir, çelik, çimento ve alçı gibi sektörlerde kamunun söz sahibi olması piyasa dengeleri ve fiyat istikrarı açısından önemli” diye belirtti.
Deprem bölgesinde ki yoğun üretimin diğer bölgelerde işçi bulmasını zorlaştırdığını dile getiren Kahraman, “Gençlerimiz inşaatta çalışmak istemiyor. Bu nedenle işçi bulmakta zorlanıyoruz. Hükumetin bu anlamdaki çalışmalarını desteklediğimizi ifade etmek isterim. Özellikle de yapı denetim sisteminde büyük sorunlar var. Yapı denetim şirketleri de müteahhitler de bu durumdan memnun değil” ifadelerine yer verdi.
“Yapı denetim sisteminde revizyona ihtiyaç var”
Revizyona ihtiyacın olduğunu vurgulayan Kahraman, “Sektör temsilcileri olarak bir yıldır üzerinde çalıştığımız bir taslak çalışma var. Yapı İşleri Genel Müdürlüğü’nün tüm birimleri ile defalarca toplantılar yaptık. İzmir Ticaret Odası (İZTO) Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener’in girişimleri ile bakana çözüm önerilerimizi sunduk. Yine bu kapsamda bakanlık bürokratları ile ticaret odasında meslek temsilcileri ile birkaç toplantı organize ettik. Uzlaştığımız birçok madde var” diye belirtti. Yapı denetim sisteminde revizyon beklediklerini dile getiren Kahraman, inşaat ruhsat sürelerinin uzun sürmesi enflasyonist ortamda sorunlara neden olduğunu belirtti. Kahraman, “Bu konuda yerel yönetimlerin süreci hızlandırılması önemli katkı sağlayacağı kanaatindeyim” dedi.
“Konut almak için doğru zaman”
Konut almak için doğru zamanı bekleyenler için tam zamanı diyen Kahraman, “Binasını dönüştürmek isteyen vatandaşlar elini çabuk tutsun. Dünya Bankası kredisinden faydalanılmalı. Verilen üst limit 2,5 milyon, faiz oranı 0,64 ve bu çok iyi bir oran. Kentsel Dönüşüm Daire Başkanlığı bu konuda etkin bilgilendirme yapıyor ve sürece hâkim. İzmir için tahsis edilen bu kredi limitinin de sınırlı olması nedeniyle vatandaş fırsatı kaçırmamalı” ifadelerini kullandı.