Antalya Ticaret Borsası (ATB) aralık ayı Meclis Toplantısı, Meclis Başkanı Erdoğan Ekinci başkanlığında üyelerin katılımıyla ATB Toplantı Salonu’nda gerçekleşti. Denk bütçe esasına göre 2025 yılı bütçesini 60 milyon TL olarak öngörülen mecliste ATB’nin 2025 yılı bütçesi oy birliğiyle kabul edildi. 2025 yılında da tarıma, Antalya’ya, ülkeye değer katacak yepyeni projeler üretmeye devam edeceklerini söyleyen Çandır, Antalya İl Tarım ve Orman Müdürü ve Antalya Valisi Hulusi Şahin ile önümüzdeki üç yılı kapsayan tarımda iş birliği protokolü imzaladıklarını anımsattı. Çandır, “Kentimizin tarımsal potansiyelini artırmak, genç nesli tarım sektörüne kazandırmak, ulusal ve uluslararası alanda Antalya’yı tarımsal iş birliği ve teknolojik yeniliklerin merkezi haline getirmek amacıyla birlikte çalışacağız. Kentimize Tarıma Dayalı Sera İhtisas Organize Sanayi Bölgesi, ya da başka bir deyişle organize tarım bölgesi kazandırmak için güç birliği yapacağız” dedi. Batı Akdeniz Kalkınma Ajansı’na fizibilite desteği kapsamında başvuruda bulundukları projenin, destek almaya hak kazandığını söyleyen Çandır, “Amacımız, yükte hafif, pahada ağır katma değerli ürünlerin üretiminin yapıldığı bir bölgeyi önümüzdeki 5 yıl içerisinde kentimize ve sektörümüze kazandırmak” dedi.
“Antalya Türkiye’nin ikinci büyük tarım kenti”
Üyelerin yönetimin 1 aylık faaliyetleriyle ilgili bilgilendirildiği mecliste ATB Yönetim Kurulu Başkanı Ali Çandır, tarım, ekonomi ve Antalya ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. TÜİK rakamlarına göre, Antalya ekonomisinin 2023 yılında yaklaşık 40 milyar dolarlık milli gelir ürettiğini kaydeden Çandır, “Bu büyüklükle ülkemiz ekonomisinin yüzde 3,5’nu aşmış durumdayız. 20 yıllık ortalama olan yüzde 3,2 ile karşılaştırdığımızda ortalama üstü bir orana ulaşmış durumdayız. Tarımda ise 3 milyar doları aşan bir büyüklüğü üretmiş durumdayız. Bu büyüklük ile ülkemiz tarımının yüzde 4,5’ini aşmış durumdayız. 20 yıllık ortalamanın yüzde 4,6’yı aştığını hatırlarsak, 2023 yılında 20 yıllık ortalamanın altında kaldığımızı belirtmek isterim. Bu ortalama altı büyümeye rağmen tarımda ulaştığımız 3,1 milyar dolarlık büyüklükle Konya ilimizden sonra ikinci en büyük tarım kenti olmayı başarmış durumdayız” dedi.
“Antalya Türkiye’nin ikinci büyük tarım kenti”
Geçen hafta TÜİK’in açıkladığı 2023 yılı il milli gelir (GSYH) büyüme rakamlarına göre 2023 yılında ülke ekonomisi yüzde 5,1 büyürken, Antalya ekonomisinin yüzde 6,3 büyüdüğünü belirten Çandır, “Ana sektörler itibarıyla ise tarımda ülkemiz yüzde 0,2 büyürken kentimiz tarımı yüzde 2,4 büyüdü. Sanayide ülkemiz yüzde 1,7 büyürken kentimiz sanayisi yüzde 3,5 büyüdü. Hizmetler sektörü ise ülkemizde yüzde 7,5 büyürken kentimizde yüzde 9 büyüdü. 2023 yılında enflasyon yüzde 64, dolar kuru ise yüzde 58 arttı. Aradaki fark yüzde 10 civarında. Buradaki kur aleyhine düşük farka rağmen Antalya, ülke ortalamasının üzerinde büyümeyi başardı. 2024 yılına baktığımızda ise enflasyon oranı yüzde 48, dolar kuru ise yüzde 18 arttı. Yani arada yüzde 250’den fazla kur aleyhine makas açıklığı söz konusu. Bu durum Antalya ekonomisi için sürdürülemez bir baskı yaratıyor. Umuyor ve diliyorum ki 2025 yılı 2024 yılını aratmaz” ifadelerini kullandı.
“Asgari ücret işverenlere sigorta ve diğer ilave yükleri getiriyor”
2025 yılı asgari ücretinin belirlenmesi için tarafların görüştüğünü, her kesimin kendine göre asgari ücret önerdiğini belirten Çandır, rakam ne olursa olsun bu rakamın her kesime getireceği yüklere dikkat çekti. Çandır, “Örneğin çalışanlar açısından 3. ya da 4. ayda yüksek vergi dilimine geçilecekse bu rakamın değeri ve anlamı o derece düşecektir. Diğer taraftan hepimizin bildiği bir konu da asgari ücret üzerinde maaşlarla çalışanların doğal olarak en az asgari ücret artış oranında artışlar beklemeleri. Yani asgari ücret sadece bu maaşla çalışanlar için değil diğer tüm çalışanları da yakından ilgilendirmektedir. Dolayısıyla asgari ücret konusunda yapılacak iyileştirme kadar önemli olan konu, vergi dilimlerinin yeniden değerleme oranıyla uyumlu olarak artırılmasıdır. Böylece yapılan zamlar çalışanlar için daha faydalı olacaktır” diye konuştu. İşverenler için asgari ücretin, ciddi boyutta sigorta ve diğer ilave yükler getirdiğini belirten Çandır, “Mevcut indirimler ve muafiyetler dışında işverene yükü net asgari ücretin yaklaşık yüzde 45’i düzeyinde. Bu oran, mevcut koşullarda işverenlere ağır yükler getirmekte, istihdam seviyelerini korumayı zorlaştırıyor. Özellikle tarım kesiminde bir taraftan çalışan eksikliği yaşanırken diğer taraftan da mevcut işçilik maliyetleri, üreticileri kısır bir döngünün içinde bırakıyor. Uzun bir süredir ısrarla önerdiğimiz, tarım kesimini dikkate alan sosyal sigorta uygulamasını hayata geçirmemiz elzem. Önümüzdeki yılda da bu konudaki çalışmalarımıza devam edeceğiz” değerlendirmesinde bulundu.