Bölgelerarası gelişmişlik düzeyi farklılıklarının giderilmesi sorunu dünyanın gündeminde bulunan, üzerinde araştırma ve incelemeler yapılan önemli çalışma alanlarına sahiptir. Coğrafi farklılıkların öne çıkardığı sosyolojik, demografik ve ekonomik neticelerin yönetim sınırları içerisinde idari ve mali politikaları ve kamu düzenini etkilemediği düşünülemez.
Ayrılmaya kadar uzanıyor görüntüsü ile servis edilen envai çeşit istekler arasında idari yapılarda milli hasılanın önemli kesimini yaratma özellikleri ön planda olarak ilave edilir, kültürel ve tarihsel farklılıkları da bunlara eklenebilir. Bunların tümü tarih kelimesinin insanın geçmişte yaptığı etkinlikler, yaşanmış geçmiş şeklinde kullanılan anlamı(res gestae) içinde kabul edilir.
İkinci Dünya Savaşı sonrası kurulu düzende;
Bir taraftan kalkınmanın teşviki ve tahriki ile alevlendirilen küreselleşme esintilerinin, siyasi, sosyal çeşitlilik ve farklılık havuzunda dengesini kaybeden aleni görüntüsü 21.asrın yamacında çoktan belirdi.
Ortada ‘üç maymunu’ başarı ile oynatan sahne çalışmasının, salonu dolduran tüm izleyicilere sunularak murad edilen izlenim ve intibanın edinilmesini hedefi aşikar. İktisat ve maliye politikalarının perde gerisinde bırakılarak para politikaları ile durumun idare edilmesi yaklaşımları ve izahındaki gibi.
Diğer taraftan yumurta-tavuk misali üretim-tüketim eksenli arz-talep maşası kullanılan yaklaşımın en önemli ögesi olan “insan”ı temsil eden değerlerin nicelik olarak bugüne kadar ekonomik alandan hem nema hem de tercihler bazında ihmalidir.
Krizler ile bütünleştikçe kullanılan, zulmet ile yaşayan, rıza gösteren veya göstermeyen, sabreden yaygın kitleler için olmasa dahi mutlu bir azınlık için dahi geleceğe ait belirsizlikler ve risklerin mevcut güvenlik ve her türlü göç tehdidleri tahtında bıçağın kemiğe dayandığıdır.
İşte öyle akşamdan sabaha birşeylerin değişeceğinden değil de, mevcut nizamın sürdürülebilirliğini mümkün kılacak her yeni bir yeni oyun silahlanmanın gölgesinde varlığını göstermeye çabalıyor.