Çarşamba, Ocak 8, 2025

Türkiye ekonomisinde 2025’te %4 büyüme beklentisi

OSTİM Teknik Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi Ekonomi Bölümü akademisyenleri 2025 yılına girerken Türkiye ekonomisini değerlendirdi. Makroekonomik göstergelerde 2024 yılında yaşanan gelişmeleri analiz eden akademisyenler, 2025 yılına ait beklentileri de ele aldı. OSTİM Teknik Üniversitesi Ekonomi Bölümü’nden Doç. Dr. Bahar Erdal, OSTİM Teknik Üniversitesi Ekonomi Bölümü’nden Dr. Öğretim Üyesi Büşra Ağan ve OSTİM Teknik Üniversitesi Ekonomi Bölümü’nden Huzeyfe Erkam Candan tarafından hazırlanan değerlendirmede, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) ve Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileri kaynak alınarak detaylı analizlere yer verildi. Akademisyenlerin hazırladığı değerlendirmeye göre, 2025 yılında, Türkiye ekonomisinin sürdürülebilir ve dengeli bir büyüme yapısını koruyarak yüzde 4 oranında büyüme gerçekleştireceği ve bu büyümenin talep yönlü enflasyonist baskılar oluşturmadan sağlanacağı bekleniyor.


Mayıs 2023’ten itibaren sıkı para politikası uygulandı

Akademisyenlere göre, TCMB tarafından 2025 yılından beri uygulanmakta olan enflasyon hedeflemesi rejiminin nihai hedefi fiyat istikrarının sağlanması. TCMB, enflasyonu düşürerek yüzde 5 nihai enflasyon hedefine ulaşmak amacıyla Mayıs 2023 tarihinden itibaren sıkı para politikası uygulamasına başladı. Bu çerçevede, politika faiz oranı olarak kullanılan 1 hafta vadeli repo ihale faiz oranı Mayıs 2023 tarihinde yüzde 8.5 iken Haziran 2024 tarihinde yüzde 15’e çıkarıldı ve bu yükselmeler 2024 yılında da kademeli olarak devam etti ve yüzde 50’ye kadar ulaştı. 2024 yılının aralık ayında politika faiz oranı enflasyon oranındaki düşüş, hizmetler enflasyonunda iyileşme ve yurt içi talepte yaşanan azalma nedenleriyle yüzde 47.5’a düşürüldü.


2024 yılının aralık ayında yıllık enflasyon %44,38

Enflasyon oranlarında 2023 yılının ağustos ayından beri gözlemlenen artışlar 2024 yılında da devam etmiş olmakla birlikte haziran ayından itibaren enflasyon oranları düşme eğilimine girdi ve 2024 yılının aralık ayında yıllık enflasyon oranı yüzde 44,38 olarak gerçekleşti. Enflasyonda yaşanan düşüşün nedenleri olarak parasal sıkılaşmadan dolayı yurt içi talepte yaşanan yavaşlama, enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışlarındaki iyileşmeler gösterilebilir. TCMB, yıl sonu enflasyon tahminini 2024, 2025 ve 2026 yılları için sırasıyla yüzde 44, yüzde 21 ve yüzde 12 olarak belirledi. 2025 yılında, enflasyon oranlarındaki düşüşün sıkı para politikası uygulamasına devam edilmesi, para ve maliye politikalarının eşgüdüm içinde çalışması, yurt içi talepte yaşanan azalmanın devam etmesi, Türk Lirasının reel olarak değer kazanması ve enflasyon beklentilerinin olumlu yönde düzelmesiyle sağlanacağı bekleniyor.


Cari işlemler açığında azalma beklentisi

Cari işlemler hesabı açığı, 2004 yılında ekonomideki faaliyetlerin yavaşlaması ve altın ithalatına getirilen sınırlamaların etkisiyle azaldı ve 2024 yılının ocak ayında 32 milyar 960 milyon dolar olan yıllıklandırılmış cari açık, 2024 yılının ekim ayında 7 milyar 685 milyon dolara düştü. Bu düşüşün nedenleri olarak dış ticaret açığının azalması ve hizmetler dengesinin turizm ve taşımacılık gelirleri nedenleriyle artması gösterilebilir. Cari işlemler hesabının negatif olmasının nedenleri altın dengesi ve enerji dengesi. Altın ve enerji dengesi çıkarıldığında cari işlemler hesabı pozitif değer alıyor.

Dış ticaret dengesinde, ihracatta artış yaşanırken ithalatta azalma oldu, 2024 yılının ocak ayında 4 milyar 352 milyon dolar açık vermiş iken ekim ayında açık 3 milyar 542 milyon dolara düştü. Bu dönemde, motorlu kara taşıtları, elektrikli teçhizat, ana metal ve fabrikasyon metal sektörleri ihracatı artırırken, petrol ürünleri, diğer ulaşım araçları ve giyim eşyaları sektörleri ihracatı azaltıldı. Avrupa Birliği, Bağımsız Devletler Topluluğu ve Afrika ülkelerine yapılan ihracat artarken, Orta Doğu ülkelerine yapılan ihracat biraz gerileme gösterdi. Diğer taraftan, tüketim malları ve ara mal ithalatında yaşanan azalmalar nedeniyle ithalat azalma gösterdi. 2025 yılında, yurt içi talepteki azalma nedeniyle tüketim mallarının ithalatında yaşanan azalma devam ederse ve ihracatta global ekonomik koşullar nedeniyle azalmalar olmazsa dış ticaret dengesi ve cari işlemler açığında azalmalar yaşanabilir. 


Üçüncü çeyrekte hizmetler sektörü %2,9 daraldı

2024 yılının ilk çeyreğinde Gayrisafi Yurt İçi Hasıla (GSYH) artış hızı yüzde 5,7 olarak gerçekleşti. Bu dönemde, hizmetler sektörü yüzde 5,3, sanayi sektörü yüzde 4,9 ve tarım sektörü yüzde 4,6 oranında büyüdü. Ayrıca, 2024 yılının ilk yarısında özel tüketim harcamaları yüzde 4,1 oranında, kamu tüketim harcamaları ise yüzde 3 oranında arttı; böylece toplam tüketim harcamalarında yüzde 3,9 oranında bir artış kaydedildi. 2024 yılının ikinci yarısında, enflasyonu kontrol altına almak amacıyla uygulanan sıkı politikalar ile birlikte, sanayi sektörü katma değeri yüzde 1,8 oranında küçülürken, hizmetler sektörü katma değeri yüzde 2,5 oranında artış gösterdi. 2024 yılının üçüncü çeyreğinde GSYH yüzde 2,1 oranında büyüme kaydetti. Üçüncü çeyrekte hizmetler sektörü yüzde 2,9, tarım sektörü yüzde 4,6 oranında büyürken, sanayi sektörü yüzde 2,2 oranında daralma gösterdi. Bu güncel veriler, iç ve dış talep dinamiklerinin ekonomik büyüme üzerindeki etkisini açıkça ortaya koyuyor ve sektörel performansların ekonomik dengeler üzerindeki önemini vurguluyor.


İşsizliğin 2025’te %9,6 olacağı tahmin ediliyor

2023 yılında işgücüne katılım ve istihdamda gözlenen artış eğilimi, 2024 yılının ilk yarısında da devam etti. 10 Aralık 2024 tarihinde açıklanan işgücü istatistiklerine göre, 2024 yılı Ekim ayında işsizlik oranı yüzde 8,8, mevsim etkisinden arındırılmış istihdam oranı yüzde 50 ve işgücüne katılma oranı yüzde 54,7 seviyesinde. 2025 yılına ilişkin tahminler sürdürülebilir büyüme hedefleriyle uyumlu şekilde istihdam artışının devam edeceğini gösteriyor. Tahminlere göre, 2025 yılında işgücüne katılma oranının yüzde 55 seviyesine ulaşması bekleniyor. Bununla birlikte, işsizlik oranının 2025 yılı genelinde yüzde 9,6 seviyesinde gerçekleşeceği tahmin ediliyor. Bu veriler, Türkiye işgücü piyasasının dinamik bir yapıya sahip olduğunu ve istihdam artırıcı politikalara olan ihtiyacı vurguluyor. 2025 yılında, Türkiye ekonomisinin sürdürülebilir ve dengeli bir büyüme yapısını koruyarak yüzde 4 oranında büyüme gerçekleştireceği ve bu büyümenin talep yönlü enflasyonist baskılar oluşturmadan sağlanacağını bekleniyor.


Bütçe açıkları kamu maliyesi yönetimini zorladı

2024 yılı kamu maliyesi açısından, asrın felaketi olarak adlandırılan 6 Şubat depreminin yaralarını sarma ve COVID-19 krizinden bu yana etkilerini taşıyan mali açıklarını dengeleme yılı oldu denilebilir. Düşük faiz politikasının da etkisini bertaraf etmek için uygulanan Kur Korumalı Mevduatın maliyetlerini de içeren bütçe açıkları kamu maliyesi yönetimini oldukça zorladı. 2023 yılının sonunda 706 milyar TL olan operasyonel açık, 2024 yılının temmuz ayında 176 milyar TL olarak gerçekleşti. Bu durum, yeni dönemde uygulanan daraltıcı maliye politikasının faiz dışı dengeye destek sağladığını gösteriyor. Diğer yandan, 2024 yılında yapılan faiz artışları bütçede faiz giderlerinde 2023 ve 2024 yılları arasında iki kat bir fark oluşmasına sebep oldu. 2023 yılının temmuz ayında 312 milyar TL olan faiz giderleri 2024 yılının temmuz ayında 666 milyar TL’ye yükseldi. Rakamın bu kadar ivmeyle artmasının arkasındaki bir diğer sebep ise yüksek enflasyon. 2023 yılında bütçe açığının milli gelire oranı yüzde 5,4 olarak gerçekleşti. 2024 yılı için bu beklentinin yüzde 4,9-5 düzeyine düşmesi bekleniyor.


Sıkı maliye politikası uygulamalarına devam edilecek

2022 yılından bu yana etkisini artıran enflasyonun gelir dağılımında gelirden en fazla pay alanların durumuna pozitif etki ettiği söylenebilir. 2023 yılında gelir skalasının en üstünde yer alan ilk yüzde 20’lik dilimin milli gelirden aldığı pay 2023 yılında yüzde 45,9 iken 2024 yılında bu rakam yüzde 48,1’e ulaştı. 2024 yılında enflasyonu bastırmak için uygulanan politikalar daha çok alt gelir grubunun talebini daraltan politikalar olarak şekillendi. 2025 yılında enflasyonun ve etkilerinin giderilmesi için uygulanacak politikaların toplumun geneline yayılacak şekilde uygulanması önem taşıyor. 2025 yılında büyüme hedefi Orta Vadeli Planda yüzde 4 olarak güncellenirken gerçekleşenin yüzde 3 civarında olması ihtimal çerçevesinde 2025 yılında bütçe açığının GSYH’ye oranının yüzde 3,1 olması hedefleniyor. Bu hedefin tutturulabilmesi için sıkı maliye politikası uygulamalarına devam edilecek. Uygulanacak yurt içi talebi daraltıcı politikaların büyümeyi baskılamaması için kapsamlı bir kalkınma anlayışı içinde maliye politikaların tasarlanması büyük bir önem taşıyor.

İLGİLİ HABERLER

GÜNDEM