Cuma, Ocak 31, 2025

Özgener: Fiyat artışları %30 ile sınırlanmalı

İZTO Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, piyasada aynı hizmet için birbirinin 2-3 katı değişen fiyatların oluştuğunu söyledi

İzmir Ticaret Odası (İZTO) ocak ayı olağan meclis toplantısı Meclis Başkanı Selami Özpoyraz başkanlığında gerçekleştirildi. Toplantıda konuşan İZTO Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, bozulan fiyat istikrarının düzelmesinin enflasyonun düşmesine ve makro ekonomik istikrarın sağlanmasına bağlı olduğunu ifade etti. Hizmet sektörlerinde aynı hizmet için birbirinin 2-3 katı değişen fiyatların piyasada oluştuğunu söyleyen Özgener, şunları söyledi: “Örneğin; TÜİK’in verilerine göre, son bir yılda fiyatı yüzde 153 artan konut sigortası kalemi olduğu gibi yüzde 7 artan ayakta sağlık hizmetleri kalemi de var. Bu artış eğiliminin devam etmesi ve hizmet enflasyonu ortalamasının yüzde 60’larda seyretmesi, genel enflasyon oranlarına olumsuz yansıyor. Şu an enflasyonu düşürmek için ekonomideki en öncelikli konunun, hizmet sektörü fiyatlamalarının yüzde 30’un altına düşmesi olduğunu düşünüyoruz. Fiyat artışlarının hem kamuda hem özel sektörde yüzde 30 ile sınırlanması alım gücünü koruyacaktır. Fiyat belirleme alışkanlığının uzun bir süredir bozulmuş olduğunu ve mutlaka düzeltilmesi gerektiğini analiz ediyoruz.”


“Para miktarı arttıkça gelir eşitsizliği artıyor”

Ekonominin gidişatına dair en önemli ölçütlerinden birisinin gelir dağılımı verileri olduğunu ifade eden Özgener, “Gelir dağılımı eşitsizliği ölçütlerinden olan Gini katsayısı, sıfıra yaklaştıkça gelir dağılımında eşitliği, bire yaklaştıkça ise gelir dağılımında bozulmayı ifade ediyor. Türkiye İstatistik Kurumu’nun 27 Aralık 2024 tarihinde açıkladığı verilere göre, en yüksek eşdeğer hane halkı kullanılabilir fert gelirine sahip %20’lik grubun toplam gelirden aldığı pay bir önceki yıla göre 0,6 puan azalarak yüzde 48,1 olurken, en düşük gelire sahip yüzde 20’lik grubun aldığı pay ise 0,2 puan artarak yüzde 6,3 oldu. Hane halkı kullanılabilir gelire göre Gini katsayısının 2024’de 2023’e göre bir parça düştüğünü, gelir eşitsizliğinin son bir yılda ufak bir toparlanma kaydettiğini, geçen sene en kötü verilerin elde edildiğini ve 2006’dan bu yana tutulan istatistikte en kötü 2. yılın 2024 yılı itibariyle yaşandığını görüyoruz.  Para miktarı arttıkça gelir eşitsizliği artıyor. İzmir, en zengin yüzde 20’nin aldığı pay olarak 47,1 ile büyükşehirler arasında gelir eşitsizliğinin bir parça daha iyi olduğu bir yer konumunda. Bu durum, İzmir’de orta kesimin daha fazla olduğunu oraya koyuyor” diye konuştu.


“İç piyasadaki daralma kâr marjlarını azaltıyor”

Karşılıksız çek oranlarının mevcut piyasa koşullarında ciddi şekilde arttığını dile getiren Özgener, “İşletmelerde kapasite düşüşleri başladığı, bu gelişmelerin, üretim ve istihdam artırılmasını engelleyen temel bir faktör olduğu görülüyor. Artan maliyetler nedeniyle mevcut istihdamın korunması da giderek güçleşiyor. İç piyasadaki daralmanın kâr marjlarının azalmasına neden olduğunu ve bu durumun firmaların büyüme potansiyelini sınırlandırdığını değerlendiriyoruz. Dış ticaret işlemleri açısından ise; mevcut döviz kuru ihracatta kârlılığı düşürüyor, iş gücü maliyetleri ve diğer operasyonel giderler ise; şirketleri ek yük altına sokuyor. Nitelikli personel eksikliği ve tedarik zinciri aksaklıkları, üretim ve hizmet sektörlerinde sorunlara yol açıyor, nakit sıkıntısının piyasadaki genel hareketliliği de olumsuz etkileniyor. Bu şartlar altında; üyelerimize yönelik yeni finansman destekleri, teşvikler ve yapılandırmaların devreye alınması, özellikle nakit akışının rahatlatılması gerekiyor. Üretim kapasitesinin verimli kullanılması ve uluslararası pazarlarda rekabet gücünün artırılması konularında adımlar atılması gerekiyor” dedi.

İLGİLİ HABERLER

GÜNDEM