Yapay zekâ konusuna epeydir kafayı takmış durumdayım. Gün geçmiyor ki yapay zekanın içinde olduğu yeni bir şeyler konuşulmasın. Hayatımızın neredeyse her anında yapay zekayı konuşur ve tartışır olduk.
Gerçekten de günümüzde etkin hale gelmenin henüz başında olan yapay zekâ gelecekte insan yaşamını nasıl etkileyecektir?
Yapay zekâ, şüphesiz, iş ve ekonomi, üretim teknolojileri, sağlık ve tıp, eğitim, günlük yaşam, güvenlik ve savunma, bilim ve keşifler, sanat ve eğlence gibi birçok alanda (belki de her alanda) insan yaşamını ciddi anlamda etkileyecektir, hatta etkilemeye bile başlamıştır.
Tüm bu tespit ve varsayımlara hiçbir itirazım yok. Ama asıl ilgilendiğim, bu değişiklerin dünyamızda egemen ekonomik sistem olan kapitalizme nasıl etki edeceği konusudur. Bu haftaki yazımda bu konuda birkaç kelam edeyim, düşündüklerimi sizlerle paylaşayım istedim.
Lafı uzatmadan söyleyeyim, yapay zekâ kapitalizmi önünde sonunda yok edecektir!
Çok iddialı bir söylem değil mi? O halde, bu süreç nasıl olacak? Bir senaryo ile toparlamaya çalışayım.
Yapay zekanın kapitalizmin ortadan kalkmasına sebep olabileceği bir süreci, otomasyonun iş gücüne etkisi, üretimin maliyetlerinin düşmesi ve gelir eşitsizliğinin artması gibi dinamikler üzerinden inceleyebiliriz. İşte olası bir senaryo:
Süper Otomasyon ve İşsizlik Artışı
Yapay zekanın gelişimiyle birlikte üretim, hizmet ve yönetim süreçleri büyük ölçüde otomatikleşir. Şirketler, insan iş gücüne ihtiyaç duymadan üretim yapabilir hale gelir. Kamyon şoförlerinden avukatlara kadar birçok meslek dalı otomasyona uğrar. Bu durum kitlesel işsizlik yaratır ve iş gücüne dayalı gelir elde etme modeli çöker.
İşsiz kalan büyük kitleler tüketim yapamaz hale gelir, bu da kapitalizmin temel direklerinden biri olan arz-talep dengesini bozar.
Büyük Şirketlerin Güç Konsolidasyonu
Yapay zekayı en verimli kullanan dev teknoloji şirketleri (Google, Amazon gibi) ekonominin büyük bir kısmını kontrol eder hale gelir. Daha fazla veriye ve gelişmiş algoritmalara sahip olan şirketler, piyasalarda tekelleşir. Küçük ve orta ölçekli işletmeler rekabet edemez hale gelir ve büyük firmalara bağımlı olur. Ekonomik güç giderek dar bir sermaye grubunda toplanır.
Bu aşamada ekonomik sistem mega şirketler tarafından yönlendirilirken, çoğu insanın gelir elde edememesi tüketimi düşürerek kapitalizmi istikrarsız hale getirir.
Temel Gelir ve Alternatif Ekonomik Modeller
Kitlesel işsizlik, hükümetleri bir çözüm arayışına iter. Evrensel Temel Gelir gibi gelir modelleri tartışmaya açılır. Devletler, şirketlerden yüksek vergiler alarak vatandaşlara temel bir gelir sağlamaya çalışır. Ancak dev şirketler, yapay zekâ ve blockchain gibi teknolojilerle devlete bağlı olmadan ekonomik faaliyet gösterebilir. Paranın ve piyasanın merkezi otoritelerden bağımsız hale gelmesi, geleneksel ekonomik düzeni zayıflatır.
Bu noktada kapitalizmin ana ilkesi olan rekabet ve özel mülkiyetin önemi azalır. İnsanlar artık emeğiyle gelir elde etmek yerine, yapay zekâ destekli sistemlerden temel ihtiyaçlarını karşılayan bir düzene geçebilir.
Kaynakların Bolluğu ve Para Ekonomisinin Sonu
Yapay zekâ ve otomasyon, üretim maliyetlerini sıfıra yakın hale getirir. 3D baskı, robot fabrikalar ve otonom sistemlerle gıda, giysi, enerji gibi temel ihtiyaçlar neredeyse bedava üretilebilir hale gelir. Bolluk ekonomisi ortaya çıkar ve mal/hizmetlerin para karşılığı değiş tokuş edilmesi gereksiz hale gelir. Para yerine kredileme, kooperatif mülkiyet, yapay zekâ tarafından yönetilen dağıtım sistemleri gibi alternatif modeller gelişir.
Bu durum, kapitalizmin temel taşı olan kıtlık ilkesini (arzın talepten az olması ve bu nedenle fiyatların oluşması) geçersiz kılar.
Yeni Bir Post-Kapitalist Düzen
Son aşamada, ekonomik ve sosyal sistemler tamamen değişir. Yapay zekâ, merkezi otoriteler yerine dağıtık yönetim modelleri oluşturur. İnsanlar emeğiyle değil, Yapay zekâ destekli sistemlerle hayatlarını idame ettirir. Mülkiyet anlayışı değişir; büyük ölçekli özel mülkiyet yerine paylaşım ve topluluk tabanlı ekonomi ön plana çıkar.
Bu noktada kapitalizmin en önemli unsurları – ücretli emek, özel mülkiyet, piyasa rekabeti – ortadan kalkar ve teknoloji temelli yeni bir ekonomik düzen ortaya çıkar.
Sonuç
Bu senaryo, kapitalizmin tamamen ortadan kalkarak yerine bol kaynaklara dayalı, merkezi olmayan, Yapay zekâ destekli bir sistemin gelmesi ihtimalini ele alıyor. Ancak bu geçiş süreci sancılı olabilir ve politik dirençle karşılaşabilir.
Kapitalizmin yok olması kesin değil, ancak Yapay zekânın üretim süreçlerini devralması, sistemin köklü bir dönüşüme uğramasına yol açabilir.