Rapora göre; Türkiye’nin Enerji Dönüşüm Endeksi (ETI) skoru 55,8 puan olarak belirlendi
Dünya Ekonomik Forumu’nun (WEF) ‘Fostering Effective Energy Transition 2024’ raporu, bir ülkenin mevcut enerji sistem performansı ile geleceğe yönelik dönüşüm hazırlığını bir araya getirerek kapsamlı bir değerlendirme sunuyor. Türkiye, 120 ülke arasında genel sıralamada 59. sırada yer alıyor. Bu sıralama, ülkenin enerji sektöründeki mevcut konumunu ve potansiyelini yansıttığı gibi, uluslararası arenada rekabet edebilmesi için henüz daha yapılacak çok şey olduğunu da ortaya koyuyor.
Rapor, küresel ölçekte enerji dönüşümünde kayda değer ilerlemeler yaşandığını ortaya koyarken, Türkiye gibi bazı ülkelerde geçiş hızının ciddi anlamda yavaşladığını gösteriyor. WEF’nin 2024 raporuna göre, enerji sistemlerinin performansı ve geçiş hazırlığı 46 farklı gösterge üzerinden değerlendiriliyor. Raporda, gelişmiş ülkelerde enerji verimliliği ve temiz enerji kullanımında önemli adımlar atılırken, son üç yılda makroekonomik belirsizlikler, artan enerji fiyatları ve yatırım eksiklikleri nedeniyle küresel enerji geçişinin yavaşladığı vurgulanıyor. Türkiye’nin enerji karışımında hâlâ fosil yakıtların baskınlığı söz konusu.
İngiltere, İtalya ve Türkiye’de ivme kaybı
Son üç yılda İngiltere, İtalya, Türkiye başta olmak üzere birçok ülke, enerji geçiş sürecinde ivme kaybı yaşadı. Enerji dönüşümünde öncü ülkelerden biri olan Birleşik Krallık, halen en iyi performans gösteren ülkeler arasında yer alsa da, enerji krizi ve doğal gaza olan bağımlılığı nedeniyle ilerleme hızında düşüş kaydedildi. Ülke genelinde haneler, enerji satın alınabilirliğinin azalmasıyla zorluk yaşarken, doğal gazın enerji karışımındaki payı yüzde 39 seviyesinde kaldı. İngiltere, bu süreçte ABD’den sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) ithalatını artırdı ancak enerji kaynaklarındaki çeşitlilik eksikliği güvenlik endişelerini artırıyor. Benzer bir durum İtalya için de geçerli. Ülke büyük ölçüde doğal gaza bağımlı kalırken, Türkiye’de ise artan elektrik ve doğalgaz fiyatları nedeniyle enerji özkaynaklarında azalma görüldü. Bununla birlikte, Türkiye’de enerji geçiş sürecine yönelik düzenleme ve yatırımlarda da gerileme yaşandı. Öte yandan, Angola’da yenilenebilir enerji yatırımlarındaki yavaşlama, ülkenin enerji geçiş sürecini duraklattı. Kuveyt ise fosil yakıtlara olan bağımlılığını sürdürerek, yüksek enerji yoğunluğu ve karbon emisyonlarıyla dünyanın en karbon yoğun ekonomilerinden biri olmaya devam ediyor. Enerji geçişinde yaşanan bu gerilemeler, küresel ölçekte sürdürülebilir enerji politikalarının önemini bir kez daha gündeme getiriyor.
Türkiye’nin enerji dönüşümü potansiyeli yüksek
Rapora göre Türkiye’nin Enerji Dönüşüm Endeksi (ETI) skoru 55,8 puan olarak belirlendi. Bu skor, Türkiye’nin enerji dönüşümü sürecinde mevcut durumunun ve geleceğe yönelik potansiyelinin genel bir göstergesi olarak değerlendirilmekte. Türkiye’nin Sistem Performansı (SP) Skoru ise 62,7 puan. Dönüşüm Hazırlığı (TR) Skoru 45,5 puan olarak belirlendi. Rapor, ülkelerin enerji dönüşüm performansını karşılaştırırken, bazı gelişmiş ekonomilerin dönüşüm hazırlığı alanında 70’in üzerinde puan aldığına dikkat çekiyor.
Gelişmekte olan ülkeler, enerji dönüşümünde yükselişte
Gelişmekte olan ülkeler ve Avrupa ülkeleri, son on yılda ETI puanlarında yüzde 7’lik bir artışla güçlü bir büyüme gösteriyor. Grup, düzenleme ve siyasi taahhüt, finans ve yatırımlardaki ilerlemelerin etkisiyle puanlarını yüzde 16 artırarak geçiş hazırlığında başarılı oldu. Son üç yılda yenilenebilir enerji kapasitesinin artırılması ve ulaşım altyapısının iyileştirilmesiyle önemli ilerlemeler kaydedildi; bu da altyapı puanlarına olumlu yansıdı. Bununla birlikte, yüksek enerji ithalatı ve tüketici satın alınabilirlik endişeleri nedeniyle zorluklar devam ediyor.
Teşviklerin yetersizliği enerji dönüşümünü yavaşlatıyor
Coğrafi ve iklimsel avantajlara sahip olan Türkiye, güneş ve rüzgar enerjisinde büyük bir potansiyele sahip. Ancak, rapor ve yerel eleştirmenler, mevcut yatırımların yetersizliği ve yerli üretimi destekleyen teşviklerin eksikliği nedeniyle bu potansiyelin tam anlamıyla hayata geçirilemediğini belirtiyor. Enerji verimliliğini artıracak akıllı şebeke sistemleri, enerji depolama çözümleri ve teknolojik altyapının güçlendirilmesi, ülkenin dışa bağımlılığını azaltma açısından kritik önem taşırken, mevcut düzenleyici aksaklıklar yatırımcıların tereddüt yaşamasına neden oluyor.