Finans danışmanı Yosun Çelikler, sürdürülebilir finans ve dijitalleşmenin şirketler için kritik bir öneme sahip olduğunu belirtti
2025 yılına dair öngörülerini paylaşan finans danışmanı Yosun Çelikler, şirketlerin finansal kaynaklarını değerlendirmek için uygulaması gereken 3 temel stratejiyi dijitalleşme, esnek finansman kaynakları ve risk yönetimi olarak açıkladı. Amerika Birleşik Devletleri’nde başlayan kariyer yolculuğunun ardından Türkiye’den Güney Afrika’ya, Nijerya’dan Mısır’a kadar uzanan geniş bir coğrafyada büyük ölçekli projelerin finansal yönetimini üstlenen Çelikler, “2024, hem Türkiye’de hem de küresel ölçekte ekonomik belirsizliklerin ve fırsatların bir arada yaşandığı bir yıl oldu. Yüksek enflasyon, merkez bankalarının sıkı para politikaları ve jeopolitik gelişmeler, iş dünyasını derinden etkiledi. Teknoloji ve dijitalleşmeye yatırım yapan şirketler rekabette öne çıkarken, sürdürülebilirlik odaklı iş modelleri daha fazla önem kazandı. Türkiye özelinde, ihracata dayalı büyüme stratejileri ve altyapı projeleri ekonomiyi desteklerken, döviz kuru dalgalanmaları ve finansmana erişim zorlukları bazı sektörler için risk oluşturdu” diye ifade etti.
“Piyasa dinamiklerine hızlı uyum sağlanmalı”
Avrupa, Afrika ve Ortadoğu’daki çok uluslu şirketlerde edindiği deneyimler ışığında, böylesi dönemlerde küresel yatırım stratejileri, mali risk yönetimi ve operasyonel mükemmeliyet konularında yeni standartlar belirlenerek çevik yapılar oluşturulması gerektiğini dile getiren Çelikler, bir şirketin ekonomik açıdan en çok göz önünde bulundurması gereken parametreleri şu şekilde açıkladı: “Finansal yönetim süreçlerinde en çok dikkat edilen unsurlar arasında nakit akışı yönetimi, yatırımın geri dönüşü (ROI), büyüme ve kârlılık dengesi, kur riski yönetimi ve sürdürülebilir finans kriterleri yer alıyor. Küresel ve yerel ekonomik gelişmelerin sürekli takip edilerek piyasa dinamiklerine hızla uyum sağlanması gerekiyor.”
“Proaktif bir finansal strateji izlenmeli”
İş dünyasının finansal kaynaklarını değerlendirmek konusunda 2025’te izlenmesi gereken 3 ana stratejiğiyle ilgili açıklamalarda bulunan Çelikler, “Bunların başında dijital dönüşüm ve teknoloji yatırımları bulunuyor. Şirketler, finansal verimliliği artırmak için dijitalleşmeyi önceliklendirmeli. Yapay zekâ, blok zinciri ve büyük veri analitiği gibi teknolojiler, maliyetleri optimize etmeye ve müşteri deneyimini iyileştirmeye yardımcı olabilir. 2025 yılında kredi maliyetlerinin değişkenliği göz önünde bulundurulduğunda ise şirketler sadece banka kredilerine bağımlı kalmamalı, daha esnek davranmalı. Halka arz, girişim sermayesi fonları ve yeşil finansman gibi alternatifleri değerlendirmeli. Döviz riskleri, faiz oranları ve global tedarik zinciri dalgalanmaları gibi faktörlere karşı proaktif bir finansal strateji izlemeli. Özellikle ihracat yapan şirketler, kur risklerini minimize edecek hedge mekanizmalarını daha aktif kullanmalı” değerlendirmesinde bulundu.
2025’in iş dünyasında daha fazla adaptasyon ve yenilik gerektiren bir dönem olacağını öngören Çelikler, veriye dayalı karar alma, sürdürülebilir finans ve dijitalleşmenin şirketler için en kritik unsurlar arasında yer alacağını belirtti.
“Genç nesillere rehberlik ettim”
Yarının ekonomik dinamiklerine hazır olmak için genç liderlere yatırım yapılmasının önemine de dikkat çeken Çelikler, bu alanda kendi gerçekleştirdiği uygulamalar hakkında şu detayları paylaştı: “Mentorluk programlarıyla finans dünyasına yeni yetenekler kazandırarak inovatif düşünce yapısının gelişmesine katkıda bulunuyorum. Bu süreçte, genç liderlerin yetişmesi için liderlik ve stratejik düşünme becerilerini geliştiren eğitim programlarının hayata geçirilmesinde aktif rol oynadım. Kapsayıcı mentorluk programlarıyla genç profesyonellere finansal analiz, yatırım stratejileri, kriz yönetimi ve sürdürülebilir büyüme modelleri konularında rehberlik ettim. Ayrıca, kadın liderlerin iş dünyasındaki rolünü güçlendirmek adına girişimcilik ve yönetim alanlarında özel mentorluk programları yürüttüm. Bir iş lideri olarak sadece sektördeki değil, toplumdaki tüm paydaşlara da faydalı olmayı misyon ediniyorum. Gerek Türkiye’nin gerekse görev aldığım global şirketlerin uluslararası pazarlarda güç kazanmasını desteklemeye devam edeceğim.”