Ege Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (ESİAD) Sürdürülebilirlik ve Sosyal Politikalar Yuvarlak Masası’nın katkılarıyla online olarak düzenlenen ‘Döngüsel Ekonomi: Endüstriyel Atıkların Geri Dönüşümü’ başlıklı toplantıda elektrikli ve elektronik ürünlerde endüstriyel atıkların geri kazanımı ele alındı. ESİAD Yönetim Kurulu Başkanı Sibel Zorlu, 2050 yılında dünyadaki yıllık atık üretiminin yüzde 70 oranında artmasının beklendiğini belirterek, “Döngüsel ekonomi modeli artık bir alternatif olmaktan çıkıp zorunluluk haline geldi” dedi.
Zorlu: Döngüsel ekonomi hayati önemde
Günümüzde döngüsel ekonomi modelinin artık bir alternatif olmaktan çıkıp zorunluluk haline geldiğini belirten Zorlu, “2021 yılında OECD tarafından yapılan bir araştırmaya göre 2060 yılına kadar 167 milyar ton malzeme kullanımına ulaşılacağı tahmin ediliyor. Kişi başına günlük malzeme kullanımının ise 45 kilograma ulaşacağı ve çevresel sorunların iyice ağırlaşacağı ifade ediliyor. Biyokütle, fosil yakıtlar, metaller ve mineraller gibi malzemelerin küresel tüketiminin önümüzdeki 40 yılda iki katına çıkması bekleniyor. 2050 yılına kadar yıllık atık üretiminin yüzde 70 oranında artması öngörülüyor. Bu çerçevede, geleceğimiz için döngüsel ekonominin hayati önemde olduğunu vurgulamakta yarar var. Avrupa Yeşil Mutabakatı’nın en önemli ayağını oluşturan Döngüsel Eylem Planı’na göre piller, akümülatörler, ambalaj ve plastik, elektrikli ve elektronik eşya, tekstil, inşaat ile gıda ürünlerinde atıkların azaltılmasına, geri dönüştürülmesine, endüstriyel simbiyoz uygulamalarının çoğaltılmasına yönelik pek çok düzenleme hayata geçiriliyor. İş dünyamızın döngüsel ekonomi modelini benimsemesi, bakanlıklarımız tarafından hazırlıkları sürdürülen Döngüsel Eylem Planına ve bu kapsamda çıkarılacak düzenlemelere hazır olması uluslararası rekabet gücümüze önemli katkılar sağlayacak” dedi.
Doç. Dr. Gündoğdu: Destek şart
ESİAD Sürdürülebilirlik ve Sosyal Politikalar Yuvarlak Masası Başkan Vekili Yrd. Doç. Dr. Vildan Gündoğdu da endüstriyel simbiyozun döngüsel ekonominin en önemli parçalarından biri olduğunu belirterek, “Bunu destekleyen örnekler de giderek artıyor. Örneğin, bazı organize sanayi bölgelerinde atık suyun arıtılıp enerjiye dönüştürülmesi ve buhar olarak başka tesislerde kullanılması oldukça başarılı bir uygulama. Avrupa’da da benzer şekilde fabrikaların atık ısısını başka tesislerin enerji ihtiyacını karşılamak için kullandığını görüyoruz. Ancak bu sürecin daha yaygın hale gelmesi için regülasyonların gözden geçirilmesi ve sektör bazında özel düzenlemelerin getirilmesi gerekiyor. Sanayicilerin temiz üretim teknolojilerine geçişini hızlandırmak için özellikle bu ekonomik koşullarda kesinlikle destek şart” diye konuştu.
Akınç: Atık, bir kaynak olarak görülmeli
Endüstriyel simbiyoz konusunda Türkiye’den ve dünyadan örnekler paylaşarak bilgilendirmelerde bulunan ClimeCo Türkiye Sürdürülebilirlik Lideri Oğuzhan Akınç ise “Şu anda insanlığın ihtiyaçlarını karşılamak için 1,75-2 dünya kaynağına ihtiyaç var. Atık miktarları hızla artıyor. Endüstriyel simbiyoz, işletmelerin birbirleriyle kaynak paylaşımı yaparak atıkları yeniden kullanmasına dayalı bir iş modeli. Atık artık bir sorun değil, bir kaynak olarak görülmeli” dedi.
Özbek: Sürdürülebilir geleceğe katkı sağlamalıyız
Beko Çevre Direktörü Zeynep Özbek, şirketin döngüsel ekonomi çalışmaları hakkında bilgi verdi. Özbek, “Eski ürünleri müşterilerimizin evlerinden alıp yerine yeni ürünler verdiğimizde, elde edilen tasarruf 54 milyon hanenin bir günlük enerji tüketimine denk geliyor. Eski çamaşır ve bulaşık makinelerinin dönüşümü ile 11 milyon hanenin günlük su tüketimi kadar tasarruf sağlıyoruz. Toplamda 260 bin ton karbondioksit emisyonunu engellemiş bulunuyoruz. Bu miktar 87 rüzgar türbininin yıllık elektrik üretimine denk geliyor. Hep birlikte daha sürdürülebilir bir geleceğe katkı sağlamalıyız” diye konuştu.
Balcı: Elektronik atık, fırsata dönüşebilir
Mol-e Kurucusu Müge Baltacı da elektronik atık yönetimini dijitalleştiren, şirketlere çevresel ve ekonomik kazanç sağlayan, sürdürülebilirliği teşvik eden bir sistem kurduklarını anlattı. Baltacı, “Elektronik atık, doğru şekilde yönetildiğinde bir çevresel yük olmaktan çıkıp ekonomik bir fırsata dönüşebilir. Bugün bir şirketin sürdürülebilir bir geleceğe katkı sağlaması için öncelikle atıklarını ölçümlemesi, takip etmesi ve analiz etmesi gerekiyor ” ifadelerini kullandı.