Salı, Kasım 4, 2025

Eczacılardan Cumhurbaşkanına açık mektup

TEİS, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a açık mektup göndererek Türkiye’deki mevcut ilaç fiyat kararnamesinin güncellenmesi talebinde bulundu

Tüm Eczacı İşverenler Sendikası (TEİS), Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik açık mektup yayımlayarak, Türkiye’deki ilaç fiyatlandırma sisteminin güncellenmesi talebinde bulundu. Mektupta küresel ekonomik koşullar ve ilaç piyasasındaki değişimler nedeniyle mevcut İlaç Fiyat Kararnamesi’nin yeniden düzenlenmesi gerektiği vurgulandı. TEİS, eczacıların karşılaştığı ekonomik zorluklar ve ilaç yokluğu sorunlarına dikkat çekerek bunların halk sağlığı üzerinde olumsuz etkileri olabileceği konusunda uyarılarda bulundu. TEİS, bu konu nezdinde ilaç erişiminin ve eczacılık hizmetlerinin sürdürülebilirliğinin sağlanabilmesi için acil düzenlemeler yapılması gerektiğini belirtti.


“Eczacı kâr oranları giderek azalıyor”


İlaç Fiyat Kararnamesi’nde yeterli düzeyde düzenlemelerin yapılmadığını dile getiren Saydan, “Küresel enflasyon dalgası, eczanelerimizi de derinden etkiliyor. İFK olarak da bilinen, ilaçta kârlılık baremlerinin belirlendiği İlaç Fiyat Kararnamesinde 16 yıldır yeterli bir düzenleme yapılamadı. Mevcut ilaç fiyat kararnamesine göre eczanelerin karlılığı depocuya satış baremleri bazında şu şekilde; Birinci kademe (Eski düzenlemelere göre 1-2-3. Kademeler) 328 TL yüzde 28, ikinci kademe (Eski düzenlemelere göre 4. Kademe) 328-657 TL yüzde 18, üçüncü kademe (Eski düzenlemelere göre 5. Kademe) 657 TL yüzde 13. Bahsi geçen kademelerin dönemsel euro kuru ile aynı oranda güncellenmemesi 3. kademe olarak nitelendirdiğimiz ve tamamına yakını ithal olan ilaçların, pazar paylarının her sene daha da artarak eczacının ortalama kârlılığının azalmasına sebep oldu. Eczane işletmelerinin sürdürülebilirliğini sağlayan en önemli unsur olan eczacı kâr oranları, belirlenen kademeler nedeniyle giderek azalıyor” değerlendirmesinde bulundu.


“İlaç Fiyat Kararnamesi artık miadını doldurdu”

Küresel ekonomik koşullara hitap eden ve ilaç hizmetinin sürdürülebilirliğini sağlayacak olan yeni bir İlaç Fiyat Kararnamesi ile yeni fiyatlandırma modeline gidilmesi gerektiğine dikkat çeken Saydan, “Bir diğer sorun ise, euro kuru 38 TL seviyesine ulaşmışken, ilaç fiyatlandırmasında esas alınan ‘Dönemsel Euro Kuru’nun 21,67 TL olarak belirlenmiş olması. Tüm dünyada yaşanan ekonomik iklim değişimi sebebiyle reel kur ile dönemsel euro kurunun arasındaki makas gün geçtikçe açılıyor; bu ciddi fark da ilaç tedariğinde kesintilere ve piyasada bulunabilirlik sorunlarına neden oluyor. 2022-2025 yılları arasında asgari ücret yüzde 420, TÜFE ise yüzde 270 oranında artarken, aynı dönemde euro kurundaki artış yüzde 244 seviyesinde kaldı. Kur güncellemesinin yılda bir kez olması ile birleşince her yıl güncelleme sonrasında piyasaya verilen ilaçlar bir süre sonra bulunamaz hale geldi. Bu durum, uzun yıllar uygulamada olup haklımızın ilaca uygun fiyatlı erişimini sağlayan ‘İlaç Fiyat Kararnamesi’nin artık miadını doldurduğunu ve ilaca erişimi kolaylaştırmaktan çok güçleştirdiğini de anlatıyor. Günümüz ekonomik koşullarını daha iyi yansıtan ve ilaç hizmetinin sürdürülebilirliğini sağlayacak yeni bir İlaç Fiyat Kararnamesi ile yeni bir fiyatlandırma modeli, eczanelerimizin ayakta kalmasını sağlamak yanında ilaç tedarik zincirinde yaşanan aksaklıkların önüne geçecek. Yaşadığı sorunlar karşısında devletin mücadelesine destek olmak için vakarını koruyarak, kendi sıkıntıları hakkında hiçbir serzenişte bulunmadan ilaç ve eczacılık hizmetini özveriyle devam ettirmeye çalışan serbest eczane eczacılarının dayanacak gücü maalesef ciddi oranda azaldı. Bu sebeple yeni ve modern bir ilaç fiyat kararnamesi hazırlanana kadar eczacı karlılığının belirlenmesinde kullanılan baremlerin güncellenmesi ve karlılıkların yeniden gözden geçirilmesi eczacılara can suyu olacak derecede önemli” diye açıkladı.


“Mesleğimizi kaygı duymadan sürdürmeyi arzu ediyoruz”

Tüm Eczacı İşverenler Sendikası Genel Başkanı Eczacı Nurten Saydan, kaleme aldığı açık mektupta serbest eczane eczacıları tarafından teknolojinin tüm imkanları kullanılarak hiçbir ayrım yapmaksızın vatandaşlara 7 gün 24 saat ilaç ve sağlık hizmetinin sunulduğuna dikkat çekti. Saydan, “Bütün dünyanın etkilendiği ekonomik sorunlar, ilaç piyasasının küresel bir pazar olması sebebiyle bizleri de oldukça zorluyor. Ülkemizin dört bir yanında, köy, kent, belde demeden, yaklaşık 30 bin noktada halkımıza konforlu bir ortamda ilaç ve eczacılık hizmeti sunan biz eczacılar, ne yazık ki son dönemde yaşanan ilaç yoklukları ve eczanelerimizin karşı karşıya kaldığı ekonomik zorluklar nedeniyle büyük bir çıkmaza girmiş bulunmaktayız. Kayıplarımızın telafi edilmesini ve mesleğimizi hiçbir ticari kaygı duymadan sürdürebilmeyi arzu ediyoruz. İlaçların bulunamıyor olması, biz eczacılardan ziyade toplum sağlığının ciddi bir sorunu haline gelmiş olup ilaç yokluğu, sağlık sistemimizin işleyişini tehdit etmektedir. İlaca erişim, her bireyin temel hakkı” diye ifade etti.


“Tüccar değil ‘bilim insanı’ olarak yetiştirildik”

Eczacıların ilk kez kendilerini bu kadar çaresiz hissettiklerini dile getiren Saydan, tek amaçlarının hizmetlerinin kesintisiz bir şekilde sürdürülebilmesi olduğuna vurgu yaparak,Bulunamayan ilaç, en pahalı ilaç. Bizler, halkımızın sağlığı için hizmet vermeye çalışırken hastalarımız, reçetelerindeki ilaçları bulabilmek için eczane eczane dolaşmak zorunda kalıyorlar. Bu durumu sadece izlemekle yetinemeyiz; Halk sağlığı için ilacın bulunabilir ve ulaşılabilir olmasını istiyoruz. Bugüne kadar pek çok zorluğa rağmen hizmet vermeye devam ettik, ancak ilk kez bu kadar çaresiz hissediyoruz. Tek amacımız, eczanelerimizi yaşatmak ve hizmetimizi kesintisiz sürdürebilmek. Biz eczacılar, fakültelerimizde ‘tüccar’ değil ‘bilim insanı’ olarak yetiştirildik. Ancak ilaç firmaları ticari kuruluşlar ve daima kâr-zarar hesabı yaparak hareket ederler. Maalesef, bu firmalar Sosyal Güvenlik Kurumu’na taahhüt ettikleri Kamu Kurum İndirimlerini (KKİ) uygulamaktan imtina etmekteler. Sosyal Güvenlik Kurumu, keyfi olarak hareket eden firmalara yaptırım uygulamadığı için bu indirimlerin zararı da eczacıların sırtına yeni bir kambur olarak yükleniyor. Üstelik bu firma ve ilaçların sayısı Sosyal Güvenlik Kurumu’nun kayıtsızlığı sebebiyle her geçen gün daha da artırıyor. Sendikamızdan sözlü ve yazılı olarak defalarca Sosyal Güvenlik Kurumuna başvurmamıza ve eczacının mağduriyetini anlatmamıza rağmen ne yazık ki bu duruma bir çözüm getirilemedi. Kamu Kurum İndirimlerinin uygulanmasını sağlamak Sosyal Güvenlik Kurumu’nun sorumluluğunda. Eczacıların tarafı olmadığı bir konuda ulusal ve uluslararası ilaç firmaları ile karşı karşıya getirilmesi kabul edilemez bir durum. Kurum, firmalara bu indirimleri uygulatamıyorsa istirham ediyoruz, ilaç hizmetimizi zorlaştıran bu indirimler kaldırılsın. Bunun yerine, eczanelerin aracı olmadığı, firma ile kurum arasında doğrudan mahsuplaşılan adil bir Kamu Kurum İndirim Sistemi acilen devreye alınmalı” açıklamasında bulundu.


“Mağduriyetlerimizin giderilmesini arz ederiz”

Eczacıların yaşadığı mağduriyetin giderilmesi talebinde bulunan Saydan, “Sizin sağlıkta Dönüşüm Programı çerçevesinde elde edilen, halkımızın serbest eczanelerden kaliteli ve konforlu ilaç teminini sağlayan başarılı dönüşümün devamlılığını sağlayacak kararlara imza atacağınıza yürekten inanıyoruz. Ülkemizdeki eczane eczacılarının tek sendikası olarak, İlaç Fiyat Kararnamesi’nde gerekli düzenlemelerin yapılmasını ve ilaç firmalarının Sosyal Güvenlik Kurumu’na gereken ve tarafı olmadığımız Kamu Kurum İndirimi sebebiyle karşı karşıya kaldığımız mağduriyetin giderilmesini emir ve tensiplerinize arz ederiz” dedi.

İLGİLİ HABERLER

GÜNDEM