Pazartesi, Mart 10, 2025

Türk mimarlar uluslararası arenada güçleniyor

Filiz Cingi Yurdakul, Türk mimarlık ofislerinin, Orta Doğu, Afrika, Türk Cumhuriyetleri ve Doğu Avrupa gibi bölgelerde güçlü bir konum elde ettiğini vurguladı

Türk Serbest Mimarlar Derneği (TSMD) Yönetim Kurulu Üyesi ve Aura Design Kurucusu Mimar Filiz Cingi Yurdakul, Türkiye’deki mimarlık sektörünün geleceğine dair önemli değerlendirmelerde bulundu. Yurdakul, sektörün küresel fırsatlar ve yenilikçi yaklaşımlar ile büyüme potansiyeline sahip olduğunu ancak mevcut ekonomik ve yönetsel zorlukların aşılması gerektiğini belirtti. Türk mimarlık ofislerinin, Orta Doğu, Afrika, Türk Cumhuriyetleri ve Doğu Avrupa gibi bölgelerde güçlü bir konum elde ettiğine dikkat çeken Yurdakul, bu bölgelerdeki gelişen inşaat sektörlerinin Türk mimarları için önemli fırsatlar sunduğunu vurguladı.


“Düzensiz kentleşme kentsel dönüşümü zorunlu kılıyor”

Sektördeki fırsatlarla ilgili açıklamalarda bulunan Yurdakul, “Çevresel sürdürülebilirlik, artık bir tercih değil, zorunluluk. Yeşil binalara olan talep artıyor ve Çevre Şehircilik Bakanlığı’nın hazırladığı yeni yönetmelikler, LEED, BREEAM gibi uluslararası sertifikasyon sistemleri büyük önem kazanıyor. Çevre, iklim ve enerji etkin tasarım ilkelerini benimseyen mimarlık ofisleri, bu dönüşümde öncü rol üstlenebilir. Deprem riski, düzensiz kentleşme ve eski yapı stokunun yenilenmesi ihtiyacı, kentsel dönüşüm projelerini zorunlu kılıyor. Bu süreç, yalnızca yeni yapılar inşa etmekle sınırlı olmayıp, aynı zamanda tarihi dokunun korunarak yeniden işlevlendirilmesini de kapsıyor. Kentsel tasarım ve yenileme projelerinde nitelikli mimari çözümler sunan ofisler için büyük bir iş potansiyeli mevcut. BIM (Yapı Bilgi Modellemesi), parametrik tasarım, yapay zekâ destekli analizler ve veri odaklı karar mekanizmaları, tasarım ve inşaat süreçlerini optimize ediyor. Bu teknolojileri etkin şekilde kullanan ofisler, sektörde fark yaratma potansiyeline sahip. Mimarlık, yalnızca işlevsel yapılar tasarlamak değil, aynı zamanda mimari dili ile farklı yaklaşımlar yaratıyor. Kullanıcı deneyimini önceleyen, estetik ve vizyoner tasarımlar, projelerin pazardaki rekabet gücünü artırıyor. Yatırımcılar için iyi tasarım, uzun vadeli bir katma değer sunuyor” dedi.


“Kaliteyi önceliklendiren ihale sistemlerine geçilmesi şart”

Yurdakul, sektörde gözlemlediği zorlukları ise şu şekilde sıraladı; Döviz dalgalanmaları, inşaat maliyetlerindeki artış ve yatırımcı davranışlarının temkinli hale gelmesi, sektörü doğrudan etkiliyor. Mimarlık ofislerinin tahsilat süreçlerindeki aksaklıklar, finansal süreçlerin yönetimini zorlaştırıyor. Kamu projelerinde ‘en düşük teklif’ ilkesi, tasarım kalitesini geri plana itiyor ve projeleri salt maliyet odaklı hale getirmekte. Mimarlık hizmetlerinde kaliteyi önceliklendiren ihale sistemlerine geçilmesi şart. Türkiye’de imar ve inşaat yönetmelikleri sık sık değiştiriyor ve çelişkili kararlar mimarın çalışma sürecini belirsiz hale getiriyor. Yönetmeliklerin bütüncül bir perspektifle ele alınması gerekiyor. Yerel yönetimlerin ön görülemeyen yönetmelik harici kabulleri, mimari onay sürelerinin uzamasına ve planlamalarda ciddi sapmalara sebep oluyor. Projelerdeki düşük ücret politikaları, uzun çalışma saatleri ve tasarım odaklı projelerin sınırlı olması, yetenekli mimarların yurt dışına yönelmesine neden oluyor. Planlama harici çok fazla sayıda mimarlık bölümü açılması mimarlık sektörüne çok fazla zarar veriyor ve algı kaybına neden oluyor. Meslektaşlarımızın işsiz kalmaları veya hizmet kısıtlarına yol açan bu durum genel mimarlık kavramının ve algısının gerilemesine sebep oluyor. Bu noktada risklerin farkında olup, durumu doğru yönetmek ve fırsatları değerlendirmek gerekiyor. Mimarların stratejik, maliyet bilinçli ve sürdürülebilir yaklaşımlar geliştirmesi, sektörde fark yaratmalarını sağlayacak.

İLGİLİ HABERLER

GÜNDEM