Çarşamba, Nisan 16, 2025

Karbon vergisi için geri sayım başladı

Sibel Zorlu, “Sanayicilerimizin ve ihracatçılarımızın AB’nin sınırda karbon mekanizmasına hazır olması kaçınılmaz. Karbon emisyonlarında azaltıma gidilmesi gerekiyor” dedi

Ege Sanayicileri ve İşinsanları Derneği (ESİAD)  tarafından düzenlenen çevrim içi toplantıda, Avrupa Birliği’nin (AB) 2026’da uygulamaya koyacağı Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM) ve Türkiye’nin hazırladığı Ulusal Emisyon Ticaret Sistemi (ETS) konuşuldu. Moderatörlüğünü, ESİAD Ekonomi Gözlem Grubu Başkanı Muhittin Bilget’in yaptığı toplantının açılış konuşmalarını, ESİAD Yönetim Kurulu Başkanı Sibel Zorlu ile Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı İklim Değişikliği Başkanlığı Başkan Yardımcısı Orhan Solak gerçekleştirdi. Toplantıda Avrupa Birliği Nezdinde Türkiye Daimî Temsilci Yardımcısı Bahar Güçlü ve İklim Değişikliği Başkanlığı Karbon Fiyatlandırma Dairesi Başkanı Eyüp Kaan Moralı da son gelişmeler hakkında bilgi verirken, sanayicilerden gelen soruları yanıtladı. ESİAD Yönetim Kurulu Başkanı Sibel Zorlu, 1 Ocak 2026 itibarıyla, Avrupa Birliği’nde karbon vergisi uygulamasına geçişin öngörüldüğünü belirterek, “Sanayicilerimizin ve ihracatçılarımızın AB’nin sınırda karbon mekanizmasına hazır olması kaçınılmaz. Atılması gereken adımlar çok net. Karbon emisyonlarında azaltıma gidilmesi gerekiyor” diye konuştu. 


Zorlu: Tüm dünya için bir numaralı tehdit, iklim değişikliği


İklim değişikliğiyle mücadelenin ekonomik rekabetçilik için hayati önem taşıdığına dikkat çeken Sibel Zorlu, dünyada yaşanan gelişmelerin etkilerinin küresel düzeyde hissedildiğini ifade ederek, “Son dönemlerde ciddi sınamalardan geçiyoruz. Bölgesel savaşlar, siyasi çekişmeler ve ekonomik sorunların etkileri küresel düzeyde yaşanıyor. Ticaret ve teknoloji savaşlarının dozu her geçen gün daha da artıyor. Esas itibarıyla tüm dünya için bir numaralı tehdit, iklim değişikliği. Atılması gereken adımlar ise çok net. Karbon emisyonlarında azaltıma gidilmesi gerekiyor. Öte yandan, Türkiye ile AB arasındaki gümrük birliği ve AB ülkelerine ihracat oranlarımız dikkate alındığında, sanayicilerimizin ve ihracatçılarımızın AB’nin sınırda karbon mekanizmasına hazır olması kaçınılmaz.  Söz konusu sisteme karşılık gelecek ülkemiz mekanizmalarının oluşturulması gerekiyor. 1 Ocak 2026 itibarıyla, Avrupa Birliği’nde karbon vergisi uygulamasına geçiş öngörülüyor. Ülkemizde Ulusal Emisyon Ticaret Sistemine ve sınırda karbon mekanizmasına nasıl geçileceği, geçiş döneminin nasıl değerlendirileceği, ortaya çıkacak mali yükümlülüklere karşı özel sektörün nasıl hazırlanacağı rekabet gücümüz bakımından belirleyici olacak” dedi.


Solak: Bu kanun, ETS’nin çerçevesini belirleyecek

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı İklim Değişikliği Başkanlığı Başkan Yardımcısı Orhan Solak da Akdeniz havzasında bulunan Türkiye’nin, iklim değişikliğinin etkilerini dünya ortalamasından çok daha fazla hissettiğini belirterek, “Sadece afetlerle değil; tedarik zincirlerinin bozulması, gıda ve su krizleri, hatta iklim göçleri gibi risklerle de karşı karşıyayız. Kısacası bu bir kalkınma ve güvenlik meselesi. Cumhurbaşkanı 2053 Net Sıfır Emisyon hedefini açıkladı. Bu da bizim için önemli bir dönüm noktası oldu. Yeşil dönüşüm tüm sektörlerde ciddi değişim gerektiriyor. Sanayinin dönüşümü bu sürecin en kritik ayağı. İklim Kanunu taslağı şu anda Meclis Genel Kurulu’na sunulmak üzere bekleniyor. Bu kanun, ETS’nin çerçevesini belirleyecek. Ayrıca Türkiye’nin yeşil taksonomisi için de temel olacak. Uluslararası ticaret artık iklim değişikliği odaklı standartlar üzerinden şekilleniyor. Türkiye ekonomisinin ve sanayisinin yeşil dönüşümü, sürdürülebilir kalkınmanın ve AB ile ticarette rekabet gücümüzün korunması açısından büyük önem taşıyor. Bu adımlar, küresel değer zincirlerine entegrasyonumuzu ve uluslararası yatırımlardan aldığımız payı artıracak” değerlendirmesinde bulundu. 

ESİAD’ın yeşil mutabakat konusunda ciddi çalışmalar yaptığını belirten Ekonomi Gözlem Grubu Başkanı Muhittin Bilget, “Zor bir küresel ortamdayız. Tüm bu zorluklara rağmen ihracatımızı koruyacak adımları atmaya devam edeceğiz” dedi. 


Güçlü: Temiz Sanayi Mutabakatı’ dikkat çekiyor

Avrupa Birliği Nezdinde Türkiye Daimî Temsilci Yardımcısı Bahar Güçlü ise AB’nin Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması’nı sadece bir iklim politikası olarak değil, aynı zamanda rekabetçilik aracı olarak kullandığını söyledi. 2026 yılında mali yükümlülüklerin başlayacağını hatırlatan Güçlü, “Türkiye’nin kendi yeşil dönüşüm sürecini hızlandırması, sanayimizin rekabetçiliği ve net sıfır hedefleri açısından çok önemli” ifadelerini kullandı. Dünyada yaşanan jeopolitik değişim ve dönüşüm süreciyle beraber yeşil mutabakatın da evrildiğini dile getiren Güçlü, “Özellikle şubat ayında açıklanan ‘Temiz Sanayi Mutabakatı’ dikkat çekiyor. Bu belgeyle birlikte, çalışmaların da bu yeni çerçevede yürütüleceği bir yapı oluştu. Temiz Sanayi Mutabakatı kapsamında, Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması’nı (SKDM) ilgilendiren bazı yeni tedbirler de gündeme geliyor. SKDM mevzuatının sadeleştirilmesi ve uygulanabilirliğinin artırılması hedefleniyor. Aynı zamanda SKDM kapsamına hangi sektörlerin dahil edileceği de tartışılıyor. Temiz Sanayi Mutabakatı’nın iki temel odağı olduğunu görüyoruz. Bunlardan ilki, enerji yoğun sektörler. Diğeri ise net sıfır teknolojilerle birlikte, otomotiv gibi Avrupa Birliği ekonomisi açısından stratejik öneme sahip sanayilerin dönüşümü. Bu alanlarda atılacak adımlar, Avrupa’nın sürdürülebilir sanayi vizyonunun temelini oluşturuyor” ifadesinde bulundu. 


Moralı: Hızlı başlayıp enerjimizi tüketmemeliyiz

İklim Değişikliği Başkanlığı Karbon Fiyatlandırma Dairesi Başkanı Eyüp Kaan Moralı da Türkiye’de kurulacak Ulusal Emisyon Ticaret Sistemi’nin sanayinin yeşil dönüşümüne finansman sağlayacağını ve düşük karbonlu üretimi teşvik edeceğini belirtti. Sistemi, 2026 yılında 179 tesisle uygulamaya başlayacaklarını ifade eden Moralı, “Bu bir maraton. Hızlı başlayıp enerjimizi tüketmemeliyiz. Kamu, özel sektör, sanayi birlikte hareket ederek bu süreci yönetmeliyiz” diye konuştu. 

İLGİLİ HABERLER

GÜNDEM