Musa Yılmaz, doğal afetlerle mücadele ederek ürünlerini korumaya çalışan çiftçilerin bu kez de ihracat kısıtlamasının yarattığı ekonomik baskıyla karşı karşıya kaldığına dikkat çekti
ŞURA NUR SAVRANOĞLU
Ticaret Bakanlığı tarafından 8 Nisan 2025 tarihi itibarıyla limon ihracatının geçici olarak durdurulduğu kararı paylaşıldı. Bakanlık tarafından paylaşılan açıklamada, gıda arz güvenliğinin sağlanması hedefiyle, tarımsal ürünlerin ve gıda maddelerinin arz ve talep dengesi ile yurt içi ve yurt dışı fiyat gelişmelerinin yetkili kurumlar tarafından yakından takip edildiği belirtildi. Bu amaç doğrultusunda ise yerli üretimin korunması ve artırılması amacıyla spekülatif fiyat artışlarına meydan verilmemesi gerekçe gösterilerek limon ihracatının geçici süreyle durdurulması kararının alındığı ifade edildi. Söz konusu açıklamada özellikle Adana, Mersin ve Hatay illerinde yaşanan don vakalarına ilişkin olarak piyasa şartlarının yakından takip edilerek, ihtiyaç duyulması halinde, gerekli ilave tedbirlerinin de değerlendirilebileceğinin altı çizildi. Mersin Ziraat Odası Başkanı Musa Yılmaz, konuya dair TİCARET Gazetesi’ne açıklamalarda bulunarak bu kararın üreticiye sert bir müdahale olduğunu belirtti. Yılmaz, son yıllarda don, dolu ve şiddetli yağışlarla mücadele eden çiftçilerin, bu kez de ihracat kısıtlamasının yarattığı ekonomik baskıyla karşı karşıya kaldığına vurgu yaptı.
“Çiftçiyi don zaten vurmuştu, şimdi de bakanlık vurdu”
Devletin üreticisinin yanında daha fazla yer alması gerektiğinin altını çizen Yılmaz, “Limon ihracatıyla ilgili söylenecek çok şey var. Zaten bölgemizin çiftçisi son dönemde üst üste darbeler aldı. Önce don vurdu, ardından geçtiğimiz cumartesi günü lokal bölgelerde etkili olan şiddetli yağış ve dolu afetiyle bir kez daha büyük zarar gördük. Şimdi de bakanlık kararıyla adeta üçüncü darbe geldi. Üreticiye resmen ‘üretme’ deniyor. Üretici, tüm zorluklara rağmen inatla üretmeye devam ediyor. Oysa üreticisini koruması gereken, fazla ürünü ihracat yoluyla pazarlayıp çiftçiyi ayakta tutması gereken devlet, ne yazık ki bu süreçte destek olmak yerine köstek oldu. Bu durumu kabullenmek mümkün değil. Eskiden ‘devlet baba’ denirdi. Devlet neden babadır? Çünkü böyle zamanlarda üreticisinin, çiftçisinin yanında olur ama şimdi devletin de üreticiye bir darbe vurduğu bu noktada, artık söylenecek söz kalmadı diye düşünüyoruz” diye konuştu.

“Yasak, limon fiyatları dibe vurana kadar devam edebilir”
Bakanlık açıklamasında belirtilen ihracat yasağının geçici olması konusuyla ilgili görüşlerini aktaran Yılmaz, bu noktada sürecin iyi analiz edilip yorumlanması gerektiğini söyleyerek, “Geçici bir yasak olduğu belirtiliyor ancak ne kadar süreceği ve gerekçesi net değil. Bu kararın, iç piyasadaki limonun kendi vatandaşımıza yetmeyeceği endişesiyle mi, yoksa piyasadaki fiyat artışlarıyla mı ilgili olduğu değerlendirilmeli. Yasak kararına bu açılardan bakmak gerekiyor. Bana göre asıl mesele fiyat artışları. Çünkü bu artışlar enflasyonu da tetikliyor. Konuyla ilgili yorum yapan bazı gazeteciler ve teknik uzmanlar da bu yasağın enflasyonu düşürmeye yönelik bir adım olduğunu belirtiyor. Eğer gerçekten amaç buysa, yasak limon fiyatları dibe vurana kadar devam edebilir. Oysa çiftçinin üretim maliyeti 7-8 TL seviyesinde. Bundan 15-20 gün önce limonun fiyatı zaten 7-10 TL aralığındaydı. Son günlerde biraz toparlanma başlamıştı. Ancak yaşanan don olayları nedeniyle birçok ürün dalında kaldı, zarar gördü. Dalından ürününü kurtarıp depoya koyabilen çiftçiler az da olsa nefes almıştı. Şimdi ise bu ihracat yasağı kararıyla o çiftçiler de bir darbeyi daha yemiş oldu” dedi.
“Üreticiler, ürünlerini elden çıkarmak zorunda kaldı”
Son dönemde yaşanan don olaylarının limon rekoltesine ve ihracat potansiyeline etkisi üzerine konuşan Yılmaz, “İhracat konusunu değerlendirirken, limon üretiminin geçmiş yıllardaki durumunu da göz önünde bulundurmak gerekiyor. Geçmişte limonun satılamadığı dönemlerde yapılan yorumlar ve elimizdeki veriler, aslında limon üretiminin iç piyasadan çok daha fazla olduğunu gösteriyor. Bu veriler yalnızca bizim ilçemize ait değil; ilin genel kayıtları Tarım İl Müdürlükleri gibi yetkili kurumlarda bulunuyor. Biz de yorumlarımızı bu verilere dayandırarak yapıyoruz. Üretimin fazla olduğu yıllarda limonun ihracata gitmesi gerektiği yönünde genel bir kanaat var. Bu yıl ise durum biraz farklı. Dalında hasat edilmemiş limonların önemli bir kısmı soğuk hava nedeniyle zarar gördü. Aslında sadece limon değil, narenciyenin genelinde benzer sorunlar yaşandı. Ürünü don afetinden kurtarabilen üreticiler ya limonlarını depolara koydu ya da ucuz fiyata satarak elden çıkarmak zorunda kaldı. Bu işi ticari olarak yapan kişiler de ürünleri alıp depolayarak, olumsuz piyasa koşullarını zamana yayarak daha sonra kârlı bir şekilde değerlendirmeyi hedefliyordu. Bu hem üreticiye hem de ticaretini yapanlara bir nebze olsun kazanç sağlayan bir yöntemdi. Ancak ihracat yasağı kararıyla, sektör bu kanaldan da bir darbe yemiş oldu” dedi.

“İhracat yasağının bir an önce kaldırılmasını istiyoruz”
Bakanlığın ihracat yasağı kararının üretici, tüccar ve ihracatçılar üzerindeki ekonomik etkilerini değerlendiren Yılmaz, bu işten en çok zarar gören kesimin yine çiftçiler olduğuna dikkat çekerek, “Dönüp dolaşıp yine zarar gören çiftçi oluyor. Hangi açıdan bakarsanız bakın, üretici kazanmıyor. Son yıllarda üretici 3-5 yıldır doğru düzgün para kazanamıyor; borcunu borçla kapatıyor. Her geçen yıl borçlar katlanarak artıyor. Bu da üreticiyi üretimden kopma noktasına getiriyor. İhracat yasağının bir an önce kaldırılmasını istiyoruz. Zaten çiftçi doğal afetlerle sürekli mücadele ediyor. Üzerine bir de bu tür yasaklar eklenince üretici iyice zor duruma düşüyor. Bu vesileyle devlet yetkililerine sizin aracılığınızla seslenmiş olalım: Lütfen üreticinin sesine kulak verin” diye ifade etti.