24.Uluslararası İşletmecilik Kongresi’nde, iş dünyası temsilcilerinin gelecekte ihtiyaç duyulacak becerileri akademiyle paylaşması gerektiğine dikkat çekildi
İzmir Sanayici ve İş İnsanları Derneği (İZSİAD) ile Yaşar Üniversitesi iş birliğinde 24.Uluslararası İşletmecilik Kongresi’nin açılışı gerçekleştirildi. Kongrede akademi-sanayi iş birliğinin yeniden tasarlanması gerektiği üzerinde durularak, beceri politikası modeli kapsamında iş dünyası temsilcilerinin gelecekte ihtiyaç duyulacak becerileri tespit edip, akademiye vermesi gerektiği belirtildi. Ayrıca üniversite kampüslerinin herkese açık olması gerektiği ve yeni dönemin becerilerinin herkese kazandırılmasının önemli olduğu vurgulandı.
İZSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Cengiz, ilk kez bir STK’nın bir üniversitenin yanına eklemlenerek, kongre için ev sahipliğini üstlendiğini dile getirdi. Bugüne kadar sadece üniversitelerin ve akademi çevrelerinin organize ettiği bu kongrenin bu yıl iş dünyasına da kapılarını açtığını söyleyen Cengiz, “Bu, organizasyon boyutuna taşındı. Teori ile pratiğin bir arada bulunduğu kongre, bu açıdan çok değerli ve önemli” dedi.
“Üniversite-sanayi işbirliğini yeniden tasarlamalıyız”
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir Milletvekili Prof. Dr. Ümit Özlale, dünyanın önünde dördüncü sanayi devrimi olduğunu belirtti. Dördüncü sanayi devriminin diğer devrimlere göre çok daha yıkıcı olduğunun altını çizen Özlale, “Dördüncü sanayi devriminin vasata tahammülü yok. Yepyeni işler ve tecrübeleri elde etmemizin gerektiği bir dönemden geçiyoruz. Üniversite-sanayi işbirliğini yeniden tasarlamamız gerekiyor. Benim aklıma iki tane model geliyor. Birinci model, beceri politikası. İş dünyamızın temsilcileri, önümüzdeki dönem hangi becerilere ihtiyaç olduğunun bir envanterini çıkartmalı ve o becerileri vermeli” diye konuştu.
Üniversite kampüslerine girişlerin kimlikle olmaması gerektiğini, herkesin kampüse gelip yeni dönemin gerektirdiği becerileri elde etmesi gerektiğini belirten Özlale, “45-50 yaşında artık becerilerimiz çağdışı kalmışsa sosyal güvenlik krizlerine takılarak işsiz kalacaksınız. O yüzden bu yıkıcılığı azaltmamız için kampüsü herkese açmamız ve becerileri herkese sağlamamız lazım” dedi. İkinci modelin de girişimcilik olduğunu kaydeden Özlale, üniversitelerin girişimcilik merkezlerine dönüştürülmesi gerektiğine dikkat çekti.
“2014’te iş birliğinden doğan patent başvuruları yüzde 43”
Basifed Yönetim Kurulu Başkanı Semiha Güneş, üniversite-sanayi iş birliği ile ilgili şunları söyledi: “1992’de üniversiteler ve sanayi iş birliğinden doğan patent başvuruları tüm akademik patentlerin yüzde 24’ü iken, 2014 yılında bu oran yüzde 43’e yükseldi. Avrupa Patent Ofisi verilerine göre, sanayi kaynaklı tüm buluşların yüzde 50’si, bir araştırma üniversitesine 30 kilometreden daha yakın bir alanda gerçekleşti. Bu rakam üniversitelerin bulunduğu bölgelerde inovasyon ve patent üretiminin ciddi şekilde arttığını gösteriyor.”
Akademisyenler ve öğrenciler tarafından kurulan start-up’lar, tüm yenilikçi girişimlerin yaklaşık yüzde 15’ini oluşturduğunu söyleyen Güneş, biyoteknoloji gibi bilim temelli teknolojik alanlarda bu oranın yüzde 23’e kadar çıktığını kaydetti. Güneş, bu rakamların üniversitelerin sadece bilgi üretmediğini, aynı zamanda yeni şirketler doğurduğunu gösterdiğini belirtti. Güneş, Türkiye’nin ekonomik büyümesini sürdürülebilir ve yenilikçi temellere oturtmak istiyorsa, akademi-sanayi iş birliğini slogan değil, sistematik bir kalkınma stratejisine dönüştürmesi gerektiğini vurguladı.
“Akademi-iş dünyası etkileşimi, refah için önemli”
Uluslararası İşletmecilik Kongresi Danışma Kurulu Başkanı Prof. Dr. M. Şükrü Akdoğan, günümüzde akademiyle reel sektörün bir araya gelerek çözüm odaklı düşünmesinin her zamankinden daha fazla önemli olduğunu vurguladı. Akademi ve iş dünyasının etkileşiminin sadece işletmecilik bilimi açısından değil toplumun genel refahı açısından da büyük önem taşıdığını kaydeden Akdoğan, “Üniversite-sanayi iş birliği, yaşayan ve dönüşüm sağlayan bir modele dönüştürme çabasının bir ürünü” dedi.
“İZSİAD ile omuz omuza çalıştık”
Yaşar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Levent Kandiller, kongreyle ilgili şöyle konuştu: “Sektörle iç içe, sektörün sorunlarının da tartışıldığı panellerle süslenmiş, akademik değeri çok yüksek bir organizasyonda İZSİAD ile omuz omuza çalıştık. Sektörle ilgili düzenlediğimiz panellerimiz var. Bunlar; girişimcilik, döngüsel ekonomi ve dijital dönüşüm üzerine. Özel sektörün üst düzey yöneticileri ile beraber olma fırsatını bulabileceğimiz paneller mevcut.”
“Değişimin hızlı şekil aldığı bir dünya var”
Önceki dönem Gençlik ve Spor Bakanı olan Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) İzmir milletvekili Dr. Mehmet Kasapoğlu, değişimin her zamankinden daha hızlı şekil aldığı bir dünyanın olduğunu ifade etti. Kasapoğlu, dijitalleşme, sürdürülebilirlik, küresel tedarik zincirleri, uluslararası rekabet koşulları, kültürel çeşitlilik gibi pek çok konunun işletmecilik camiası için her zamankinden çok daha önemli olduğunu kaydetti. Kasapoğlu, İzmir’in bu kongreye ev sahipliği yapıyor olmasının sadece sembolik bir iş birliği olmadığını aynı zamanda iş dünyasının tecrübesini ortaya koyduğunu vurguladı.
“Enstrümanımız dijitalleşme”
İzmir Valisi Dr. Süleyman Elban, önceden üretim ve teknolojinin batı dünyasının tekelinde olduğunu söyledi. Ama artık hiçbir şeyin birinin tekelinde olmamaya başladığını belirten Elban, “Dördüncü sanayi devriminde hızlı yol alabilirsek yakalama şansımız var. Bu konuda en büyük enstrümanımız dijitalleşme. Eğer dijital dönüşümü hızlı tamamlar, bu konuda hızlı adımlar atabilirsek dünyadaki dördüncü sanayi devrimini de geçip, 5.0’ı yakalamış oluruz” diye konuştu.