EY/IIF yaptığı Küresel Bankacılık Risk Yönetimi Araştırması’na göre, bankacılık sektöründeki CRO’ların çeşitlenen risklerine karşı daha çevik hareket etmesi gerekiyor
Uluslararası danışmanlık, denetim, güvence, strateji, kurumsal finansman ve vergi hizmetleri şirketi EY ve IIF (Uluslararası Finans Enstitüsü) tarafından küresel çapta 14.sü gerçekleştirilen Küresel Bankacılık Risk Yönetimi Araştırması sonuçları açıklandı.
Araştırma; bankacılık sektöründeki üst düzey risk yöneticilerin (CRO) günümüzde ve önümüzdeki dönemde karşılaşabileceği en kritik zorlukları ortaya koyuyor. Araştırmaya göre, bankacılık sektöründe CRO’ların yüzde 75’inin belirttiği üzere siber riskler, önümüzdeki yıl için de en büyük endişe kaynağı olmaya devam ederken, bunu yüzde 38 ile operasyonel dayanıklılık ve yüzde 36 ile jeopolitik risk konuları takip ediyor. Buna ek olarak yapay zekâ, risk yönetimi uygulamalarını dönüştürme konusunda önümüzdeki üç yıl için banka CRO’ların yüzde 49’unun en kritik gündem maddeleri arasında yer alıyor. Aynı zamanda araştırma sonuçları, risk ortamının değişkenliğini, para politikası, ticaret gerilimleri ve jeopolitik belirsizlikler gibi dışsal faktörlerin etkisini de ortaya koyuyor.
Çeşitlenen risklere karşı banka CRO’larının daha çevik hareket etmesine dair önemli içgörüler sunan EY/IIF Küresel Bankacılık Risk Yönetimi Araştırması’nın yeni versiyonu; bu zorluklara karşı çabaların politikalar, yeni süreçler ve kontrollerin yanı sıra teknoloji ve yetenek alanlarını da kapsamasıyla çok boyutlu hale geldiğini vurguluyor. Araştırmaya göre, senaryo planlamasının yaygınlaştırılması, risklerin organizasyon üzerinde nasıl bir etkisi olacağı ve gelecekte nasıl evrilebileceği konusunda öngörüler elde etmek için kritik önem taşıyor. Ayrıca, banka CRO’ları jeopolitik, finansal riskler ve iklim riskleri de dahil olmak üzere birçok farklı risk türü üzerinde senaryo analizini giderek daha fazla kullanıyorlar.
Politik risk değerlendirmesi genişledi
Banka CRO’larının yüzde 58’i, senaryo analizi ve stres testinin, iklim değişikliği risklerinin yönetimini desteklemedeki en önemli mekanizmalar arasında olduğunu belirtiyor. Yüzde 56’sı, jeopolitik riski azaltmak için politik risk değerlendirmesini ve senaryo planlamasını genişlettiklerini söylüyor. Araştırmaya katılanların yüzde 52’si ise, finansal risk yönetim yeteneklerini artırmaya yönelik planladıkları iyileştirmeler arasında risk ölçümü, stres testi ve senaryo analizinin ilk sıralarda yer aldığını ifade ediyor. Araştırmaya göre CRO’ların, yüzde 59’u operasyonel dolandırıcılık, yüzde 44’ü uyumluluk ve yüzde 40’ı kredi risklerini daha verimli veya etkili bir şekilde belirlemek, yönetmek, izlemek ve raporlamak için GenAI kullandıklarını belirtiyor.
Risk önceliklerinde önemli değişimler
Araştırmaya göre; jeopolitik risklerin artışı ve siber güvenlik, iklim değişikliği ve düzenleyici uyumluluk gibi finansal olmayan risklerin öneminin artması önümüzdeki 12 ay için bankacılık sektöründeki risk önceliklerinde önemli bir değişime işaret ediyor. Araştırma sonuçlarına göre, CRO’lar olası olumsuz senaryolara hazırlanmak için birden fazla alanda aksiyon alıyor. Yüzde 62’si risk iştahını azaltıyor veya belirli yüksek riskli sektörlere ve bölgelere kredi vermeyi kısıtlıyor, yüzde 56’sı ise kredi standartlarını sıkılaştırıyor. Bununla birlikte, bu ileriye dönük adımlar bankaların ekonomik yavaşlama durumunda değişime hızla uyum sağlamasını sağlayacaktır.

Risk yönetimi insan yeteneğine bağımlı
Araştırmada, günümüzde risk yönetimi giderek daha fazla teknoloji destekli ve veri odaklı hale gelmesine rağmen, hala büyük ölçüde insan yeteneğine bağımlı olduğu belirtildi. Bu doğrultuda, banka CRO’larının yetenek tabanını genişletmek ve çeşitlendirmek için etkili adımlar attıkları görülüyor. EY araştırmasına göre; beceriler ve yetenekler açısından en önemli öncelikler arasında yüzde 63 ile dijital zekâ, yüzde 54 ile değişken risk ortamına uyum sağlama yeteneği ve yüzde 51 ile en az bir alanda daha derin uzmanlaşma yer alıyor.
Araştırma sonuçları; CRO’ların organizasyon modellerini işletmeden gelen artan talebi karşılamak ve gelişen risk profillerine uyum sağlamak için nasıl yeniden şekillendirdiklerini vurguluyor. Araştırmaya katılanların yüzde 64’ü, önümüzdeki üç yıl içinde daha fazla risk yönetimi kaynağı eklemeyi planlıyor. Katılımcıların yüzde 68’i ise aynı zaman diliminde daha fazla tam zamanlı çalışanın katılacağını öngörüyor. Ayrıca, işletme modellerini tasarlamanın en iyi yolunun daha sık tartışıldığı görülüyor.
“Bankalar teknolojik donanıma da sahip olmalı”
EY Türkiye Finansal Hizmetler Sektör Lideri ve Şirket Ortağı Levent Atakan, EY/IIF Küresel Bankacılık Risk Yönetimi Araştırması ile ilgili, “Bankacılık sektörünün dinamik ve değişken doğası, banka CRO’larının beklenmedik durumlara hazırlıklı olmalarını, olası risklere karşı daha geniş bir senaryo modellemesi geliştirmelerini ve gerçekleşen olaylara karşı etkili bir şekilde yanıt vermelerini gerektiriyor” değerlendirmesinde bulundu. EY Türkiye Finansal Risk Hizmetleri Şirket Ortağı Ezgi İvecan ise, “Giderek çeşitlenen ve daha karmaşık hale gelen risk ortamında sürdürülebilir başarıya ulaşmak için bankalar, yalnızca risklere yanıt vermekle yetinmemeli; aynı zamanda bunları öngörebilecek çevikliğe, teknolojik donanıma ve yeteneğe sahip olmalıdır” dedi.