Cuma, Mayıs 16, 2025

Yapay zekayı ‘hız ve beceri’ şekillendirecek

Global Teknoloji Lideri Ayşegül İldeniz, “Fortune 500 şirketlerinin yöneticileri bile yapay zeka konusunda çok yavaş kaldıklarını söylüyorlar. Bu, Türkiye için bir fırsat. Henüz herkesin eşit derecede yavaş olduğu bir yarışta hızlı olan kazanır” dedi

GÜLCİHAN ALTINKAYA-ESLEM TÜRKOĞLU

Ege Genç İş İnsanları Derneği (EGİAD) ve Ege Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (ESİAD) iş birliğiyle düzenlenen ‘Yapay Zeka Zirvesi’, geleceğin dünyasına dair vizyon çizdi. Yapay zekayı üretim ve iş modellerine entegre eden firmaların deneyimlerini paylaştığı etkinlikte, girişimciler de geleceğe yönelik öngörülerini ve başarı hikayelerini aktardı. Sanayicilerden genç teknoloji takipçilerine uzanan geniş bir katılımcı profiliyle düzenlenen zirvede, İzmir’in yapay zeka üssü olabilmesi için atılması gereken somut adımlar da masaya yatırıldı. Yapay zekanın eğitim ve iş dünyası başta olmak üzere hayatın her alanını dönüştürdüğü belirtilen etkinlikte, özellikle ‘hız’ kavramının önemine değinildi. Şirketlerin yetenek geliştirmeye önem vermesi gerektiği belirtilen zirvede, yeteneklerin tespit edilip, geliştirilmesi sonra da teste tabi tutulmasının önemi vurgulandı.


“Hızlı olan kazanır”

İş dünyasına ilişkin verileri aktaran Global Teknoloji Lideri Ayşegül İldeniz, “McKinsey tarafından birkaç ay önce yayımlanan yeni bir araştırmaya göre, Fortune 500 şirketlerinin yüzde 90’ı yapay zekayı aktif bir şekilde ve her gün kullanıyor. Bu şirketlerin yüzde 58’i cirolarını artırmışlar. İlginç olanı ise yüzde 80’i yüzde 1-5 arasında artırırken yüzde 20’si yüzde 6-20 arasında artırıyor. Çok büyük bir gelir kazandıklarını iddia ediyorlar. Yöneticiler, şirket olarak çok yavaş olduklarını söylüyorlar. Yol haritanız var mı dediğimizde sadece yüzde 25’i yapay zeka yol haritası koyabiliyor” dedi.

İş hayatında bilginin değil becerinin kazanacağını ifade eden İldeniz, “Soruları kim soruyorsa, liderlik artık onda. Bu çağda ayakta kalmak istiyorsak, ‘bu hep böyleydi’ cümlesini bırakıp her şeyi yeniden düşünebilmeliyiz” dedi. Konuşmasında liderlerin dönüşümdeki rolüne de dikkat çeken İldeniz, “Lider demek, başkalarını izlemek değil, yön tayin etmek demek. Bugün Fortune 500 şirketlerinin yöneticileri bile yapay zeka konusunda çok yavaş kaldıklarını söylüyorlar. Bu, Türkiye için bir fırsat. Henüz herkesin eşit derecede yavaş olduğu bir yarışta hızlı olan kazanır” ifadelerini kullandı. Gençlere ve geleceğin iş gücüne de seslenen İldeniz, “Yeni nesil 18 farklı işte çalışacak. Çünkü işleri ezberleyerek değil, sorgulayarak ve etkileyerek yapacaklar. Onun için çocuklarımıza sabit bilgi değil, dayanıklılık, merak, takım ruhu ve yaratıcı düşünce öğretmeliyiz. Artık buzdolabına bilgiyi koyup kapağını kapatma devri bitti” diye konuştu.


“Çok radikal şeyler olacak”

Uzun vadede hayatımızın çok ciddi ve radikal bir biçimde değiştirecek bir dalga geldiğini belirten İldeniz, “Henüz ortada bir etki yok. Garip ama kısa bir zaman dilimi var önümüzde. O zaman diliminde nasıl pozisyon aldığımız İzmir olarak son derece önemli. Çok radikal bir şeyler olacağına dair iki neden var. Para demek beyin gücü demek. Silikon Vadisi’nde insandan başka hiçbir şeyimiz yok. En zeki insanlar en pahalı insanlar. 2,5 yıldır alt yapıya, araştırma ve geliştiremeye ve işlemcilere kovayla para dökülüyor. Bu kadar büyük beyinler bir konuya konsantre olduğunda insanlık çok ciddi sıçramalar yapmış. İkincisi konu ise hız. Piyasaya teknolojik bir ürün koyduğumuz zaman onun ne kadar hızda kaç kişiye yayıldığı bizim bir numaralı önceliğimizdir. 2007-2025 yılları arasında yani 18 yılda bütün hayatımız başka bir dünyaya sıçrama yaptık. Bu iki nedenden dolayı ciddi bir sıçrama ve radikal bir değişiklik yaşantımıza getireceğini düşünüyorum. Henüz hiçbir şey görmedik” dedi.


“Fiziksel dünyanın yapay zekası oluşturulmaya çalışılıyor”

Konuşmasında gelecek için üç başlık üzerinde duran İldeniz, bu başlıkları robotlar, ajanlar ve biyolojik devrim olarak özetledi. İldeniz, “Robotlar üzerine çok uzun yıllardır çalışılıyor. Biz yıllardır çok basit ve çerçeveler içindeki şeyleri robotlara yaptırmaya çalıştık. Tamamen simülasyon yapıyoruz. Algoritma bir şekilde yetmiyor. Fiziksel hareketleri de robotlara entegre etmeye çabalıyorduk. Şu anda düşünebilme yeteneğini içine koyabiliyoruz robotların. Sensörleri de içine entegre edebilmeye başladık.  Robot konusunda özellikle bilişimde ve yapay zekada çok net bir sınırımız var. Kullandığımız gri ekranlarla sınırlıyız. Fiziksel dünyayı algılama kapasitesinden yoksun. Onu şu anda test ediyorlar. Fiziksel dünyanın yapay zekası oluşturulmaya çalışılıyor. Bu da çok zor” diye konuştu.

İldeniz, konuşmasına şöyle devam etti: “Ajanlar ise yapay zekaların minik minik birbiriyle konuşması ve anlaşması. Herkes bu teknolojiyi geliştirmeye çalışıyor gerçek katma değerin burada oluşturulacağı düşünülüyor. Gelecekte nasıl olacak? Bizim dışımızda düşünecek, hareket edecek nesnelere nasıl yol göstereceğiz, o çerçeveyi nasıl çizeceğiz sorusu bugün geçerli yarın çok daha da geçerli olacak. Gelecek konuşuyorum çünkü bugünü konuşmuyorum. Bunların farklı versiyon ve uygulamalarını göreceğiz” dedi.

Biyoteknoloji konusu yapay zekadan sonra en büyük ikinci konu olduğunu belirten İldeniz, “Bu alanda yatırım itibariyle kurulan şirketlerden 3’te biri neredeyse biyoteknoloji ve genetik alanında yatırım yapıyor. Yapay zeka elimize inanılmaz bir anahtar verdi. İnsan olarak doğayla yaşamayı çok iyi başaran bir türüz. Ama hiçbir zaman doğayı temel taşından değiştirmeye kalkmamıştık. Bu olacak ve oluyor. Bunu da hep birlikte izleyeceğiz” ifadelerini kullandı.


“Akıllı sanal asistanlarla dönüşüm içindeyiz”

İzmir Ekonomi Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Levent Eren’in moderatörlüğünü üstlendiği “İzmir’de Yapay Zeka Ekosistemi ve İhtiyaçlar” oturumunda; üniversitelerden özel sektöre, kamudan hukuk alanına kadar uzanan bir perspektifte şehrin potansiyeli ve ihtiyaçları tartışıldı. Panelin açılışında konuşan Prof. Dr. Levent Eren, “Yapay zeka sadece iş modellerini değil, eğitimi de dönüştürüyor. Üniversite olarak biz de kişiselleştirilmiş öğretim deneyimleri, yapay zeka destekli ölçme-değerlendirme sistemleri ve akıllı sanal asistanlarla dönüşüm içindeyiz. Öğrencilerin öğrenme hızları, ilgi alanları farklı. Yapay zeka sayesinde öğrenciye özel içerikler üretebiliyor, anlık geri bildirimlerle eğitimi daha etkili hale getirebiliyoruz. Artık yapay zekayı sınırlandırmak yerine, etik çerçevede derslerin içine entegre ediyoruz. Birçok alanda öğretim üyelerinin katılımı olan bir yapay zeka araştırma merkezi kuruyoruz” dedi.


“Yetenekler tespit edilip, geliştirilmeli”

Kariyer Net CEO’su Fatih Uysal, Türkiye’nin genelde yapay zeka gibi teknolojilerde iyi bir kullanıcı olduğunu dile getirdi. Türkiye’nin teknolojinin yaratımında o kadar da iyi olmadığının altını çizen Uysal, “Çok hızlı takip edip, adapte oluyoruz. Ama yaratım kısmında çok varlık gösteremiyoruz. Yapay zeka teknolojisinin üretim alanında çalışabilecek yetenekleri yetiştirmek için tüm illerde bu teknolojiyle ilgili çalışabilecek kişilerin özgeçmişlerine bakılarak tespit edilmesi gerekiyor. Bu sebeple ilk yapılması gereken, tespit etmek. İkincisi ise, geliştirmek olmalı” diye konuştu.

Teknolojinin gelişim hızıyla yeteneğin gelişim hızı arasında dünyada makas olduğunu kaydeden Uysal, bu makasın açıldığını belirtti. Start-up ve teknoloji şirketlerinin kurulma hızının, yeteneğin büyüme hızından çok daha hızlı olduğunu vurgulayan Uysal, “Yeteneği tespit etsek de kıtlık olacak dolayısıyla geliştirmek ikinci aşama. Geliştirmek de eğitim. Üniversitelerimiz bu konuda önemli rol üstleniyor. Üçüncüsü de test etmek. Eğittiğiniz yetenekler, bu işi üstlenebilecek mi? Bu açıdan test aşaması çok kritik” ifadelerini kullandı. Test ile mevcut olan yeteneğin ne kadar ihtiyacı karşılayabileceğini ölçmeye çalıştıklarını söyleyen Uysal, ekosistemi bu üç aşamada yapmaya çalıştıklarını belirtti. Dijital dönüşüm ile şirketlerin yapılması gerekenlerle ilgili bir endeks belirlediklerine dikkat çeken Uysal, “Aynı endeksin yapay zeka için de yapılması gerekiyor. Yapay zeka endeksi, bir şirketin bütün çalışanları ile yapay zeka dönüşümüne ne kadar hazır olduğunu belirleyebilir” dedi. Uysal, şirketlerin kendi yeteneklerini kendisinin eğitmesi gerektiğini de belirtti.


Yapay zeka mühendisliği programı geliyor

İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü (İYTE) Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Cem Çelebi ise, üniversitelerde yapay zekaya yönelik programların sayısının yetersizliğine dikkat çekerek, “Türkiye’de bu alanda açılmış lisans ve ön lisans programı sayısı henüz yirmi civarında. Bu sayı sektörün ihtiyaçlarını karşılamıyor. YÖK’ün hedefi seksene çıkarmak. Biz de İYTE olarak Yapay Zeka Mühendisliği lisans ve yüksek lisans programlarımızın kurulması için süreci başlattık” dedi. Üniversitenin stratejik yaklaşımını da paylaşan Prof. Dr. Çelebi, “Kendimize şu soruyu sorduk: Yapay zekayı üreten mi, en iyi şekilde kullanan mı bir nesil yetiştireceğiz? Sektörün acil ihtiyacı doğrultusunda, şimdilik hedefimiz en iyi kullanan insan kaynağını yetiştirmek” dedi.


“Girişimciden sadece fikir istiyoruz”

Bilişim Vadisi Genel Müdür Yardımcısı Tuğba Öztepe de vadinin İzmir kampüsü ve hedefleri hakkında bilgi verdi. Öztepe, “Bugün Türkiye genelinde 720’den fazla firmayla çalışıyoruz. 125’i yapay zekâ odaklı. İzmir’de kurduğumuz kuluçka merkezinde girişimcilerin yalnızca iyi bir fikirle gelmeleri yeterli. Elektrik, internet gibi temel alt yapıyı biz sağlıyoruz. Eğitimden yatırıma kadar her alanda destek veriyoruz. Yapay zekâ hızlandırma programlarına Türkiye genelinde 800’ü aşkın başvuru aldık. Girişimciden sadece fikrini istiyoruz. Ürün çıkarsa yatırım da bizden. Sadece inanın ve başlayın” diye konuştu. 

SRP Legal Kurucusu Av. Dr. Çiğdem Ayözger Öngün de İzmir’de kurulacak yapay zeka vadisi için iki öneri getirdi. Dr. Öngün, “İlki self-regülasyon; yani kendi kurallarımızı kendimiz belirlemek. İkincisi ise regulatory sandbox; yani küçük kum havuzları. Bu alanlar, geliştiricilere deneme şansı sunar. Tıpkı Dubai’nin fintech alanında yaptığı gibi. Türkiye’de uygulanmayan bu modeli neden İzmir’de başlatmayalım?” ifadelerini kullandı.

Bu görselin Alt özniteliği boş. Dosya adı: 16-5-25-PROF-DR-LEVENT-EREN-FATIH-UYSAL-1024x683.jpg
Şirketlerin yetenek geliştirmeye önem vermesi gerektiği belirtilen zirvede, yeteneklerin tespit edilip, geliştirilmesi sonra da teste tabi tutulmasının önemi vurgulandı

“Bütünsel yaklaşımlar getirmeliyiz”

Siemens Batı Avrupa& Afrika ile Orta& Doğu Avrupa Bölgeleri RPO Başkanı Kaan Tunçbilek, şirketlerin, ülkelerin veya bankaların üst yönetimlerinin yapay zeka projeleri konusunda bütünsel yaklaşımlar getirmek zorunda olduğunu ifade etti. Çünkü bireylerin bu riski almak istemediğini dile getiren Tunçbilek, “Bizim en büyük şansımız şirketin baştan beri yapay zeka projelerini yoğun olarak desteklemesi” dedi. Bütün verilerin çok önemli olduğunu kaydeden Tuçbilek, “Veriyi değerlendirmek, veriyi analiz etme becerileri çok büyük önem taşıyor” diye konuştu. En çok aranılanın sektörel ve teknolojik uzmanlaşma olduğunu vurgulayan Tunçbilek, şöyle konuştu: “Ben her şeyi yaparım mantığı ikinci planda kalıyor. Gelecek o kadar acayip geliyor ki; yüzlerce çeşit ürün geliştirebilirsiniz, birçok alana odaklanabilirsiniz ama bunlardan birkaç tanesini seçmek, buna odaklanmak çok fark yaratıyor.”


“100 kişiden 1,5’i online alışveriş yapıyor”

Insider Kurucu Ortağı Kerem Bozokluoğlu ise, her 100 kişiden 1,5’inin Türkiye’de online alışveriş yaptığını söyledi. Büyük marketler çıkartılınca bu oranın 0.98’e düştüğünü ve kategorisel olarak da değişiklik olduğunu kaydeden Bozokluoğlu, “Bir firma tatil sektörü dahil bir müşteriye reklam gösterip alışveriş yaptırana kadar 3 bin 800 TL, tatil sektörünü çıkarttığımızda da 2 bin 100 TL harcıyor. Bir müşteri edinmek için bir tatil sitesinin ortalama 4 bin 500-5 bin TL’ye sattığı bir oda üzerinden ne kadar kar edilebildiğini düşünün” diye konuştu. Bozokluoğlu, daha sonra firmaların diğer satışları da yapmaları gerektiğini belirterek, “Reklamlara para ödememesi gerekiyor ki bu işlemleri yapabilin. Insider ise bunu yapay zeka platformuyla yapıyor” dedi.


 “Müşteri deneyiminde yapay zekânın katkısı önemli”

Teknosa Teknoloji Genel Müdür Yardımcısı Ersen Gelçin, teknolojinin günümüzde temel ihtiyaç olduğunu ve hayatın tam merkezinde yer aldığını belirtti. Tüketicilerin daha talepkar olduğunu ve beklentilerinin de her geçen gün arttığı kaydeden Gelçin, “Dijitalleşme, alışverişin her alanında benzersiz bir müşteri deneyimi sunuyor. Müşteri deneyimi sunarken de yapay zekâ gibi yeni nesli teknolojilerinin katkısı son derece önemli” diye konuştu.

Yapay zekanın tüm sektörlerde olduğu gibi teknoloji perakendeciliğinde de işin tam kalbinde yer aldığını vurgulayan Gelçin, “Yapay zeka, yaptığımız işi baştan sona değiştiriyor. Karar alma hızımızı arttırıyor. Müşterilerle kurduğumuz ilişkiyi daha derin ve kişisel hale getiriyoruz. Tam da bu nedenle yapay zeka artık sadece destekleyici bir teknoloji olmaktan öteye geçip iş stratejilerine entegre olmuş durumda” ifadelerini kullandı. Bu farkındalıkla yapay zekâya yapılan yatırımların her geçen gün arttığını aktaran Gelçin, “2025 yılında 26 ülkede yapılan bir araştırmada katılımcıların yüzde 94’ünün 2 yıl içinde yapay zekâ teknolojilerine daha da fazla yatırım yapacağı öngörülüyor” dedi.


“Müşteriye milisaniyeler içerisinde çözümler sunulmalı”

Trendyol Veri Bilimi Teknik Lideri Alp Kındıroğlu, ellerinde çok büyük bir veri olduğunu ifade etti. Müşteriye milisaniyeler içerisinde çözümler sunulması gerektiğini belirten Kındıroğlu, “Bunun için yapay zeka ve data platformları geliştiriyoruz. Sürekli olarak veriye dayalı kararlar vermeye çalışıyoruz” dedi. Kındıroğlu, kullanıcıların eskiden e-ticarette kullanılan ‘bunu alan bunu da aldı’ bilgilerinden ziyade kullanıcıların, beraber aradıkları aramalardan çıkardıkları yöntemlerle yapay zeka modelleriyle ürünlerinin gruplayıp, koleksiyonlar oluşturabildiğini kaydetti. Şu anda yapay zeka modelleri ve kaynaklarını paylaştıklarını aktaran Kındıroğlu, “Türkçe kaynaklar oluşturmaya çalışıyoruz. Verimizden harmanladığımız Türkiye’ye özel ürünler, dil modelleri ve kullanış davranışlarıyla modellerimizi açıyoruz. Türkiye’de bu ekosistemin gelişmesine katkıda bulunmak istiyoruz” diye konuştu.


“Yapay zekayı takip etmek neredeyse imkansız”

Havelsan İş Geliştirme ve Satış Uzmanı Doruk Can Mutlu, yapay zekanın kontrolü ele geçireceği gibi iddialar olsa da şu an için o boyutlarda olmadığını belirtti. Yapay zekanın kullanım alanlarının da şu an o boyutlara gitmesine izin vermeyeceğini vurgulayan Mutlu, “Yapay zeka teknolojisi o kadar hızlı ilerliyor ki; sürekli bunu yakalamak ve takip etmek artık neredeyse imkansız” dedi. 2024’ün gündeminin büyük dil modellerinin başarısı olduğunu kaydeden Mutlu, “Artık 2025’te büyük dil modellerini iş süreçlerimize, çözümlerimize nasıl dahil edeceğimizi konuşuyoruz. Bugün yapay zekanın dil modellerinin halüsinasyon gibi bazı riskleri var. Bu riskleri bugün göze alanlar ileride bir adım değil üç beş adım daha ileri gitmiş olacak” ifadelerini kullandı.

İLGİLİ HABERLER

GÜNDEM