Cuma, Temmuz 18, 2025

“İş sağlığı toplumsal bir sorumluluk”

mahmut-arslan-hak-iş

HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan, iş kazaları ve meslek hastalıklarına karşı sendikal örgütlenmenin önemine değinerek, iş kazası ve meslek hastalıklarının önlenmesinin sendikal örgütlülükten geçtiğini vurguladı. Ayrıca, iş sağlığı ve güvenliğinin sadece bir yasal zorunluluk değil, aynı zamanda her çalışanın evine sağ salim dönmesini sağlayan toplumsal bir sorumluluk olduğunu belirtti.

Arslan yaptığı açıklamada, sendikaların sadece hak mücadelesinde değil, aynı zamanda iş sağlığı ve güvenliği açısından da kritik bir rol üstlendiğini belirterek, “2025 yılı ocak ayı verilerine göre, Türkiye’de yaklaşık 17 milyon sigortalı işçiden yalnızca 2,5 milyonu sendikalı olarak paylaşılmıştır. Bu oran, çalışanların büyük çoğunluğunun maalesef sendikal örgütlülükten yoksun olduğunu gösteriyor. Oysa sendikalar, sadece hak mücadelesi değil, aynı zamanda iş sağlığı ve güvenliği açısından da kritik bir rol üstleniyor. Sendikal örgütlülüğün bulunduğu işyerlerinde, toplu iş sözleşmeleri sayesinde yasal düzenlemelere ek olarak işyerine özel koruyucu önlemler ve kurallar hayata geçiriliyor. Bu durum, işçilerin çalışma koşullarını doğrudan iyileştiriyor. Ayrıca bu işyerlerinde kurulan İş Sağlığı ve Güvenliği Kurulları etkin şekilde çalışıyor, riskleri önceden tespit ederek gerekli adımları atıyor. Sendikalı işyerlerinde iş kazalarındaki ölüm oranı sendikasız işyerlerine göre daha düşük seviyelerdedir. Bununla birlikte, ölümle sonuçlanan iş kazalarının büyük çoğunluğu sendikasız işyerlerinde meydana geliyor. Bu da sendikalı işyerlerinde alınan önlemlerin ve denetimlerin daha etkili olduğunu açıkça ortaya koyuyor. Ancak bu tabloyu değiştirmek; örgütlü işyeri, bilinçli işçi, sorumlu işveren ve etkin denetim mekanizmalarıyla mümkündür diyoruz” dedi.


“Hep birlikte hareket etmeliyiz”

İş sağlığı ve güvenliğinin sadece bir yasal zorunluluk değil, aynı zamanda her çalışanın evine sağ salim dönmesini sağlayan toplumsal bir sorumluluk olduğunu vurgulayan Arslan, “Bununla birlikte iş sağlığı ve güvenliği konusunda, 50’den az çalışanı olan az tehlikeli işyerlerinde uzun yıllardır ertelenen işyeri hekimi ve güvenliği uzmanı hizmeti alma zorunluluğunun uygulanmaya başlanmasını memnuniyetle karşılıyoruz. Bilimsel veriler açıkça gösteriyor ki, iş kazalarının yüzde 98’i ve meslek hastalıklarının yüzde 100’ü önlenebilmektedir. Bu da her tedbirin, yalnızca bir kazayı değil, bir hayatı kurtarmak anlamına geldiğini göstermektedir. Çünkü her iş kazası, sadece çalışanı değil, arkasında bıraktığı ailesini de derinden sarsmaktadır” diye açıkladı.


Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’ndan beklenti

Çalışma hayatının önemli sorunlarından biri olan iş kazaları ve meslek hastalıklarıyla ilgili, ülkemizde çoğu zaman resmi olmayan ve güvenilirliği tartışmalı istatistiklerle karşı karşıya kaldıklarını belirten Arslan, “Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’ndan beklentimiz; her yıl sonunda, iş sağlığı ve güvenliği politikalarına dair hedeflerin ve elde edilen sonuçların kamuoyuna açıklanmasıdır. Aynı şekilde, o yıla ait iş kazaları ve meslek hastalıklarına ilişkin verilerin de düzenli bir biçimde paylaşılması, sendikalı işyerine ait detaylı ve güncel iş kazası verilerinin hem kamu denetimi hem de önleyici politika geliştirilmesi açısından kritik bir ihtiyaç olduğunu ifade ediyoruz” diye belirtti.

Arslan yaptığı açıklamada, Ulusal İş Sağlığı ve Güvenliği Konseyi’nin yeniden toplanarak çalışmalarına başlaması, hem mevcut uygulamaların değerlendirilmesi hem de geleceğe yönelik politikaların şekillendirilmesi açısından önemli olduğuna dikkat çekti.

İLGİLİ HABERLER

GÜNDEM