ESLEM TÜRKOĞLU
Sürdürülebilir bir sisteme geçmek için çalışan ülkeler, geri dönüşüm konusunda son yıllarda çalışmalarına hız verdi. Atık haline gelen malzemelerin geri dönüştürülerek üretime yeniden kazandırılması için yatırımlar yapan ülkelerde geri dönüştürülen atık miktarı da birbirinden farklılık gösteriyor. Geri dönüşüm konusunda önemli bir ivme yakalayan Avrupa Birliği, Eurostat verilerine göre; 2022 yılında yaklaşık 1 milyar 992 milyon ton atık işledi. Bu atıkların yüzde 61,4’ü geri kazandırılırken, yüzde 38,6’sı bertaraf edildi. Ayrıca 2023’te AB’de kullanılan malzemelerin yüzde 11,8’i geri dönüştürülmüş malzemelerden üretildi. Türkiye’de ise TÜİK verilerine göre, 2022 yılında atık bertaraf ve geri kazanım tesislerinde işlenen 133,2 milyon ton atığın 81,4 milyon tonu bertaraf edildi ve 51,7 milyon tonu ise geri kazanıldı. Türkiye verilere göre, atıkların yüzde 38,81’ini geri kazandırırken, atıkların yüzde 61,19’u bertaraf edildi.

“Yerli atıklardan üretilmiş pet bulamıyoruz”
Geri dönüştürülen atıklardan ambalaj tasarlayan Tasarım Üssü Kurucusu/Tasarım Yöneticisi Gamze Güven, TİCARET Gazetesi’ne özel yaptığı değerlendirmede, petrol türevi olan malzemeleri Türkiye’nin atıklarından, yüzde 100 geri dönüştürülmüş pet ya da polipropilen, polietilen gibi ham maddelerden temin etmek istediklerini söyledi. Türkiye’deki atıklardan üretilmiş geri dönüşümlü pet gibi malzemeleri henüz bulamadıklarını belirten Güven, maliyetler nedeniyle tedarikçiler ve müşterileri geri dönüştürülmüş ham maddeleri kullanmaya ikna edemediklerini ve bunun lüks gibi gözüktüğünü ifade etti. Güven, yüzde 100 geri dönüştürülmüş ham maddeleri mümkün olduğunca kullanmak gerektiğini vurguladı.
Müşterilerden gelen bilgilendirmeler doğrultusunda tasarımlar yaptıklarını dile getiren Güven, “Ağırlıklı olarak gıda ve içecek alanlarında çalışmalar yapıyoruz. Ama bunun yanı sıra temizlik malzemelerinde de birçok iş yaptık. Kozmetik daha kısıtlı ama hızlı tüketim ürünleri sektöründe neredeyse her kategorilerde işlerimiz var. 20 senedir bu alanda ambalaj tasarımı konusunda çalışıyoruz” dedi. Güven, atılan bir ürünü tasarladıkları için geri dönüşümü çok önemsediklerini ifade etti. Atık olarak doğaya karıştığında yaratacağı kirliliği dikkate alan doğru malzeme seçimi ve üretim yöntemi ile üretilmiş bir ambalajı tercih ettiklerini vurgulayan Güven, “Toprağa ya da suya karıştığında doğaya zarar vermeyen bir malzeme arayışı içindeyiz. Bunlar da biyoplastikler. Ama dünyada çok yaygın değil. Bu konuda çeşitli yatırımlar var” diye konuştu.
“Geri dönüşüm bilinci artırılmalı”
Petrol türevi olan malzemeleri de Türkiye’nin atıklarından yüzde 100 geri dönüştürülmüş pet ya da polipropilen, polietilen gibi ham maddelerden temin etmek istediklerinin altını çizen Güven, “Bu konuda gelişmeler var ama yurt dışında olduğu kadar pet ambalajlarda yüzde 100 geri dönüştürülmüş, kendi atıklarımızdan üretilmiş geri dönüşümlü pet gibi malzemeleri henüz bulamıyoruz. Geri dönüşüm bilincinin artırılması gerekiyor” ifadelerini kullandı. Tasarımlarda geri dönüştürülmüş ham madde payının yüzde 100 olmasını istediklerini kaydeden Güven, “Maliyetler nedeniyle tedarikçiler ve müşterileri ikna edemiyoruz. Çünkü bu biraz lüks gibi gözüküyor. Yüzde 100 geri dönüştürülmüş ham maddeleri mümkün olduğunca kullanmak gerekiyor” dedi.
Güven, bu konuda üreticileri, müşterileri ve tedarikçileri bilgilendirmeye ve biraz da olsa baskı oluşturarak bunun bir arz talep meselesi olduğunu, eğer talep artmazsa arzın da makul fiyatlarda olamayacağını anlattıklarını söyledi. Biyoplastikler konusunda çöp toplama merkezlerine ve belediyelere de gittiklerini ifade eden Güven, “Bu konuda konuşmalar yaptım ama hala çok küçük adımlarla ilerleniyor. Tasarımcı olarak bu hammaddeleri temin etmek istediğimizi anlatıyoruz. Mümkün olduğunca da ikna edebildiğimiz ölçüde müşterilerimizi bunları kullanmaya teşvik ediyoruz” dedi.

“Geri dönüştürülmüş hammaddede gelişmeler var”
Dünyada geri dönüştürülmüş hammaddede son 10 yılda büyük gelişimler olduğuna dikkat çeken Güven, “Bu konuda tedarikçilerde duyarlılık ve talep arttı. Ama bir yandan da greenwashing de yapılıyor. Birçok firma ve marka çevreyi önemsediklerini söylüyor. Ama durum greenwashing dediğimiz pazarlama hikayesinin ötesine geçemiyor. Gerçekten bu konuda bilinçli yaklaşıma ihtiyaç var” dedi.
Küresel iklim değişikliği ve çevre kirliliği nedeniyle farklı bir yaşam tarzına geçilmesi gerektiğini kaydeden Güven, “Bu konuda tasarımcılara, marka sahiplerine ve pazarlamacılara çok iş düşüyor. Bu yaşam tarzına geçiş de sürdürülebilir olmalı. Tabii ki markalar para kaybetmemeli. Markaların da sürdürülebilirliğinin sağlanması lazım. Ama bir yandan da yaşadığımız gezegenin sürdürülebilirliği için yaşam tarzı değişikliğine ihtiyaç var. Bunun için ambalajsız tüketim, geri iade edilen ambalajlar, çok daha bilinçli, kalıcı nitelikli ürünler ve ambalajlar olması gerekiyor” diye konuştu.
“Ürünlerin evde geri dönüştürülmesinin yolu açılmalı”
Evlerde farklı bir geri dönüşüm sistemi olması gerektiğinden söz eden Güven, ham maddelerin temiz toplanıp, yüzde 100 geri dönüştürülebilir bir altyapının hazırlanmasının önemli olduğunu belirtti. Ürünlerin evde geri dönüştürülmesinin yolunun açılmasının gerektiğini de vurguladı. Şu an sistemin doğru çalışmadığını söyleyen Güven, “Örneğin İsveç’te sistem çalışıyor. Çünkü belediye ve hükümet ve politikaları ödül-cezayla işliyor. Bizde otomatlarla bir sistem geliştiriliyor. Umarım sistem aktif çalışır ama bu konuda gerçekten bilinçlenmek ve -mış gibi yapmamak çok önemli. Bunun için de bu sistemin doğru tasarlanıp uygulanabilir olması gerek” ifadelerini kullandı.
Ödül- ceza sistemi çalıştıkça daha sürdürülebilir bir çevrede yaşanılabileceğini vurgulayan Güven, “Bunun için biz de tasarımcılar olarak çalışmaya devam ediyoruz. Ama hep beraber bir seferberlik yapılmadan ne ülkemizdeki bu durum ne de dünyadaki yaşam kalitesi düzelemez. O yüzden bir an önce bu farkındalığın hep beraber arttırılması ve uygulanmasını bu duyarlı yaklaşımların talep ediyorum” diye konuştu.