Perşembe, Haziran 12, 2025

Torun: Ezber değil, inovasyon üretmeliyiz

Ege Otomotiv Derneği (EGOD) tarafından geleneksel hale getirilen EGOD Üye Buluşması, yoğun bir katılımla gerçekleşti. Whitco Coworking’de gerçekleştirilen etkinliğe EGOD Kurucu Başkanı Ömer Kaplan, Ekonomi Üniversitesi Öğretim Üyesi Ekonomist Prof. Dr. Coşkun Küçüközmen konuk konuşmacı olarak katıldı. EGOD Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Torun, açılış konuşmasında sektöre dair önemli mesajlar verdi. Torun, konuşmasında otomotivin klasik bir sanayi sektörü olmaktan çıkıp mobilite ve ileri teknoloji odaklı bir yapıya evrildiğine dikkat çekerek, “Artık sadece motorlu araç değil, mobil teknoloji cihazları satıyoruz. Dolayısıyla ezber değil, inovasyon üretmek zorundayız” dedi.

Sektörün geleceğine dair çözüm önerilerini de paylaşan Torun, Almanya ve İtalya’daki başarılı kooperatif modellerine dikkat çekerek, “Yedek parça tedarikinde kooperatifleşme modelini Türkiye’ye uyarlayabilir miyiz? Bunu birlikte değerlendirmeliyiz” diye konuştu.


“Elektrikli araçlar artık kaçınılmaz”

Açılış konuşmasında sektörel verilerle çarpıcı bir tablo ortaya koyan Mehmet Torun, elektrikli araç dönüşümünün etkilerine değindi. Türkiye’de elektrikli araç sayısının her yıl yaklaşık 3 kat arttığını belirten Torun, bu dönüşümün özellikle yedek parça üreticileri ve oto sanayi siteleri açısından büyük bir dönüşüm zorunluluğunu beraberinde getirdiğini söyledi. Hibrit araçların elektrikliye geçişte bir geçiş modeli olduğuna dikkat çeken Torun, “Asıl dönüşüm, tamamen elektrikli araçlarla gerçekleşiyor. Bu değişim sadece araçları değil, servis altyapısından, lojistikten, yedek parçaya kadar tüm sektörü yeniden şekillendiriyor. 2030 yılında Türkiye yollarındaki araçların en az yüzde 50’sinin elektrikli olacağını öngörüyoruz. Çok hızlı bir dönüşümün içindeyiz. Herkesin bu dönüşüme hazırlık yapması gerekiyor” ifadelerini kullandı.


“Önemli bir fırsatımız var”

Türkiye’nin otomotiv endüstrisinde çok fazla yol kat ettiğine dikkat çeken Torun, “Gençlere yollar açarak, onları mesleki eğitime yönlendirerek teknik eleman yetiştirebilirsek, yurt dışındaki birtakım modelleri alarak gençleri tam oradaki müfredatla geleceğe doğru yönlendirirsek gelişebiliriz” dedi. Önümüzdeki dönemde ABD’nin vergilerinden sonra gümrük birliği sebebiyle birçok Uzak Doğu ülkesi gibi cazibe ve üretim merkezi haline gelebileceğimizi vurgulayan Torun, “Bunu bir fırsat olarak değerlendirmeliyiz. Bu yaklaşımla bölgeye ve ülkeye çekilecek yabancı yatırımcıyla beraber çok hızlı yol alabiliriz. Otomotivde 13’üncü sıraya yerleşmiş bir ülkemiz var ve 3’üncü sıraya çıkmaması için hiçbir neden yok” diye konuştu.


“Yan sanayicinin BYD beklentisi”

Yüzyıla damgasını vuracak otomotiv şirketinin Çinli BYD olacağını dile getiren Torun, Manisa’da üretim yapacak olan BYD’den Ege Bölgesi’ndeki tedarik üreticilerinin beklentileri olduğunu söyledi. Bölgedeki üreticilerin BYD’ye ciddi oranda bir tedarik ürün sağlayabileceğini belirten Torun, şunları söyledi: “Bir otomobil fabrikasının her şeyi kendi bünyesinde üretebilmesi imkansız. Ege Bölgesi, İzmir ve Manisa özellikle otomotiv yan sanayi parçaları üretimi konusunda Türkiye’de Bursa ve Konya’nın ardından üçüncü sayılabilecek nitelikte. Orijinal ekipman olarak, dünyaya ürün gönderen firmalarımız var. Bu yatırımla birlikte bu firmalarımızın sayısı daha da artacak.”


“Büyük fotoğrafı görmeden plan yapılmaz”

Toplantıya konuk konuşmacı olarak katılan İzmir Ekonomi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Coşkun Küçüközmen ise yaptığı sunumda iş dünyasına yönelik makro ekonomik değerlendirmelerde bulundu. Prof. Küçüközmen, küresel ölçekte yaşanan ekonomik krizlerin etkilerini aktararak, “Sektörel analizler yaparken, makro ölçekteki dengeleri mutlaka göz önünde bulundurmak gerekiyor. Para politikalarındaki daralma, jeopolitik riskler, enerji maliyetleri gibi faktörler tek tek incelendiğinde değil, büyük resim içinde değerlendirildiğinde yol gösterici olabilir” diye konuştu.

İLGİLİ HABERLER

GÜNDEM