Bir milyonu aşkın öğrencinin katılacağı (Liselere Geçiş Sistemi) LGS sınavına sayılı günler kala heyecan dorukta. 15 Haziran Pazar günü gerçekleştirilecek sınavda öğrenciler hem akademik bilgilerini hem de stres yönetimine yönelik becerilerini ortaya koyarak lisede hedefledikleri okula girmek için yarışacak.
Acıbadem Maslak Hastanesi’nden Uzman Psikolog Oğuzhan Gürdoğan, “LGS sınavı, öğrencilerin akademik bilgi düzeylerini ölçmenin ötesinde, psikolojik sağlamlıklarını ve çevresel destek sistemlerini test eden önemli bir dönem. Bu süreçte en sık rastlanan zorluklardan biri, sınav kaygısı. Çocuklarda ‘Başaramazsam kimse beni önemsemeyecek’ ya da ‘Bu sınav hayatımın en önemli anı’ gibi inançlar, gerçekçi bir bakış açısı geliştirmeyi engeller. Bu düşünceler, kaygı, panik ve huzursuzluk gibi yoğun duyguları tetikler ki, bu tür olumsuz duygulara kapılmalarını önlemek için velilere büyük görev düşüyor. Unutmayın; Çocuğunuzun başarısı sadece bir sınav kağıdıyla değil, kendine olan inancı ve sizin ona sunduğunuz duygusal alanla şekillenir” dedi.
Stresinizi yönetmeyi öğrenin
Uzman Psikolog Oğuzhan Gürdoğan, anne babaların kendi kaygılarını ve streslerini kontrol edemeyerek bunu yansıtmalarının da çocukta baskı ve paniğe yol açarak sınav başarısını olumsuz etkileyebildiğini vurguladı. LGS velilerine özel 5 kritik öneride bulunan Gürdoğan, “Ebeveynlerin aşırı beklentili, eleştirel ya da stresli yaklaşımları çocukta “Eğer sınavda kötü yaparsam, bütün geleceğim mahvolur”, “Başarırsam mükemmelim, başaramazsam tamamen yetersizim”, “Bir soruyu yapamazsam kaybettim sayılır, diğerlerini de yapamam” gibi olumsuz düşüncelerin hakim olmasına yol açar. Bu tür düşünceler çocuğun gerçeği daha objektif bir şekilde değerlendirmesini zorlaştırır ve stresini artırır, sınavda bildiği soruyu bile yapamamasına neden olabilir. Bu nedenle stresinizi kontrol etmeye çalışın, gerekirse uzman desteği almaktan çekinmeyin” dedi.
Çocuğunuzun kendini güvende hissetmesini sağlayın
Çocuğun, ailesinin her koşulda arkasında olduğunu bilmesinin son derece önemli olduğunu aktaran Gürdoğan, “Anlayışlı ve koşulsuz kabul içeren bir tutum, çocuğun kendisini güvende hissetmesini sağlar. Bu noktada empatik dinleme çok değerlidir. Çocuğun duygularını küçümsemek yerine, onu anlamaya çalışmak ve ona “Ne olursa olsun yanındayım” mesajını vermek, stresle başa çıkma gücünü artırır” diye konuştu.

Olumsuz düşünceleri ile baş etmesine destek olun
Uzman Psikolog Oğuzhan Gürdoğan “Sınav kaygısına karşı en etkili müdahalelerden biri, çocuğun olumsuz düşüncelerini fark edip sorgulamasını desteklemek. “Bu düşünce gerçeği yansıtıyor mu? Başka hangi kanıtlar var? Daha dengeli ve gerçekçi bir bakış açısı nasıl olurdu?” gibi sorularla çocuğun düşüncelerini yeniden çerçevelemesi sağlanabilir. Örneğin, “Sınav sonucu önemli ama tek başına tüm değerimi belirlemez” gibi daha gerçekçi ve esnek bir bakış açısı kazandırmak, kaygının şiddetini azaltır” ifadelerinde bulundu.
Birlikte kaliteli zaman geçirin
Sınavdan hiç söz etmeden, çocuğunuzla kaliteli zaman geçirmenin, onu zihinsel ve duygusal olarak rahatlatacak, fiziksel aktivitelerle desteklenen ortamlar yaratmanın, sanıldığı gibi çocuğu hedeften uzaklaştırmadığını ifade eden Gürdoğan, “Aksine bu tür sağlıklı molalar, sınav sürecine daha güçlü ve motive bir şekilde dönmesini sağlar. Bu süreçte; derin nefes egzersizleri, kas gevşetme çalışmaları ya da sınav öncesi kısa yürüyüşler hem zihni hem de bedeni sakinleştirir. Ayrıca, deneme sınavı çözmek gibi adım adım sınava alışma ritüelleri, kaygının kontrol altına alınmasına yardımcı olur” dedi.
Çabalarını takdir edin
Uzman Psikolog Gürdoğan, sözlerini şöyle noktaladı: “Çocuğun kendisini güvende hissetmesi, özgüvenin ve öz-yeterlik duygusunun gelişimini destekler. Ailelerin çocuğun sadece başarısını değil, gösterdiği çabayı ve sürece dair gayretini takdir etmesi, uzun vadede daha güçlü bir psikolojik sağlamlık oluşturur. Bu yaklaşım, çocuğun sadece sınav için değil, tüm yaşamı boyunca stresle başa çıkma becerilerini geliştirir. Sınavlar gelip geçici birer deneyimdir; ancak çocuğun bu süreçte kendisine ve çevresine dair geliştirdiği düşünceler, yaşam boyu kalıcı olur. Çocuğun düşünce ve inançlarını daha esnek, gerçekçi ve olumlu bir çerçevede şekillendirmesi, ailesinin sunduğu koşulsuz destekle birleştiğinde, sınavdan çok daha önemli bir kazanım sağlar.”