Pazartesi, Haziran 16, 2025

Çıkış Stratejisi

Aile şirketiydiler ve yıllar önce doğru dürüst hesap yapmadan yurt dışında bir yatım yapıp epey de para harcamışlardı. Kendilerince çok yerinde yapılmış bir yatırımdı ama ifadelerinden anladığım ve etraftan duyduğum kadarı ile, işe hiçbir fizibilite yapmadan bodoslama dalmışlardı.

Yaptıkları yanlış yatırımın ana şirket üzerindeki yüklerini bir müddet taşıdıktan sonra geç de olsa bunun sürdürülebilir bir durum olmadığını anlayıp bu işten çıkmaya karar verdiler.

Doğal olarak, işe hiçbir ön çalışma, araştırma yapmada başlayan bu insanların tasfiye aşamasında daha akıllıca davranacağı beklenir değil mi?

Ama hiç de öyle olmadı. İşe nasıl plansız ve programsızca girmişlerdiyse, çıkışları da aynı şekilde oldu. Akla, mantığa sığmayacak bir yönetim yaklaşımı ile hiçbir çıkış stratejisi üzerinde çalışmadan öylesine tasfiye işlemlerine başladılar.

Hesaplanmış ve etkisi büyük olmayacak kadar önemsiz bir zararla çıkabilecekleri işten, oldukça önemli miktarda kayıplarla çıktılar.

Sonra, herkes birbirini suçlamaya başladı. Günah keçileri aranmaya başlandı ve iş sadece parasal zararla kalmayıp yönetsel sorunlara dönüştü. Aile fertleri ve profesyonellerinde parçası oldukları yıkıcı bir kaos dönemine girildi, herkes kaybetti…

Çıkış stratejisi
Çıkış stratejisi, bir kişinin, şirketin veya yatırımcının bir işten, yatırımdan ya da girişimden nasıl ve ne zaman ayrılacağını önceden planlamasıdır. Bu strateji, genellikle finansal getiriyi maksimize etmek, riskleri minimize etmek veya belirli hedeflere ulaşıldıktan sonra sistematik bir şekilde geri çekilmek amacıyla oluşturulur.

Özenli ve dikkatli yapılmış bir çıkış stratejisi, belirsizlikleri azaltır, kriz durumlarında hazır bir yol haritası sunar, nihayetinde de Stratejik kararları almayı kolaylaştırır.

İşi devretme, bir başka şirketle birleşme, bir başka yatırımcıya satılma, tasfiye gibi birçok sebepten dolayı çıkış stratejisi oluşturmak gerekebilir. Yukarıda kısaca yazdığım hikâyeden de anlayacağınız üzere bu hafta tasfiye halinde oluşturulacak çıkış stratejisine değineceğim, en keyifsiz ve düzgün yapılmadığı takdirde çok can sıkıcı olanına…

Bir şirketi tasfiye ederek sonlandırmak, genellikle en son tercih edilen çıkış stratejisidir; ancak doğru planlanmazsa hem finansal hem de hukuki sorunlara yol açabilir. Bu nedenle bir çıkış stratejisini planlamak, süreci oluşturmak ve bunu hayata geçirmek düşünülenin de ötesinde önemlidir.

Peki, nasıl bir yol izlemeli, nelere dikkat etmeliyiz?

Öncelikle amaç ve hedefin netleştirilmesi gerekir.
Neden çıkıyorsunuz? Zarar mı ediliyor, başka işe mi geçilecek, şirket mi satılıyor?
Hedef nedir? Maksimum kâr, minimum kayıp, borçlardan kurtulma, miras planlaması, emeklilik vb. Net bir hedef, stratejinin nasıl şekilleneceğini belirler.

Zamanlama ve süreç planlaması olmadan işe başlamamak gerekir
Tasfiye veya çıkış süreci aylar sürebilir. Gerçekçi bir takvim çıkarılmalıdır. Gerekli resmi bildirimlerin zamanında yapılması önemlidir.

Finansal durumun gerçekçi analizi yapılmalıdır.
Şirketin aktif ve pasifleri nedir? Eldeki nakit, varlıklar ve borçlar tam olarak görülmeli ve gerçek durumdan sapmış muhasebe kayıtları varsa önce düzeltme yapılmalıdır. Unutmayalım, yanıltıcı bilançolar yanlış kararlarla sonuçlanabilir.

Hukuki ve vergisel yükümlülüklerin incelenmesi gerekecektir.
Vergi dairesine, SGK’ya, tedarikçilere veya çalışanlara borç var mı? Sözleşmelerin (kira, müşteri, tedarik) feshi nasıl olacak? Tasfiye sonrası çıkabilecek davalara karşı önlem alındı mı? Bu süreçte bir avukat ve mali müşavirle çalışmak kritik önemdedir.

Alacaklı ve paydaş iletişimini şeffaf bir şekilde yürütmeliyiz.
Unutmayın, çalışanlar da sürecin paydaşıdır. İyi bir iletişim, itibarınızı korur ve dava riskini azaltır. Ortaklar arasında da yazılı mutabakat yapılmalıdır. Söz uçar yazı kalır.

Risk ve zarar senaryoları hazırlanmalıdır.
“Borç çıkarsa ne yapılacak? Ortaklardan biri son anda vazgeçerse? Alacaklar tahsil edilemezse?” gibi ihtimaller göz önüne alınmalı, bu tür olasılıklara karşı bir “B Planı” hazırlamalıdır.

Kalan değerin paylaştırılması veya zararın bölüşülmesi adil bir şekilde yapılmalıdır.
“Kalan para veya malvarlığı nasıl paylaşılacak? Varsa zarar, ortaklar arasında nasıl bölünecek?” konuları kaçınılmazdır ve iyi yönetilmezse sıkıntılara sebebiyet verebilir. Bu sebeple yazılı ve resmî belgelerle bu paylaşım netleştirilmelidir.

Tüm sürecin belgelenmesi ve arşivlenmesi mutlaka yapılmalıdır.
Kapanış işlemleri sonrası 5-10 yıl boyunca evrak saklama zorunluluğu olabilir. Denetim veya dava olasılığına karşı belgeler güvenli yerde tutulmalıdır.

Girişte de verdiğim örnekten yola çıkarak, “Eğer bir stratejiniz yoksa çıkışı başlatmayın. Zira bu tür çıkışlar ummadığınız sorun ve zararlara sebebiyet verecektir” diyerek, konuyu çok basit gibi gözüken bir formülle sonlandırmak isterim.


Çıkış stratejisi = Finansal akılcılık + Hukuki doğruluk + İtibarlı ayrılık + İleriye hazırlık.

Ali Serdar Süalp

Diğer Yazarlar