Mobilya Sanayicileri Derneği (MOSDER) Başkanı Davut Karaçak, mobilya sektörünün yaşadığı ekonomik daralmanın, üretim yavaşlamasının ve krediye erişimdeki zorlukların sanayiciyi ciddi şekilde etkilediğini vurguladı. MOSDER Davut Karaçak, sektördeki üretici firmaların yüksek enerji, arsa ve iş gücü maliyetleriyle mücadele ettiğini, bu koşullarda yatırım yapma iştahının giderek azaldığını belirtti. Özellikle MDF ve yonga levha gibi temel hammaddelerde Türkiye’nin uluslararası piyasalara göre daha pahalı olması, maliyetlerin rekabet gücünü zayıflattığını ortaya koyuyor. Mobilya sektörü başta olmak üzere sanayiciler, artan maliyetleri fiyatlara yansıtamamak, yüksek kredi faizleri, azalan iç ve dış talep ve yüksek ithalat baskısı nedeniyle zor bir dönemden geçiyor” ifadelerinde bulundu.
Başkan Davut Karaçak, sektörün sürdürülebilirliğini koruyabilmesi için acil destek çağrısında bulunarak, “Mobilya sanayicileri sadece enflasyonla ya da maliyet artışıyla değil, aynı zamanda krediye ulaşamamakla da boğuşuyor. Sektöre özel kredi ve teşvik mekanizmaları, yerli hammadde üretiminin artırılması ve vergi reformu gibi yapısal adımlar kaçınılmaz hale geldi” dedi.
“Mobilya sektörü 2024’te 12 milyar dolar üretim yaptı”
Türkiye’de 45 binden fazla mobilya üreticisi firma bulunduğunu ve bu firmaların 244 binden fazla kişiye istihdam sağladığını hatırlatan MOSDER Başkanı Davut Karaçak, sektörün sanayi üretimi içindeki yüzde 9,9’luk payıyla Türkiye ekonomisi için stratejik bir öneme sahip olduğunu vurguladı. Karaçak, “2024 yılı itibariyle sektörün üretim hacmi 280 milyar TL’ye ulaştı. Mobilya sektörünün e-ticaret içindeki payı yaklaşık 750 milyon dolar düzeyinde. Her ne kadar e-ticaretin dolar bazında yıllık yüzde 30 büyüme kaydettiği belirtilse de ihracatta yaşanan yüzde 7’ye varan düşüşler, özellikle Çin, Almanya ve ABD gibi pazarlarda daralma, sektörün genel büyüme performansını gölgeliyor. Küçük ve orta ölçekli işletmelerde takibe düşen alacak oranları son bir yılda ciddi artış gösterdi. Mikro işletmelerde bu artış oranı yüzde 78, küçük işletmelerde yüzde 92, orta boy işletmelerde ise yüzde 98’e ulaştı. Bu durum, bankacılık sektöründe bir sorun yaratmasa da reel sektörde nakit akışına ciddi bir tehdit oluşturuyor” açıklamasında bulundu.
