Çarşamba, Haziran 25, 2025

Hal Yasası Raporu, Bakanlığ’a sunulacak

Antalya Ticaret Borsası (ATB) Haziran Ayı Meclis Toplantısı, ATB Meclis Başkanı Erdoğan Ekinci başkanlığında ATB Toplantı Salonu’nda yapıldı. Toplantıda konuşan Antalya Ticaret Borsası Başkanı Ali Çandır, yaş meyve sebze sektörünün tüm paydaşlarıyla ortak çalışarak “Yaş Meyve Sebze Piyasası ve Hal Mevzuatı: Tespitler, Sorunlar ve Çözüm Önerileri” başlıklı rapor hazırladıklarını bildirdi.

Çandır, yaş meyve sebze piyasasının daha etkin, şeffaf ve sürdürülebilir bir yapıya kavuşması gerektiğini söyledi. Raporu Ticaret Bakanlığı’na sunacaklarını belirten Çandır, “Mevzuatta yapılması planlanan değişiklikler sırasında bu önerilerin bütüncül bir yaklaşımla dikkate alınmasının sadece hal sistemini değil, tarladan sofraya uzanan tüm zinciri olumlu yönde etkileyeceğine inanıyoruz. Özellikle, ticarete konu malların dijital sistemlerle izlenmesi, hal yapılarının çağın gereklerine uygun şekilde dönüştürülmesi, yazılımların entegre çalışması ve kayıt dışı ticaretin önlenmesine yönelik güçlü denetim mekanizmalarının kurulması artık bir zorunluluk haline geldi. Bu önerilerin mevzuata entegre edilmesi hem üreticinin hem de tüketicinin kazanacağı bir sistemin önünü açacak” diye konuştu.


“Tarım, sürekliliği olan bir üretim biçimi”

Çandır, zeytinlik alanlar başta olmak üzere, tarım arazilerinin madencilik ve açık saha madenciliğine ikame edecek düzenlemelerin bir süredir ülke gündeminde olduğunu belirtirken, zeytinlikler ve tarım arazilerinden vazgeçilemeyeceğini söyledi. Çandır, şunları kaydetti: “Önümüzde iki seçenek bulunuyor: Birincisi, mevcut zeytin varlığımızdan ve tarımsal faaliyetlerimizden vazgeçip bu alanları madencilik faaliyetlerine açmak. İkincisi ise zeytinliklerimizi ve tarım alanlarımızı koruyarak üretimi sürdürmek, maden ihtiyacımızı ise bu alanlar dışında, çevresel ve sosyal etkileri gözeterek karşılamak. Hepimizin bildiği gibi madencilik süreli bir faaliyet. Oysa tarım, kuşaklar boyunca devam eden, sürekliliği olan bir üretim biçimi. Yalnızca ekonomik açıdan yapılacak bir fayda-maliyet analizinde dahi tarım, madenciliğe kıyasla daha sürdürülebilir ve yüksek katma değerli bir alan. Bunu her iki sektörün kilogram başına ihracat fiyatlarını karşılaştırarak da açıkça görebiliriz.”

İklim değişikliği, kuraklık ve su kıtlığı gibi sorunlarla mücadele edilen bu dönemde, GES, HES ve maden ocağı projeleriyle verimli tarım arazilerinin riske atılmasının kabul edilemez olduğunu kaydeden Çandır, “Bu projeler hem yer altı hem de yer üstü su kaynaklarını kirletiyor; tarımı, hayvancılığı ve kırsal yaşamı tehdit ediyor. Bu tür yatırımlara toptan karşı değiliz. Ancak gerek mevzuat düzenlemelerinde gerekse yatırım aşamalarında; doğamızı, kültürel mirasımızı ve tarımsal varlığımızı tehdit eden uygulamalara asla izin verilmemeli. Medeniyetimizi geleceğe taşıyacak olan, üretimden vazgeçmeyen ve doğayla uyum içinde gelişen bir anlayış. Unutmayalım ki zeytin hem gelenek hem de gelecek” ifadelerini kullandı.

İLGİLİ HABERLER

GÜNDEM