FCTU Yönetim Kurulu Başkanı Bekem, konut ve ticari alanlardaki kira artışlarının TÜFE’ye göre daha yüksek olması gerektiğini söyledi
FCTU Yönetim Kurulu Başkanı Gülçin Bekem, gayrimenkul sektörüyle ilgili değerlendirmelerde bulundu. Gayrimenkul sektöründe durağanlık yaşandığını belirten Bekem, bu durağanlığın satış ve kira fiyatlarını da baskıladığına dikkat çekti. Konut ve ticari alanlardaki kira artışlarının TÜFE’ye göre daha yüksek olması gerektiğini dile getiren Bekem, bu yıl belirlenen kiraların ise günümüz piyasa koşulları nedeniyle daha düşük kaldığını söyledi.
İnsanların alım gücünün bir sınırı olduğunu kaydeden Bekem, “Hem kira hem de satış anlamında belli bir limitleri bulunuyor. Ederinin üstünde rakamlı evleri ilana koymak mantıklı değil; bu evler zaten kiralanmıyor, satılamıyor. Dolayısıyla arz – talep arasında bir denge kurulmak zorunda. Bu da hem kira hem de satış rakamlarını baskılamış oldu. Kiralar bir önceki yıla baktığımızda en fazla yüzde 25- 30 artarken, satış fiyatları bunun da altında kaldı. Kiralık konut bulma konusunda sıkıntı yok. Öte yandan ticari tarafta bazı işletmeler ya daha küçük ofislere veya dükkanlara yöneldi ya da kepenk kapattı” diye konuştu. Ticari mülklerde yüzde 90 olan dolulukların ise bu yıl yüzde 70 seviyelerine indiğini söyleyen Bekem, “Yüksek faiz nedeniyle krediye ulaşmak zorlaştı. İnsanlar konut konusunda eskisi kadar talepkar değil. Yatırımcılar 5 ila 8 milyon bandındaki ikinci el konutları tercih ediyor” dedi.
“Her ilçenin kendisine yakın konumda alternatifi var”
İzmir’in merkeze yakın bazı ilçelerinin günümüzde daha çok talep görmeye başladığını vurgulayan Bekem, şunları söyledi: “Bu ilçelerin başında Buca geliyor. Buca merkeze çok yakın; arsa maliyetleri de daha düşük olduğundan kira ve konut fiyatları daha uygun kaldı. Bu nedenle tercih ediliyor. Aynı durum İzmir’in kuzeyi yani Ulukent Menemen aksında da geçerli. Aslında Gaziemir ve Bornova’nın alternatifi Buca olurken Karşıyaka’nın alternatifi de Ulukent oldu diyebiliriz. Torbalı ve Ayrancılar da son dönemde revaçta. Yani her ilçenin kendisine yakın konumda alternatifi var.”
Tüm dünyada yaşanan politik ve ekonomik gelişmelerin geleceği görmeyi de zorlaştırdığından söz eden Bekem, “Ülkemizde ve dünyada yaşanan bazı politik gelişmeler, yurt dışında devam eden savaşlar ekonomileri zorluyor. Gayrimenkul ve yapı sektörü de bu durumdan etkilendi. Buradan baktığımızda yarınlar için konuşmak güç. Eğer belli bir istikrar dönemi yaşanır ve faizler indirilmeye başlanırsa yılın ikinci yarısı daha pozitif geçecek. Bu da yapı sektörü ve buna bağlı olan iş kollarını harekete geçirecek” dedi. Öz sermayeleri güçlü olan bazı yapı firmalarının proje geliştirmeye, inşaat yapmaya devam ettiklerinin altını çizen Bekem, “Üretimin sürekliliği, ülkemiz ve vatandaşlarımız için önemli. Piyasalar rahatladığında ve kredilere ulaşım sağlandığında alacak konut olacak demek. Bizim sektörümüzde de donanımlı, deneyimli ve en önemlisi mücadeleci ruha sahip kişiler ve firmalar ayakta kalmaya devam edecek. Bu işte deneyim kadar mücadeleci olmak ve kendini motive etmek de çok önemli” ifadelerini kullandı.