İsrail-İran savaşı, Asya ülkelerinin fosil yakıtlara bağımlılığını ve yenilenebilir enerji yatırımlarındaki gecikmeyi yeniden gündeme taşıdı
Naz Tükel
İsrail ile İran arasında patlak veren savaş ve Hürmüz Boğazı’nda olası bir ablukaya dair endişeler, Asya’nın Ortadoğu’ya olan enerji bağımlılığını bir kez daha gözler önüne serdi. EuroNews’un 27 Haziran tarihli haberine göre: Dünya petrol ve sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) sevkiyatlarının yaklaşık yüzde 20’sinin geçtiği boğazda yaşanacak bir kriz, özellikle Japonya ve Güney Kore gibi ülkeleri ciddi biçimde etkileyebilir.
Zero Carbon Analytics’in analizine göre, Japonya ve Güney Kore en yüksek riskle karşı karşıya olan ülkeler arasında yer alırken; Hindistan ve Çin daha az etkilenebilir durumda. Ancak ortak bir zayıflıkları var: temiz enerjiye geçişte yavaş kalmaları.
2023 verilerine göre, Güney Kore’nin enerji üretiminde yenilenebilir kaynakların payı sadece yüzde 9. OECD ortalaması ise yüzde 33. Japonya ise G7 ülkeleri arasında fosil yakıtlara en fazla bağımlı olan ülke konumunda.
Her ne kadar 12 gün süren savaşın ardından bir ateşkes sağlanmış olsa da uzmanlar bu kırılganlığa kalıcı çözümün yalnızca temiz, yerli enerji kaynaklarına geçiş olduğunu vurguluyor.
En Kırılgan Ülkeler: Japonya ve Güney Kore
Çin ve Hindistan, Hürmüz Boğazı’ndan geçen petrol ve LNG’nin en büyük alıcıları olsa da Japonya ve Güney Kore enerji bağımlılığı nedeniyle daha kırılgan durumda. Japonya enerji ihtiyacının yüzde 87’sini, Güney Kore ise yüzde 81’ini ithal fosil yakıtlardan karşılıyor. Çin’in dışa bağımlılığı yüzde 20, Hindistan’ın ise yüzde 35 seviyesinde.
Hürmüz Boğazı’ndan Japonya’nın petrol ithalatının yüzde 75’i, Güney Kore’nin ise yüzde 70’i geçiyor. Güney Kore’nin LNG ithalatının da beşte biri bu güzergâha bağlı.
Ancak her iki ülke de temiz enerjiye geçiş yerine, farklı fosil yakıt kaynaklarına yönelmiş durumda. Japonya 2040’a kadar enerjisinin yüzde 30-40’ını fosil yakıtlardan sağlamayı planlarken, yeni LNG tesisleri inşa ediyor. Güney Kore ise LNG kullanımını 2038’e kadar yüzde 28’den yüzde 10,6’ya düşürmeyi hedefliyor.
Agora Energiewende verilerine göre, bu iki ülkenin 2050 net sıfır emisyon hedeflerine ulaşabilmeleri için her yıl yaklaşık 9 GW güneş enerjisi kapasitesi kurmaları gerekiyor. Japonya’nın buna ek olarak 5 GW rüzgar, Güney Kore’nin ise 6 GW rüzgar enerjisi kapasitesi kurması şart.
Japonya’nın enerji politikaları tutarsızlıklarla dolu. Hâlâ benzin ve dizel sübvansiyonu sağlanıyor, LNG ithalatı artırılmak isteniyor, yurt dışındaki petrol ve gaz projelerine destek veriliyor. Rüzgar enerjisi ise düzenleyici engellere takılıyor.
Güney Kore’de ise elektrik fiyatlarının düşük olması, güneş ve rüzgar enerjisi yatırımlarını kârlı olmaktan çıkarıyor. Agora’dan Kwanghee Yeom’a göre, adil fiyatlandırma, daha güçlü teşvikler ve yapısal reformlar, yenilenebilir yatırımları hızlandırabilir.
Çin ve Hindistan Daha İyi Performans Gösteriyor — Ancak Yeterli Değil
Çin ve Hindistan, küresel enerji şoklarına karşı daha dayanıklı bir yapı kurmaya çalışıyor. 2024’te Çin, küresel rüzgar ve güneş enerjisi kapasite artışında lider oldu. LNG ithalatını azaltırken, yerli gaz üretimini artırdı. Ancak Çin hâlâ dünyanın en büyük petrol ithalatçısı ve ithalatının yaklaşık yarısı Ortadoğu’dan geliyor.
Hindistan ise kömüre bağımlı kalmakla birlikte, 2023’te 30 GW yeni yenilenebilir enerji kapasitesi ekledi. ABD, Rusya ve diğer Ortadoğu ülkelerinden yapılan petrol alımlarıyla tedarik zincirini çeşitlendirdi. Ancak uzmanlara göre bu yeterli değil.
Güneydoğu Asya İçin Artan Riskler
Boğazdaki bir abluka, Güneydoğu Asya ülkelerini de etkileyebilir. ASEAN üyesi 10 ülke hâlâ LNG ihracatçısı konumunda olsa da bölgesel talebin artışı nedeniyle 2032 itibarıyla net LNG ithalatçısı haline gelmeleri bekleniyor.
Uluslararası Enerji Ajansı’na göre, gerekli politika değişiklikleri yapılmazsa ASEAN’ın petrol ithalat maliyeti 2024’teki 130 milyar dolardan 2050’de 200 milyar dolara çıkabilir.
“Temiz enerji sadece iklim için değil, aynı zamanda ulusal güvenlik için de zorunlu,” diyor IEEFA’dan Sam Reynolds.
Brent petrolün varil fiyatı cuma günü yüzde 0,55 artarak 68,10 dolara yükseldi. Aylık bazda yüzde 6,26 artış kaydeden petrol, geçen haftaki zirvenin ardından bir miktar geriledi.