Cumartesi, Eylül 13, 2025

Yapay Zekâ Kullanmanın Yaratabileceği Yönetsel Sorunlar

Birlikte çalıştığımız şirketlerden birinde başlattığımız “İyileştirme” projesi kapsamında, bir müddettir, üst düzey yöneticileri ile beyin fırtınası toplantıları yapıp, şirketin iyileştirmeye açık operasyonel faaliyetlerini ve iş süreçlerini belirlemeye çalışıyorduk.

Yanılmıyorsam, ikinci toplantıda ortaya yapay zekâ kullanımını ve bundan faydalanmayı da programımıza alınmasının fikri ortaya atıldı. Toplantıya katılanların ezici çoğunluğuna göre bu öneri, günümüzün trendlerine uygun, oldukça heyecan verici bir açılımdı. Çok da tartışmadan “Evet” kararı çıktı.

Ben ise, bu heyecana kısmen katılmakla beraber, oluşan olumlu havayı dağıtmamak adına sessiz kalmayı tercih eden azınlık tarafındaydım. Konuya, bir üst düzey yöneticisi bakışıyla değerlendirmek için, kendime zaman vererek, görüşlerimi bir sonraki toplantıda ifade etmeye kararı ile kendimi toplantının akışına bıraktım.

Erken konuşmak çoğunlukla iyi bir şey değildir.

Yapay zekâ kullanımı şirketlerde yönetimsel açıdan bazı ciddi olumsuzluklar ve zorluklar doğurabilir.
Bunlar sadece teknik değil, aynı zamanda stratejik ve organizasyonel düzeyde etki yaratır. Dolayısı ile yapay zekanın şirket yaşamına geçirilmesi öncesi konuyu 360 dereceden irdelemekte sonsuz yarar vardır. Kabul etmek gerekir ki, yapay zekanın, birçok alanda olumlu olduğu kadar, dikkatle ele alınmazsa, öngörülemeyecek kadar da olumsuz etkileri de olacaktır. (ya da olabilir)

Bu haftaki yazımda, yapay zekanın yönetimsel perspektiften önümüze çıkarma ihtimali olan başlıca olumsuzluklara değineceğim.

Karar Alma Süreçlerinin Şeffaflığının Azalması
Yapay zekâ karar mekanizmaları genellikle karmaşık ve anlaşılmaz olabilir (örneğin derin öğrenme modelleri).  Bu durum, yöneticilerin kararların neden ve nasıl alındığını açıklamasını zorlaştırır; hesap verebilirlik zayıflar. Yönetim, Yapay zekâ sistemlerinin aldığı kararları körü körüne takip etmeye başlarsa, stratejik kontrol kaybı yaşanabilir.

Yetki ve Sorumluluk Belirsizliği
Bir karar Yapay zekâ tarafından alındığında ve sonuç olumsuz olduğunda, sorumluluğu kimin taşıdığı belirsiz olabilir: yazılım geliştirici mi, sistem yöneticisi mi, üst düzey yönetici mi? Bu durum, organizasyonda karar alma mekanizmalarında karmaşa yaratabilir. Bir başka şekilde ifade etmek gerekirse, Yapay zekânın karar verdiği süreçlerde ortaya çıkan sorunlarda hukuki sorumluluğun kimde olduğu (yönetici mi, geliştirici mi, yapay zekâ mı?) net değildir. Şirketin etik çizgilerini belirlemek zorlaşabilir.

Yönetim-Çalışan İlişkilerinin Zayıflaması
Yapay zekâ destekli sistemlerle iş süreçlerinin izlenmesi veya çalışan performansının değerlendirilmesi, güvensizlik duygusu oluşturabilir. Çalışanlar, yönetime karşı şeffaflık eksikliği ve denetlenme hissi nedeniyle aidiyetlerini kaybedebilir.

Stratejik Körlük ve Aşırı Bağımlılık
Yöneticiler, Yapay zekânın sunduğu analizlere ve önerilere fazla güvenerek, eleştirel düşünme ve stratejik öngörü yeteneklerini kaybedebilir. Aşırı otomasyon, yöneticilerin “büyük resmi” görme becerilerini köreltebilir.

Değişim Yönetimi Sorunları
Yapay zekâ sistemlerinin uygulanması, organizasyonel değişimi zorunlu kılar. Bu değişim:

–        Dirençle karşılaşabilir (özellikle orta kademe yöneticilerden),
–        Eğitim ihtiyacını artırır,
–        İş yapış biçimlerini kökten değiştirebilir.

Değişimi yönetmekte yetersiz kalınırsa, motivasyon kaybı, iç çatışmalar ve verimlilik düşüşü yaşanabilir.

Kurumsal Kültürün Zedelenmesi
Aşırı veri odaklı karar alma süreçleri, deneyim ve sezgiye dayalı yönetim kültürünü zayıflatabilir. İnsani değerlerin göz ardı edilmesi, şirketin kültüründe mekanikleşmeye ve empati eksikliğine yol açabilir.

Veri Yönetimi ve Kurumsal Yönetişim Açıkları
Yapay zekânın etkili olabilmesi için doğru, kaliteli ve güvenilir verilere ihtiyaç vardır. Ancak birçok şirkette veri yönetimi ve kurumsal yönetişim sistemleri yeterince olgun değildir. Bu durum, yanlış verilerle yanlış stratejik kararlar alınmasına neden olabilir.

İnovasyonun Sınırlandırılması
Yönetim, Yapay zekâ sistemlerinin geçmiş veriye dayalı önerilerine fazlaca güvenirse, risk almaz, yeni yollar denemez. Bu da vizyoner liderlik yerine muhafazakâr, statik bir yönetim anlayışına yol açabilir.

Yöneticilerin Aşırı Bağımlılığı
Karar verme süreçlerinde Yapay zekâya aşırı güvenen yöneticiler, analitik düşünme yetilerini zayıflatabilir, eleştirel değerlendirme yapma becerilerini kaybedebilir.

Veri Güvenliği ve Gizlilik Riskleri
Yapay zekânın sistemleri, büyük veri kümeleriyle çalışır. Bu verilerin yanlış ellere geçmesi ciddi gizlilik ihlallerine neden olabilir. Ayrıca, müşteri ve çalışan verilerinin etik olmayan şekillerde kullanılması şirket itibarını zedeleyebilir.

Şeffaflık ve Hesap Verebilirlik Sorunu
Yapay zekâ kararları genellikle “kara kutu” niteliğindedir; kararların nasıl alındığı yöneticiler tarafından bile tam anlaşılamayabilir. Bu durum özellikle hukuki ve etik sorumlulukların belirlenmesini zorlaştırır.


Özetle:
Yapay zekâ, doğru şekilde entegre edilmediğinde, şirketlerin yönetim yapısında şu zorlukları doğurur:

–        Karar alma sürecinde şeffaflık ve sorumluluk sorunları,
–        Yönetici-çalışan ilişkisinde güven erozyonu,
–        Stratejik kontrol kaybı,
–        Kurumsal direnç ve kültürel uyumsuzluk.

Son olarak da şunları söylemek isterim: Yapay zekâ, şirket yönetiminde güçlü bir araç olsa da etik, insan kaynakları, şeffaflık, güvenlik ve stratejik düşünce alanlarında ciddi riskler taşır. Bu nedenle, Yapay zekânın kontrollü, insan odaklı ve etik çerçevede uygulanması büyük önem taşır.

Ali Serdar Süalp

Diğer Yazarlar