Salı, Temmuz 15, 2025

Yenileşme

Kitlelerin geçen asırda (20.yy) haber alma imkanları radyo’da ajans ve tv kanallarından servis edilen gelişmeler iken günümüzdeki internet sürekli akışı iletişim ve bilişim imkanları ile nerede ise devasa nitelikte yayılmış, hız kazanmıştır. Haber alma ve bilgi edinme artık toplumlardan hemen her bir bireye kolayca intikal edebilen niteliktedir. Bu araç ve gelişmeler teknolojide kat edilen yolların toplum ve birey hayatını etkileyen sosyal taraflarıdır. 

Geriye dönüp baktığımızda Soğuk Savaş yıllarında devletler de, toplulukları ve devletler arasında tesis edilmiş siyasi ve iktisadi kontrol mekanizmalarını aynı paralelde o günler münasebetlerin sınırlarını bu kabil muhafaza etmişlerdir. 

Soğuk Savaş döneminde dünya siyasetinin sınırlarının tayini ve muhafazası iki kutuplu ve askeri bazlı kontrol sisteminde iken Soğuk Savaş sonrası ‘tek kutuplu’ olarak lanse edilen ancak her devletin başına buyruk görüntü veriyor olduğu sanısını yaratan siyasi zeminde çeşitlenen farklı kontrol mekanizmaları devreye girmiştir.  Bu gelişmeler haliyle teknolojik altyapılı ve sosyal üstyapıdaki değişimlere uyumlu iktisadi ve sosyal kriterlerden oluşuyor. 

İkinci Dünya Savaşı bitiminden sonra oluşturulan uluslararası sistem, ulus devlet formatında ideolojilerin ön aldığı ve kitlelere yansıyan heyecanın alışılagelmiş toplumsal değerleri bastırdığı bir dönemi simgeledi. Oysa olan biten, alttan üste değişen teknoloji eşliğinde iktisadi vizyonun yaygın kitlelere yeni bir yaşam biçimi halinde servisi idi. Son otuz senedir yeni bir dünya düzeninden bahsediliyor, iklimde ozon tabakasındaki delikten orman yangınlarına, pandemi ile sağlığa, küresel; güvenlikte terörizmden vesayet savaşlarına, insan hakları ve yolsuzluk ile mücadeleye yerel vurgular yapılıyor. 

Farklı sınırlar içerisinde yaşayan yaygın kitleler bilhassa bağımlı olunan tarafları dolayısıyla farklı iktisadi konumlarından doğan kontrol dışı neticeler ile karşılaşabiliyorlar. Büyük ölçüde kendileri dışında meydana gelen ekonomik krizlerin neticesi de küresel etkiler yaratıyor, sirayet ediyor. 75 yıl öncesinden itibaren tesis edilmiş ittifak, müttefik, stratejik ortaklık gibi organizasyonlar o zamanlar olduğu gibi bir ideolojik hedef tahtından düşüp artık ne derece önceliği olacağı değişken bir çıkar dairesinde dönebiliyor. 

Öncelikli olan ‘ortak ve eşit vatandaş’ sathında tahkim edilmiş bir dahili barış ortamının, çevresinde örnek, kucaklayıcı olduğu kadar tarihi bağlardan gelen paydaşlığı ile geleceğe, kalkınmaya temel teşkil etmesidir. Bunun için ithal payandalara muhtaç olunmadığı bugüne kadar yaşanan çok sayıda tecrübelerle sabittir.

Ulusal duygular ile tasarlanan ulus devletlerin bu yeni ve açık süreçte kendi çıkarları için ısrarcı siyasetler gütmeleri dikkat edilirse en fazla saldırıya maruz kalan yanları olduğu ile açıktır. Bu dönemde kafa karışıklığına mahal vermemek üzere devlet içerisinde yaratılacak zıtlaşma ve çatışmalardan uzak kalınmasında ve dış gelişmelere, siyasete odaklanılmasında büyük faydalar vardır.

Demir Uzun

Diğer Yazarlar