Türkiye İMSAD’ın raporuna göre, İnşaat Malzemesi Sanayi Bileşik Endeksi haziranda 80,7 puana düştü
Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (Türkiye İMSAD) tarafından hazırlanan ‘İnşaat Malzemesi Sanayi Bileşik Endeksi’nin Haziran 2025 raporu yayımlandı. Türkiye İMSAD’ın açıkladığı verilere göre İnşaat Malzemesi Sanayi Bileşik Endeksi, haziranda bir önceki aya göre 1,8 azalarak 80,7 puan seviyesine indi. Bileşik Endeks, geçen yılın haziran ayını 91,7 puan ile tamamlamıştı.
Bileşik Endeks yüzde 1,8 azaldı
Raporda, mayıs ayında ilk artışını gerçekleştiren Bileşik Endeks’in haziranda yeniden ivme kaybettiği belirtildi. Çalışma gün sayısının azalması faaliyetleri sınırlarken, siyasi ve jeopolitik riskler haziran ayında Bileşik Endeksi olumsuz etkiledi. Mevsimselliğin olumlu etkisi sınırlı kaldı ve ihracat pazarlarında korumacılık belirsizliği olumsuz etki yarattı. Rapora konu olan ayda Faaliyet, Güven ve Beklenti Alt Endeksleri gerileme gösterdi.
Paylaşılan raporda yurt içi ve yurt dışındaki koşulların, Bileşik Endeks için zorlu bir döneme işaret ettiğine vurgu yapıldı. Ayrıca Bileşik Endeks’in yılın üçüncü çeyreğinde, ilave sıkılaşma önlemleri, ihracat pazarlarındaki gelişmeler, siyasi ve jeopolitik riskler ile şekilleneceğine dikkat çekildi.
Faaliyet Endeksi 3,5 puan düştü
Raporda paylaşılan verilere göre, Faaliyet Endeksi haziran ayında bir önceki aya göre 3,5 puan azalarak 124,1’e düştü. Bu sonuçla birlikte Faaliyet Endeksi, 2024 yılının haziran ayı seviyesinin de altında kaldı.
Rapora göre Faaliyet Endeksi, haziran ayında önemli oranda geriledi. Haziran ayında çalışma gün sayısının azalmasının faaliyetlerdeki düşüşte belirleyici olduğu ifade edildi. Siyasi belirsizlikler yeniden yükselirken, ihracat pazarlarında ise tarife endişeleri ana etki unsuru olarak öne çıktı. Haziran ayı boyunca devam eden İsrail-İran savaşı da ticareti olumsuz etkiledi. Mevsimselliğin etkileri olumlu yönde oldu ancak etkisi sınırlı kaldı.
Endeks raporuna göre, haziran ayında yurt içi satışların bir önceki aya göre belirgin şekilde azaldığına yer verilirken, çalışma gün sayısının azalması ve artan risklerin satışları sınırladığı belirtildi. İhracatın da haziran ayında gerileme gösterdiği vurgulandı. Ayrıca, küresel ticarette korumacılık endişelerinin belirsizliği artırdığı ve pazarlarda durağanlığın yükseldiği de paylaşıldı. Ek olarak, jeopolitik gerginliklerin ihracatı olumsuz etkilediği, üretimin azaldığı ve cirolarda da belirgin düşüş yaşandığı raporda kaydedildi.
Raporda inşaat malzemesi sanayisinde faaliyetlerin, sıkılaşma politikaları, ihracat pazarlarındaki gelişmeler, jeopolitik ve siyasi riskler tarafından belirlendiğine dikkat çekildi. Ayrıca, yurt içi talebin yeniden yavaşladığı, mevsimselliğin ise olumlu etki yaratacağı vurgulandı. İhracat pazarlarında beklenen toparlanmanın ötelendiği belirtilirken, Türk lirasındaki değer kaybının bu kez ihracatı destekleyeceğinin altı çizildi. Faaliyet Endeksi’nin yılın üçüncü çeyreğinde toparlanma çabası içinde olacağına dair de öngörüde bulunuldu.

Güven Endeksi 54,6 puan oldu
Bu gelişmelere bağlı olarak, haziranda güven seviyesi bir önceki aya göre 1,3 puan düşerek 54,6 seviyesine indi. Güven Endeksi geçen yıl haziran ayını ise 68,1 puan ile kapatmıştı.
Açıklanan raporda haziranda Güven Endeksi’nin gerilediği belirtildi. Jeopolitik ve siyasi risklerin güven kaybına neden olduğu, ekonomik programa olan güvenin artırılması için alınan sıkılaşma önlemlerinin de haziran ayında sınırlayıcı etki yarattığına vurgu yapıldı. Faaliyetlerdeki düşüşün güveni zayıflattığına yer verilirken, ihracat pazarlarındaki korumacılık girişimlerinin yarattığı belirsizliklerin güveni olumsuz etkilediği ifade edildi.
Rapora göre, haziranda Türkiye ekonomisine ilişkin güven seviyesi düşüş gösterdi. İnşaat sektörü ve inşaat malzemesi sanayisinde de güven seviyesinin azalmaya devam ettiğinin altı çizildi. Ayrıca yurt içi pazarlarda güvenin zayıfladığına, ihracat pazarlarına olan güvenin ise azaldığına yer verildi.
Mayıs ayına dair raporda paylaşılan görüşlere göre, siyasi gelişmeler bundan sonra Güven Endeksi’ni belirleyecek en önemli unsurlardan biri haline geldi. Finansal şoklar sonrası alınmak zorunda kalınan ilave sıkılaşma tedbirlerinin de güven üzerinde olumsuz etki yarattığı belirtildi. İhracat pazarlarındaki toparlanma belirsizliğinin ise güveni sınırlandırdığı bildirildi. Reel sektörün artan sıkıntılarının da güveni olumsuz etkilediğine değinildi.
Beklenti Endeksi 66,1 puana indi
Yaşanan süreçlerin etkisiyle, Beklenti Endeksi haziranda bir önceki aya göre 1,1 puan azalarak 66,1 puana düştü. Geçen yılın haziran ayında ise Beklenti Endeksi 78,3 puan seviyesinde gerçekleşmişti.
Rapora göre, Beklenti Endeksi haziran ayında sınırlı ölçüde gerileme gösterdi. Böylece Beklenti Endeksi yılın ilk yarısında kesintisiz olarak düşüş kaydetti. Finansal şokların beklentiler üzerindeki olumsuz etkilerinin azalarak sürdüğüne vurgu yapıldı. Küresel ticarette korumacılık endişelerinin de beklentileri olumsuz etkilemeye devam ettiği belirtildi. Ek olarak, haziranda siyasi ve jeopolitik gelişmelerin de beklentileri sınırladığı ifade edildi.
Türkiye İMSAD’ın raporunda Türkiye ekonomisine ilişkin beklentilerin haziran ayında azaldığı belirtilirken, finansal şoklar ve şoklara neden siyasi gelişmelerin beklentilerin bozulmasına yol açtığı ifade edildi. Ayrıca, finansal şoklar karşısında alınan ilave sıkılaşma önlemlerinin de beklentileri zayıflattığına dikkat çekildi.
Haziranda gelecek üç aya ilişkin alınan yurt içi siparişlerinin azaldığı ve ihracat siparişlerinin de yeniden düştüğüne raporda yer verildi. Öte yandan, gelecek üç aya yönelik üretim, yatırım, istihdam beklentilerinin ise sınırlı ölçüde düştüğü paylaşıldı. Üretim beklentilerinin uzun süre sonra azaldığının da altı çizildi.
Raporda yer alan değerlendirmeler kapsamında, yılın ikinci yarısında beklentileri şekillendirecek ana unsurun siyasi, ekonomik ve jeopolitik gelişmeler olacağı vurgulandı. Sıkılaşma önlemlerinin uzamasının beklentileri sınırlayacağı kaydedilirken, reel sektörün faiz indirimi ve gevşeme beklentilerinin arttığı vurgulandı. İhracat pazarlarındaki toparlanmanın ise bir diğer önemli beklenti olduğuna işaret edildi. Ayrıca, jeopolitik gelişmeler ve ticaret müzakerelerinin belirleyici olacağı belirtildi.