“Güneş Doğuyor”, CHP’nin cumhurbaşkanı adayı ve bence müstakbel Cumhurbaşkanı, İBB ve TBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu çocukluğundan başlayarak bugüne kadar getiren bir kitap. İmamoğlu’nun siyasi yürüyüşünü CHP Beylikdüzü ilçe başkanı, Beylikdüzü Belediye Başkanı, İBB Başkanı ve nihayet cumhurbaşkanı adayı olarak anlatan kitap, İmamoğlu ile hiç yan yana gelmemiş, hiç tanışmamış Fatma Eroğlu Erdem’in kaleminden çıkmış. Kitabı ilginç kılan bir boyut da yazarının ilk kitabi olmasının yanında aynı zamanda yazıyla ilgili olmayan evli, bir çocuklu, emlak sektöründe çalışan bir kadının kaleminden çıkmış olması. Buna karşın başarılı bir derleme ve yer yer de değerlendirme diyebilirim. Herşeyden önce İmamoğlu’na inanarak onun ardına düşen milyonlardan birisi olması, Erdem’in satırlarını anlamlı kılıyor.
Erdem, kitapta “Ben bu kitabı nerede yazdım, nasıl yazdım” sorusunu soruyor ve şu yanıtı veriyor:
“Bu kitap bir masada, sadece kağıt ve kalemle yazılmadı. Bu kitap Çağlayan Adliyesi’nin merdivenlerinde, Silivri’nin soğuğunda, Saraçhane’nin ışıkları altında yazıldı. Miting meydanlarında sloganlarla beslendi. Gençlerin haykırışı, annelerin gözyaşı, babaların yumruğu oldu bu satırların mürekkebi.”
Yazarın “son sözüm” notu da şöyle:
“Bu kitabı;
Miting meydanlarında coplananlara…
Tutuklanan öğrencilere…
Yüzbinlerle yürüyen cesur yüreklere…
Gece gündüz CHP için çalışan, yılmayan örgütümüze…
Saraçhane’yi sahiplenen İstanbul halkına…
Ve hepsinden önce; bu ülkeye yeniden umut olan Ekrem İmamoğlu’na adıyorum.”
Kitabın arasından yazarın İmamoğlu’na yazdığı bir de “Size, ülkemize ve yarınlarımıza inancımla…” diyen bir mektup çıktı. Muhtemelen o mektup İmamoğlu’nun Silivri adresine de gönderilmiştir.
× × ×
İmamoğlu’nun yürüyüşüne katılanlara bu kitabı edinip okumalarını, arşivine almalarını öneririm. Yazarı, aynı zamanda çocukluk ve ilk gençlik muhitim, hala çocukluk ve ilk gençlik arkadaşlarımdan kopmadığım Birinciada’dan çok sevdiğim Ünal’ın eşi. Ünal’ı da ilk tanıdığımda sevmiş, güvenmiş ve Adaspor’un kaleci kazağını vermiştim.
× × ×
Bu arada… Kitabı okurken İmamoğlu ile nasıl tanıştığım geldi aklıma. Onu daha 2013’te CHP Beylikdüzü ilçe başkanı iken Mustafa Balbay ile bir panele gittiğimizde tanımıştım. Salona baktığımda daha o gün geniş bir yelpazede hareket edebilecek bir siyasetçi olabileceğini fark etmiştim. Çünkü o salon, yüzde 22 bandındaki CHP”nin karakteristik yüzlerinden çok farklı ve çeşitliydi. (Şimdi Balbay da bir kitap kaleme aldı İmamoğlu ile ilgili; “Asla Vazgeçme”).
İmamoğlu’nu tanıştığımız günden beri izliyorum ve iletişim sürdürdüm. Son olarak ÜPV olarak Kadıkòy CKM’de düzenlediğimiz panelde birlikteydik, orada açış konuşması yaptı ve gördük ki daha kürsüde iken hakkında soruşturma açılmış o konuşmadan dolayı (O davadan başsavcıya hakaretten dolayı ceza çıktı)!
Daha ilk andan itibaren İmamoğlu için kullandığım sıfat “müstakbel Cumhurbaşkanı” oldu. İnşallah bir sonraki Cumhurbaşkanı olacak. Onun için kurduğum her cümle kaleme aldığım her yazı, katıldığım her TV programındaki konuştuklarım helal olsun.
Not: Sevgili okur, biraz dinlenmek biraz da yazmakta olduğum bir kitap nedeniyle üç hafta izin istiyorum. 21 Ağustos Perşembe yine bu köşede buluşmak üzere…