Salı, Temmuz 29, 2025

Çelikten Üretim İçin Sihirbaz Olmanız Gerekmez

Sıcak bir haftaya daha merhaba diyoruz. Sıcak olunca da, hemen su sorunu gündeme geliyor. Sizinle tekrar tekrar paylaşmak istediğimiz konular var. Bunları su tutumluluğu için yapacaklarımız, çimen seçenekleri, çelik alma yöntemleri olarak sıralayabiliriz. İsterseniz sondan başlayalım.

Önce eli yeşil, eli uğurlu gibi kavramlara inanmadığımızı söyleyelim. Çeliklerin köklenmesini kolaylaştırmak için çarşıdan hormon almanıza  hiç gerek de yok. Ya içinde salisilik asit olan bir ağrı kesiciyi havanda iyice ezin, ya da bir söğüt ağacının kurşun kalem kalınlığında dalını 5 cm. uzunlukta kesin, bu parçalardan 7 ya da 8 tanesini bir bardak suya atın 5 gün kadar bekletin; alın size köklendirme hormonu. Biz bunlardan hiçbirini yapmıyoruz. Sadece toprağa, kuma ya da karışımlara alacağımız çelikleri toz tarçına batırıyoruz.

Suya alacağımız çeliklerin boyları 10 ile 20 cm olabilir. Kendi deneyimlerimize göre 5 cm.’den uzun çeliklerin tutma olasılığı var. 10 ile 20 cm. uzunluğundaki bir çelik 5 ile 7 cm suyun içinde bulunmalıdır. Hep yazıyoruz yağmur suyu şöyle iyidir, böyle iyidir diye ama musluk suyu ile hiç sorunsuz köklenme oluyor, merak etmeyin. Geçen senelerde yazdığımız yazılarda hiç sözünü etmemişiz, köklerin biraz karanlıkta kalması buna karşılık yaprakların bol ışıklı ortamda olması öneriliyor. Çeliklerin konduğu su dolu kabın alüminyum yaprak ile ya da basit koyu renkli kağıtla kaplanması süreci hızlandırabilir.

Çeliklerin suyu bulanmaya mı başladı, hemen değiştirelim? Musluk suyundaki klordan çeliklerimizin etkilenmesi söz konusu değil onun için rahat olabilirsiniz. Yalnız suyunuz kötü kokmaya başladıysa çürüme başladı demektir. Çeliğiniz az bulunan bir bitkiden elde edildiyse ya da sizin için çok kıymetliyse, çürüyen bölümü sağlıklı ilk bitki gözünün hemen altından çapraz kesin, başka bir kaba taze su ile tekrar koyun. Bunlara karşı suyunuzun yosunlar nedeniyle yeşil hale gelmesi çok da can sıkıcı bir olay değil.

Suya koyduğunuz çelikler çürümedikten sonra haftalarca suyun içinde kalabilirler. Genellikle 4 haftada köklenmeye tanıklık ediyorsunuz. Bu süre sonrasında, kötü koku oluşmadığınız sürece bekleyebiliriz. Yalnız kökler uzamaya başlayınca 4 hafta içinde toprağa alma işlemini gerçekleştirin. Yoksa çok uzayan kökler toprağın içine alındığında çok gevrek olduklarından, saksı toprağına bastırdığınızda kırılabiliyor. Zaten suyun içinde büyümüş kökler toprak içinde yaşama alışık değildirler, bu nedenle kısa bir alışma sürecine gereksinimleri vardır.

Suyun içinde çeliklerin köklenmesi kabaca bitkisine göre %50 ile 80 arasında değişiyor. Çeliğin alt yarısındaki tüm yaprakları keserek atın. Kopartın demiyoruz çünkü kopartırken bitki dalına zarar verebiliriz. Zakkum gibi bitkilerin çeliklerinin alt yarısının yapraklarını diplerinden keserek attınız ise diğerlerini de yarısı kalacak şekilde yarısından keserek atın. Sadece tepede 3 tane ufak tam yaprak kalsın. Ayrıca da hastalık tehlikesini azaltmak için her kaba 3’den fazla çelik almayın.

Kökler 2 ile 5 cm. arasındayken çelikleri artık saksılara alabilirsiniz. Bunun için humuslu ama geçirgen bir toprak iyi olur diyoruz. Çelikleri aldığınız saksıları çok fazla doğrudan güneş ışığı altında bulundurmasanız, hava akımlarının etkisine bırakmazsanız daha da mutlu olacaklarından emin olabilirsiniz. En azından ilk ay buna dikkat edin diyoruz. Unutmadan bazı üreticiler çelikleri aldığımız suyun içine ufak bir odun kömürü parçası atmayı unutmuyorlar. Kömürün suda mikroorganizmaların yaşamasını zorlaştırdığını söylüyorlar.

Doğal olarak tüm bitkiler suyun içinde köklenemiyorlar. Nane, yıldız (Aster), ortanca gibi gevrek dalları olan bitkiler son derece kolay köklenmelerine rağmen suyu çok sevmeyen laden, biberiye, kekik, adaçayı gibi Akdenizin sıcak taşlık alanlarının bitkileri de suda çok kolay köklenirler. Bunlara karşılık sütleğenler ya da sukulentleri suda bekletmenize zaten gerek yoktur. Kalın odunları olan ağaç dallarını, kamelyaları ya da eğrelti otlarını da suda köklendirmeyi denemenize gerek yoktur.

Sıra geldi fotoğraflarımıza. İnternet sitemizde, en başta suda köklenen bir Hypericum ssp. fotoğrafını sizle paylaşalım istedik. Nedenini sorarsanız toprakta %30 civarlarında bir tutma oranı olmasına rağmen, Temmuz ayında %90’lık bir oranla köklendiler. İnternet gazetemizin 2. fotoğrafı ise Kanada’dan Serpil Üçok tarafından yollandı.  Kırmızı bir gündüzgüzeli (Hemerocallis ssp.). Gündüzgüzelleri, yaz mevsiminde açan soğanlı bitkilerden olup kuraklığa, parlak ışığa dayanıklı soğanlı bitkilerdendir. Bu hafta gazetemizi biraz mavi mor tonlarına bırakalım istedik. Bu nedenle Semra Aydıncı bir şefkat çiçeği ya da Afrika zambağı (Agapanthus africanus), Hülya Ünver ise bir mavi yasemin ya da kurşunkök (Plumbago capensis) fotoğrafları yolladılar. Herkese teşekkür ediyoruz.

Keyifli Bahçeler…

Oğuzhan Daver

Diğer Yazarlar