Ege Bölgesi Sanayi Odası’nın (EBSO) Temmuz ayı olağan meclis toplantısı, Meclis Başkanı H. İbrahim Gökçüoğlu yönetiminde, Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar ve meclis üyelerinin katılımıyla gerçekleştirildi. Toplantıda konuşan Ender Yorgancılar, küresel ve yerel ölçekte artan risklere dikkat çekerek, sanayinin sürdürülebilirliği açısından endişe verici bir tabloyla karşı karşıya olunduğunu söyledi. Yorgancılar, üretimden ihracata kadar birçok alanda yaşanan sorunlara değinerek, sanayicilerin yüksek maliyetler, daralan talep ve finansmana erişimdeki zorluklarla mücadele ettiğini ifade etti.
“Afet Bakanlığı kurulması önerimizi tekrarlıyoruz”
Türkiye’nin bu yaza adeta yangın yeri gibi girdiğini belirten Yorgancılar, aynı ilde, farklı ilçelerde eş zamanlı ve söndürülmesi uzun süren yangınların soruşturulmasının çok önemli olduğuna dikkat çekti. Yorgancılar, “Yapılan istatistikler sonucunda orman yangınlarının yüzde 90’ının insan kaynaklı olsa da son yangınlarda Valinin altını çizmiş olduğu ‘elektrik hatlarından kaynaklı’ yangınların çıkma ihtimaline karşı da mutlaka ilgili elektrik şirketlerinin bakımlarını periyodik olarak yaptırması, aksi durumda cezai müeyyidelerin uygulanması gerekiyor. Bir simülasyonda gibiyiz. Bir acı bitmeden yenisi geliyor ve yangını, depremi, savaşı, konforlu evlerimizde yalanıyla, doğrusuyla sosyal medyadan izliyoruz. Sosyal medya insanı sorgulamaktan uzaklaştırırken, sürekli tekrarlayan acılar da insanların tepkilerini normalleştiriyor, olaylara karşı duyarsızlaştırıyor. Sonuçta da toplumsal ve ruhsal bir çöküşe zemin hazırlıyor. Çok üzücü. Belki tam algılayamıyoruz ama ormanlık alanlarla birlikte topyekün geleceğimiz de yanıyor. O nedenle, Afet Bakanlığı kurulması önerimizi tekrarlıyoruz” diye konuştu.
“Jeopolitik riskler sanayinin sürdürülebilirliğini riske atıyor”
Gün geçtikçe artan jeopolitik risklerle beraber, içerde ve dışarda siyasi ve ekonomik belirsizliklerinde arttığına vurgu yapan Yorgancılar, bu zorlu süreçte ayakta kalmaya çalıştıklarının altını çizdi. Yorgancılar, “Tablo bugünden yarına düzelecek gibi de görünmüyor. İsrail’in bölgedeki savaşçı tutumu ve nükleer tehdidi, bitmeyen Rusya-Ukrayna savaşı, büyük bir soykırıma dönüşen İsrail-Filistin çatışması, ek tarifelerin gölgesinde ticaret savaşları, korumacılık ve kutuplaşmanın derinleşmesi, Jeopolitik risklerin artması ile komşularla siyasi ve ticari ilişkilerin bozulma olasılığı, yavaşlayan Avrupa’dan sonra en büyük ihracat pazarımız Ortadoğu ile ticaretin zayıflama riski, iç siyasette artan gerginlik ve yargı bağımsızlığı, ekonomik programın yetersiz kalması, yüksek enflasyon, yüksek faizde iyileşmenin gecikmesinin, sanayinin sürdürülebilirliğini riske atıyor” değerlendirmesinde bulundu.

“Çin büyük risk haline geldi”
Çin’in son bir yıldır başta KOBİ’ler olmak üzere yerli üreticilerin önündeki en büyük engellerden birisine dönüştüğünü dile getiren Yorgancılar, “Türkiye genelinde bin 312, İzmir’de 39 Çinli firma faaliyet gösteriyor. İthal edilen Çin ürünleri ile içerde yerli üreticinin rekabet etmesi İmkansızlaştı. Öyle ki, 2024 Ocak ayından bu yana Çin’den yaptığımız ithalat artışı yüzde 49. Bu çok çok yüksek bir oran. 2025 Mayıs ayında Çin’e ihracatımız 251 milyon dolar iken, ithalatımız 4 milyar dolar. Çin böyle bir planla ilerlerken ve sanayimize güç kaybı yaşatırken, bakın imalat sanayinin gayrisafi yurtiçi hasıla içindeki payı da azalma eğilimini sürdürüyor. Özellikle, doğrudan yatırım çekmede rekabet halinde olduğumuz ülkelerde imalat sanayinin payı artarken, bizde azalıyor” diye açıkladı.
“Faiz indirim tek başına yeterli olamaz”
Son konkordato sayılarının da mevcut riski gözler önüne serdiğini söyleyen Yorgancılar, “Yılın ilk 6 ayındaki iflas sayısı 2024’ün yüzde 72’sine denk geliyor. Bugün reel sektör, kapasite düşüklüğünden, kar gerilemesine, siparişlerin azalmasından her kalemde maliyet artışına kadar faaliyetlerini sürdürmekle ilgili çok ciddi baskı altında. Bugün artık sanayiciye ek vergiler, yeni zamlar, yeni mevzuatlarla baskı yapmanın zamanı değil. Bugün sanayimizin kayıplarını giderme ve akabinde sanayimizi yeni dünya şartlarına hazırlama zamanı. Faiz indirim süreci elbette ki, bizlere nefes aldıracak ancak tek başına yeterli olamaz. Bakın, Türkiye’nin 1000 büyük sanayi kuruluşunun cirosu, dünyaca ünlü tek bir markanın cirosunun altında kalıyor. Yani, ülkemizde sanayi küresel ölçeğe ulaşamadığı gibi küresel ölçekte marka da yaratamıyoruz” diye belirtti.
Gökçüoğlu’dan ‘milli yangın uçağı’ çağrısı
Türkiye’nin ‘Yeşil Vatan’ anlayışını yaşatabilmesi için yangınlarla mücadelesinde yeni atılımlarda bulunarak kendisini zamanın gerekliliklerine göre güncellemesi gerektiğine değinen EBSO Meclis Başkanı H. İbrahim Gökçüoğlu, bunun için gerekli olan üç aşamalı süreci paylaştı. Başkan H. İbrahim Gökçüoğlu, “Acil olarak uçak kiralamadan çıkıp, en kısa sürede sahipliğe geçmeli. Orta vade savunma sanayideki başarıyı bu alana taşıyabilmeli ve ilk etapta ortak üretim ile modern söndürme uçakları yapabilir proje başlatılabilir, uzun vadede ise ‘Milli Yangın Uçağı Projesi’ ile TUSAŞ liderliğinde çok maksatlı amfibik yangın söndürme uçağı üretimi başlatılmalı, en az 15 ton su taşıma kapasiteli, deniz, göl, üzerinden su alabilen, gece operasyon kabiliyetine sahip olan yangın yanı sıra deprem, sel, sınır gözetimi, insani yardım gibi görevler yapabilecek çok maksatlı olmalı biz bu savaşı şimdi kazanmak zorundayız. Orman yangın eğitim merkezleri tekrardan inovatif çalışma ile daha aktif hale getirilerek orman, insan ve tüm canlıların kaybı en az seviyeye inmesi sağlanmalı” dedi.