Türkiye’de gayrimenkul sektöründe önemli bir dönüşüm başlatan gayrimenkul sertifikası uygulaması, klasik ‘tapulu mülk’ anlayışını aşarak, gayrimenkulü menkul kıymet gibi işlem görebilir hale getiriyor. Vartur Emlak CEO’su Şerif Varlı, bu yeni modelin yatırım dünyasına etkilerini değerlendirirken, sistemin hem fırsat hem de risk barındırdığına dikkat çekti.
“Yatırım daha erişilebilir ve demokratik hale geliyor”
Gayrimenkul sertifikası sayesinde artık sadece yüksek sermayeye sahip yatırımcılar değil, orta gelir grubu da gayrimenkul piyasasında aktif rol alabilecek. Türkiye’de bu yatırım anlayışını kökten değiştirebilecek devrimsel bir adım olarak nitelendiren Varlı, “Bu uygulama, Emlak Konut ve TOKİ öncülüğünde başladı. Ancak asıl etki, GYO’lar ve özel geliştiriciler de sertifika modelini benimserse ortaya çıkacak. Borsa İstanbul’da işlem gören gayrimenkul tabanlı ürünlerin artması, piyasaya ciddi bir derinlik kazandırabilir” dedi.
Bu sistemin sosyal konut politikası işlevi görebileceğini ancak bunun yatırımcı davranışına bağlı olduğunu vurgulayan Varlı, “Eğer sertifikalar birikim amacıyla alınırsa, alt gelir grupları için ‘birikerek sahiplik’ mümkün olur. Aksi takdirde kısa vadeli spekülasyon aracı haline gelebilir” açıklamasında bulundu.
Varlı, sistemin avantajlarını yüksek likidite imkânı, küçük yatırımcıların piyasaya erişimi, şeffaf bir yatırım ortamı sağlanması ve projelere erken aşamada sermaye girişi olarak sıralarken; spekülatif dalgalanmalara açık yapı, manipülasyon riski ve fiziksel mülkle bağın zayıflaması gibi dezavantajlara da dikkat çekti.