Cuma, Ağustos 1, 2025

“Felaketlerin sorumluları en ağır şekilde cezalandırılmalı”

İzmir Ticaret Odası (İZTO) Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, Orman Genel Müdürlüğü verilerine göre, ülkemizde meydana gelen orman yangınlarının yaklaşık yüzde 90’ının insan kaynaklı nedenlerden çıktığını ifade etti. İZTO’nun temmuz ayı meclis toplantısında konuşan Özgener, anız yakma, sönmemiş sigara izmariti ve çöplerin yakılmasının bu yangınların başlıca sebepleri arasında yer aldığını belirterek, “6831 sayılı Orman Kanunu’na göre ormanları kasten yakan kişi, 10 yıldan az olmamak üzere hapis cezası ve 10 bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılıyor. Eğer bu suç, devletin güvenliğine karşı işlenen bir suç kapsamında ve bir örgüt faaliyeti çerçevesinde gerçekleştirilmişse, müebbet hapis cezası ve 20 bin güne kadar adli para cezası söz konusu oluyor. Açık söylemek gerekirse cezalar yeterli değil. Yaz aylarında çıkan yangın sayıları ve yanan alanların büyüklüğü bize bugünkü cezaların caydırıcı olmaktan uzak olduğunu söylüyor. İnsanlar hala ateşi söndürmeden piknik alanını terk ediyor. Hala anız yakılıyor, sigara izmariti atılıyor. Bu felaketlerin sorumlularının en ağır ve caydırıcı, hatta ‘ibretlik’ bir şekilde cezalandırılmaları, bu ve benzeri felaketlerin insan eliyle oluşmasının önünü kesebilecek en etkin önlem olacak. Bununla birlikte, taksirle yangına neden olanlar için cezanın alt sınırı yükseltilmeli; ateş yakmak, sigara atmak gibi hafif gibi görünen ama riskli davranışlara karşılık ise sadece para cezası ile yetinilmemeli” diye konuştu.


“Yangın riskiyle mücadeleyi ciddiye almalıyız”

Ormanın sadece ağaç olmadığını vurgulayan Özgener, sözlerine şöyle devam etti: “Orman demek nefes demek, yaşam demek, çocuklarımıza bırakacağımız bir gelecek demek. Ve o gelecek, bir anlık ihmalin kurbanı olamaz. Bu can yakan tabloyu kesinlikle kabullenmemeliyiz. Yangın riskiyle mücadeleyi ciddiye almalıyız. Toplumsal ve kurumsal ölçekte farkındalığımızı en üst seviyeye çıkarmalıyız. Hepinizi bu konuda sorumluluk almaya, sesimizi duyurmaya davet ediyorum. Çünkü ormanları korumak, sadece doğayı değil, insanlığı da korumaktır. Sadece farkındalık değil, aynı zamanda bireysel ve kurumsal düzeyde yangına sebebiyet veren nedenlerin ortadan kaldırılması için gerekli tedbirlerin alınması için çalışmalıyız. Orman yangınlarıyla mücadelede yeni bir yapılanmayla ulusal düzeyde Koordinasyon ve Acil Müdahale Planını hazırlamalıyız. Yangınların ‘elektrik hatlarından kaynaklı’ çıkma ihtimaline karşı kentimizdeki altyapının gözden geçirilmesi gerekiyor. Elektrik şirketlerinin kent genelinde bakım çalışmalarını titizlikle yapması, yapmadığı takdirde gerekli cezaların verilmesi konusu hepimiz için hayati önem taşıyor.”

İzmir’in yangın riski en yüksek illerden biri olduğunu belirten İZTO Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, “Yangınların ‘elektrik hatlarından kaynaklı’ çıkma ihtimaline karşı kentimizdeki altyapının gözden geçirilmesi gerekiyor” dedi

“Ormanlarımızın bir bölümünü kaybettik”

İzmir’in yangın riski en yüksek illerden biri olduğunu belirten Özgener, “Urla, Aliağa, Foça, Buca, Gaziemir, Menderes, Çeşme, Torbalı, Ödemiş, Bornova… Kentimizin dört bir yanından yangın haberleri geldi. Mahalleler tahliye edildi, Çeşme-İzmir ve Aydın-İzmir otoyolları trafiğe kapandı. Hepimiz endişeyle izledik. Kentimiz bu gelişmeler üzerine İçişleri Bakanlığı tarafından ‘Genel Hayata Etkili Afet Bölgesi’ olarak ilan edildi. (İzmir ve Bilecik) Ormanlarımızın bir bölümünü kaybettik. Ağaçlar, canlılar, o sessiz ekosistem ne yazık ki alevler arasında kaldı. Bu alanların kendini toparlaması, tekrar canlanması da maalesef uzun yıllar alacak. Bu yüzden, üzülerek belirtmeliyim ki, bunun adı felaket değil cinayet” dedi.

“Su yönetimi başlı başına bilimsel çalışma alanı”

Mahmut Özgener, konuşmasında susuzluk sorununa da dikkat çekti. İzmir’in tarihinin en sıcak günlerini yaşadığını ifade eden Özgener, “Kuraklık artık sadece bir çevre sorunu değil; doğrudan yaşamımıza etki eden, derin bir toplumsal krize dönüşmüş durumda. Barajlarda su seviyesi kritik seviyelere düştü. Uzmanlar açıkça uyarıyor: Daha fazla vakit kaybetmeden önlem almalıyız. Unutmamalıyız ki ne doğal kaynaklarımız sınırsız ne de suyumuz. Türkiye hızla su fakiri olarak tanımlanan ülkeler kategorisine doğru gidiyor. Gözümüzün önünde yok olan ormanlar da suyu çekilen barajlar da geleceği korumak için bugünden harekete geçmemiz gerektiğini bize söylüyor. Su yönetimi başlı başına bir bilimsel çalışma alanı. Bu konuda çözüm odaklı her türlü bilimsel yöntem ve uygulamaları kullanarak uzun vadeli planlar yapılmalı” ifadelerinde bulundu.

İLGİLİ HABERLER

GÜNDEM

Tarihte Bugün

Resmi Gazete’de Bugün

Karayollarında Durum

TİCARET’te bugün