Perşembe, Temmuz 31, 2025

“GES atıkları için düzenleme gerekiyor”

TMMOB Çevre Mühendisi Selma Akdoğan, güneş panellerinde kullanılan toksik maddelerin ömrünü tamamladıktan sonra çevre ve insan sağlığı için ciddi risk oluşturduğunu söyledi

ŞURA NUR SAVRANOĞLU

Yenilenebilir enerji yatırımları arasında hızla yayılan güneş enerjisi santralleri (GES), çevre dostu bir çözüm olarak öne çıksa da üretimden geri dönüşüme kadar birçok çevresel riski de beraberinde getiriyor. Toksik kimyasallar, ağır metaller ve enerji yoğun üretim süreçlerinin yarattığı kirlilik tehlikesine ek olarak, Türkiye’deki yetersiz geri dönüşüm altyapısı gelecekte ciddi bir atık krizine zemin hazırlıyor. GES’lerin tarım arazilerine kurulması ise hem ekosistem dengesini tehdit ediyor hem de mikroiklim değişikliklerine neden olabiliyor. 

Güneş panellerinin üretiminde kullanılan hammadde ve kimyasalların çevreye verdiği zarara ilişkin TİCARET Gazetesi’ne özel açıklamalarda bulunan Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şube Teknik Sorumlusu Çevre Mühendisi Selma Akdoğan,Güneş panellerinin üretiminde kullanılan zararlı bileşenlerin üretim ve işletme sonrasında çevreye olumsuz etkileri bulunuyor. Üretim sırasında kullanılan enerji karbon ayak izine katkıda bulunur. Panellerin üretiminde kullanılan kimyasallar su ve toprak kirliliğine neden olabilir. Özellikle panellerde bulunan ağır metaller, kullanım ömrünü tamamladıktan sonra uygun geri dönüşüm ve bertaraf yapılmadığında çevre ve insan sağlığı için toksik risk oluşturur. Toksik maddelerin doğaya sızma riski, panellerin yaşam döngüsünün sonunda artar; eğer düzenli depolama yapılmazsa yağmur ve diğer dış etkenlerle toprak ve yeraltı sularına karışabilir. Bu nedenle etkin geri dönüşüm programları ve yasal düzenlemeler kritik önem taşır” diye belirtti.


“Türkiye’de geri dönüşüm için özel bir düzenleme yok”

Kullanım ömrünü tamamlayan güneş panellerinin bertarafı veya geri dönüşümü konusunda ulusal ve uluslararası alanda yapılan çalışmalara değinen Akdoğan, Türkiye’nin geri dönüşüm konusunda geride kaldığına dikkat çekti. Akdoğan, “Gelişmiş ülkelerde ve Avrupa Birliği’nde panellerin geri dönüşümü zorunlu olup üreticilere sorumluluk yükleniyor. Türkiye’de ise güneş panellerinin geri dönüşüm ve bertaraf süreçlerine özel bir yasal düzenleme bulunmuyor. Panellerin ömrü 25-30 yıl arasında değişmekte ve ülkemizde kullanılan panellerin çoğu henüz kullanım süresini tamamlamamış. Ömrü dolan paneller için özel tesisler bulunmamakla birlikte, bazı bölümler atık elektrikli ve elektronik eşya geri dönüşüm lisanslı firmalara gönderiliyor. Ancak malzeme sökümü ve geri kazanımı sınırlı ve resmi veriler yetersiz. Önümüzdeki yıllarda atık hacmi artacağı için taşıma, depolama ve geri kazanım tesislerine ihtiyaç artacak, yasal düzenlemelerin ve altyapının geliştirilmesi gerekecek” dedi.


“GES’ler için doğru yer seçimi kritik önemde”

Güneş enerji santralleri geniş alan ihtiyacı nedeniyle arazi kullanımına bağlı çevresel etkilere sahip olduğuna dikkat çeken Aydoğan, “Santral kurulumu ve işletimi sırasında yangın riski ve gölgelenmenin önlenmesi için alan sürekli temizlenmekte ve bu durum arazinin vasfını değiştiriyor. Ayrıca, nitelikli peyzaj, kültürel miras alanları ve yerleşim alanlarına yakın GES’ler görsel kirliliğe sebep olur. Habitat tahribatı, toprak erozyonu ve ormansızlaşma gibi olumsuz etkilerin önüne geçmek için doğru yer seçimi kritik önemde. Koruma altındaki arkeolojik, kentsel, tarihi sit alanları, ormanlar, doğal sit alanları, sulak alanlar, meralar ve tarım arazileri gibi hassas alanlarda GES kurulumu yapılmamalı” diye konuştu.

Önceki İçerik
Sonraki İçerik
İLGİLİ HABERLER

GÜNDEM