Salı, Ağustos 5, 2025

Sıcak bir yaz gününden merhaba diyoruz

Ay sonuna geldiğimiz için, biraz da yarı ezoterik dünyaya el atalım. Bakalım Ay takviminde neler oluyor? 1 Ağustos tarihi  Ayın en uzak olduğu gün; 11 Ağustos Ay düğümü; 14 Ağustos Ayın Yerküreye en yakın olduğu; 24 Ağustos  Ay düğümü ve tekrar 29 Ağustos Ayın Dünya’mıza en uzak olduğu günlerdir; bu nedenle Ay takvimi kullanıcıları bu tarihlerde tarımsal bir eylemde bulunmasınlar. Bu arada 1 ile 5 Ağustos inen ay, 6 ile 18 Ağustos çıkan ay, 19 ile 31 Ağustos arasında da inen ay dönemlerine uymaktadır meraklılarına duyurulur.

Geçen hafta, adet olduğu üzere su içinde çelik alma yöntemini dilimiz döndüğünce anlatmıştık. Bugün de suya değil ama katı diyeceğimiz ortama çeliklerin alınmasını anlatmaya çalışacağız. Suya çelik alınması kadar eğlenceli olmasa da, katı ortama çeliklerin alınması durumunda gaura, lavanta, çalba otu %90’ın üzerine başarıyla tutarlar.

Doğal olarak bu yöntemin de bir takım püf noktaları da var. Örneğin çeliklerin alındığı ortamın çok geçirgen olmaldırır. Yoksa kum, perlit, vermikülit, leonardit ya da başka bir çok ufak taneli madde ile toprağın karışımı pek fark etmiyor. Yeterki su toprağın içinde kalıcı olmasın. Bu ortama alacağımız dal parçası genellikle 20 cm.’nin altında olmalıdır. Dal parçasının 20 cm.’den uzun olması durumunda, kökler ortaya çıkmadan hızlı bir kuruma meydana gelebilir.

Çelikleri ortalama 10 ya da 15 cm. arasındaki dal parçalarını çok geçirgen toprağa diktiniz. Yalnız şöyle bir ayrıntıyı göz ardı etmeyelim. İçine koyduğumuz kapların yapıldığı madde de önemlidir. Örneğin toprak kaplar, çelik almak için uygun değildir. Bizim dededen kalma pişirilmiş topraktan yapılmış saksıların, topraktaki suyun  her taraftan buharlaşmasına olanak verdiği için kullanımı önerilmiyor. Bunun yerine maalesef plastik kaplar çok daha uygun oluyor. Maalesef demem plastiğin kullanımını en aza indirmeyi önerdiğimizdendir.

Çeliklerin üçünü beşini aynı saksıya dikecekseniz, saksının ortasından ziyade çevresine konması uygun olacaktır. Saksının çeperine yakın bölgelerde toprak hem çok sıkışmaz hem de nem oranı daha fazla olacağından kuruma en son bu bölgede olacaktır. Kapların üzerini kapatarak mini limonluk oluşturmak çeliklerin kurumasınıı zorlaştırdığını da unutmayalım.

Daha sonra dikim yaptığınız kaplar yarı gölge ve rüzgarsız bir alanda korunmalıdır. Genel olarak, 3 ile 8 hafta arasında %30 ile 90 arasındaki oranda başarıyla çelikleriniz köklenecektir. Yalnız bu yöntemde akasma gibi ince gövdeli sarmaşıkların köklenmesi çok zordur. Bu gibi bitkilerde, dalı kesmeden daldırma yöntemiyle çoğaltma daha isabetli olacaktır.

Burada bir de kişisel tanıklığımızı yazmadan geçmeyelim. Çelik aldığınızda, bitkinin göz ya da yaprakların çıktığı şişkin bölgeler ne kadar birbirlerine yakınsa köklenme o kadar kolay oluyor. Doğal olarak bilimsel olarak ispat edilmesi gereken bir durum. Pekiyi o zaman yönteme bir göz atalım. 10 ile 20 cm. arasındaki uzunlukta örneğin bir lavanta dalını keselim. Elden geldiğince çiçeği olmayan bir dal seçmek köklenmeyi kolaylaştıracaktır. Çiçek ya da tomurcuk varsa bunalrı kökünden kesmek gerekecektir. Seçeceğiniz dalın çapı 1 cm.’den ufak olmalıdır. Dalın alt 3/2’sinin yapraklarını keserek atınız. Kalan yaprakları yarısı kalacak şekilde diğer yarısını keskin bir makasla keserek atın. En üstteki 2 bilemediniz 3 yaprağı ise bırakın.

Çelikleri almak için hazırladığınız karışımlı toprağın olduğu kapların içlerine önce bir dal veya kalem ile çukurları açın ve çukurlara çelikleri daldırın. Daldırmadan  çeliklerin tarçına ya da salisilik asit hatta söğüt dalı sularına batırmayı unutmayın. Kolay gelsin diyoruz. Ağustos ayının ortalarından Eylül ayının sonuna kadar çelik alma işlemini rahatlıkla yapabilirsiniz.

Geçen haftanın suda köklendirme konusunda sözü edilmişti. Bu hafta, suda köklendirdiğimiz bir domates çeliğini sizinle paylaşalım istedik. Domates çift çenekli olmasına rağmen gördüğünüz gibi suda köklendiğinde saçak kök vermektedir. İkinci fotoğrafımızda ise sukulentleri toprakta köklendirmek çoğu zaman daha kolay. Hatta toprağın üstünde bile toprağa değen bölgelerde kendiliklerin köklenme oluyor. Konuyla ilgili fotoğraflarımızı internet gazetesinde zaten görebilirsiniz. Bunun yanında gazetede Dr. Gökhan Ünal’ın ağaç menekşesi ile Nuray Sönmez’in neredeyse gözleri kamaştıran kaktüs çiçeklerine de tanıklık edeceksiniz. Gökhan Ünal’ın uzun yıllardan beri fotoğrafçılıkla uğraştığını da söylemeden geçmeyelim.


Oğuzhan Daver

Diğer Yazarlar