Özel Güvenlik Eğitimcileri Dernekler Platformu tarafından Ankara’da 2. Özel Güvenlik Eğitimcileri Çalıştayı düzenlendi. Çalıştayda özel güvenlik eğitimi sektörünün güncel sorunları ve çözüm önerileri değerlendirildi. Çalıştay sonrasında yayımlanan bildirgede, sektörel birlikteliğin sağlanması açısından tüm özel güvenlik eğitimcileri derneklerinin federasyon çatısı altında birleşmesinin gerekli görüldüğü açıklandı. Ayrıca TOBB Özel Güvenlik Sektör Meclisi’nde, özel güvenlik eğitimcileri dernek temsilcilerine yer verilmesi yönünde tavsiye kararı alındı. Platformun beklentileri arasında, İçişleri Bakanlığı bünyesinde Özel Güvenlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü kurulması da yer aldı. Sektördeki sorunların çözümü için resmi girişimlerde bulunduklarını ve süreci yakından takip ettiklerini belirten Özel Güvenlik Eğitimcileri Derneği (Ö-DER) Yönetim Kurulu Başkanı Tırımoğlu, “Kurum açılışlarına kota getirilmesi, taban fiyat uygulaması, eğitim hizmetlerindeki yüzde 20’lik KDV oranının yüzde 10’a düşürülmesi ve sağlık şartları yönetmeliğinde iyileştirmeler yapılması da hedeflerimiz arasında yer alıyor” dedi.
Genel Müdürlük kurulması talebi
Özel güvenlik sektörü, kamu güvenliğine destek sağlayan önemli bir alan olarak öne çıkıyor. Özel Güvenlik Denetleme Başkanlığı verilerine göre, Türkiye’de 609 özel güvenlik eğitim kurumu bulunuyor. Kamu ve özel sektörde aktif çalışan sayısı 324 bin 215 iken, geçerli özel güvenlik kimliği sahibi kişi sayısı ise 824 bin 643 olarak kayıtlara geçiyor. Özel güvenlik eğitim sektörünün güçlenmesi, mesleki yeterliliğin artırılması ve eğitim kurumlarının kurumsal yapısının desteklenmesi için çalıştıklarını belirten Tırımoğlu, “Çalıştayda öncelikli gündemimiz, İçişleri Bakanlığı bünyesinde ‘Özel Güvenlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü’ kurulmasına yönelik talebimizdi. Böyle bir yapı, iş süreçlerinin daha şeffaf, hızlı ve koordineli yürütülmesini sağlayacaktır. Genel müdürlük modeli, yalnızca bürokratik bir değişiklik değil, özel güvenlik hizmetlerinin daha entegre, verimli ve kurumsal şekilde yürütülmesini sağlayacak önemli bir adım olacaktır” şeklinde konuştu.
KDV indirimi isteği
Sektördeki mali yükümlülükler ve kurum açılış kriterlerinin sürdürülebilirlik ve kaliteyi doğrudan etkilediğini belirten Tırımoğlu, Türkiye’de özel güvenlik eğitim hizmetlerindeki katma değer vergisi (KDV) oranının yüzde 20, diğer eğitim hizmetlerinde ise yüzde 10 olduğunu söyledi. Açıklamasında özel güvenlik eğitiminin Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) onaylı müfredat ve sertifikaya sahip olduğunu ve kamu hizmeti niteliği taşıdığını dile getiren Tırımoğlu, yüzde 10 KDV oranının uygulanmasının adil olacağını ifade etti.
Türkiye genelinde kontrolsüz açılan eğitim kurumlarının kaliteyi düşürdüğüne değinen Tırımoğlu, 2005 yılından bu yana açılan bin 81 kurumdan sadece 609’unun faal olduğunu, diğerlerinin piyasa koşullarından kapandığını söyledi.
Tırımoğlu yaptığı açıklamada; sektörde alınması gereken önlemlerden bahsederek “Yeni kurum açılışlarında nüfusa dayalı kota, coğrafi yoğunluk sınırlaması, asgari fiziki ve eğitici yeterliliği ve yerel ihtiyaç raporu gibi kriterlerin uygulanması önemlidir. Ayrıca, tüm eğitim türlerinde yıllık güncellenen asgari taban fiyat belirlenerek kalite korunmalı ve haksız rekabet engellenmeli. Bu iki önlem birlikte uygulanmazsa, sektörde ya kalite kaybı yaşanacak ya da aşırı fiyat rekabeti sürecektir” ifadelerini kullandı.
Sağlık raporu alımında zaman kaybı
Özel güvenlik adaylarının eğitim öncesi sağlık kurulu raporu almak zorunda olmalarının bazı aksaklıklara yol açtığını belirten Tırımoğlu, sürecin aday için yaklaşık 2 aylık bir kayıp olduğunu ifade etti. Eğitimin başlama tarihinden 15-20 gün önce kaydolan kursiyerlerin bile raporlarını zamanında temin edemediklerini ve bir sonraki sınav dönemine kaldıklarını söyleyen Tırımoğlu, “Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Yönetmelik’te sağlık raporlarının temel eğitim öncesi değil, kimlik başvurusu aşamasında ibraz edilmesi yönünde bir düzenleme yapılmasını öneriyoruz. Böylece kursiyerler zaman kaybetmeyecek, sektördeki istihdam ihtiyacı zamanında karşılanabilecek ve kamu sağlık kuruluşlarındaki yoğunluk da azalacaktır” ifadelerini kullandı.
