Pazartesi, Ağustos 25, 2025

Modada dönüşümün anahtarı; markalaşma

Moda tasarımı akademisyeni, danışman ve girişimci Doç. Dr. Başak Boğday Saygılı, tekstil ve hazır giyim sektörünün kronikleşen sorunlarından çıkışın anahtarı olarak markalaşmayı gösterdi. Çok katmanlı alan olan moda sektörünün, Türkiye’nin ekonomik ve kültürel geleceği için stratejik bir fırsata dönüşebileceğini belirten Doç. Dr. Saygılı, “Artık sadece üretmek yetmez; tasarlamak, anlam katmak ve bunu dünyaya anlatmak zorundayız” dedi.

Türkiye’nin, sadece üretim değil, tasarım ve marka ülkesi olmaya hazır olduğunu ifade eden Doç. Dr. Saygılı, “Bu dönüşümü gerçekleştirmek için artık cesur adımlar atmamız gerekiyor” diyerek, özellikle yapay zekanın sunduğu olanakların moda endüstrisinde yeni bir çağ başlattığını vurguladı.


“Tasarım ülkesi olabiliriz”

Türkiye’nin üretimdeki kuvvetine vurgu yapan Doç. Dr. Saygılı, artık sıradaki aşamaya geçme zamanının geldiğini söyleyerek, “Yıllardır çok kaliteli üretim yapan bir ülkeyiz. Ancak kendi markamızı yaratmadıkça bu döngü hep başkasına çalışmakla sonuçlandı. Şu an ise maliyetlerin, sektörü zorlaması ve teknik üretici bireylerin alttan yetişmemesi nedeniyle istediği üretim kapasitelerine ulaşamıyor. Günümüz şartlarında sektörün önde gelenleri bu durumun değişmesi için gerekli çabayı gösterseler de bu dönemden itibaren sektörün tek kurtuluşu, her firmanın kendine ait markası ve kendi markasının hedef ve hikayesine uygun tasarımlarıyla sadece yurt içinde değil, yurt dışında da var olması. Üretici işletmeler öyle çok üretmeye tutunmuş durumdalar ki az ürettiklerinde yetersiz olduklarını düşünüyorlar. Oysa artık o kadar çok makinaya ihtiyacımız yok. Çünkü dünyanın artık o kadar çok üretime ihtiyacı olmadığı gibi üretimdeki kalitemizle, kendi markalarımızla kendi hikayelerimizle kendi tasarımlarımızla var olmayı öğrenmeliyiz. Sektör temsilcileri henüz bu duruma hazır olmasa da Türkiye’deki pek çok üniversitede yetişmiş pek çok nitelikli moda tasarımcısı bulunuyor. Ülkemiz bu anlamda ‘Tasarım Ülkesi’ olmaya hazır durumda.  Bu potansiyeli üreticiyle buluşturduğumuzda artık Türkiye’yi sadece ‘ucuz üretim’ değil, ‘Yaratıcı Tasarım Ülkesi’ olarak konumlandırabiliriz” dedi.

Doç. Dr. Saygılı, şöyle devam etti: “Türkiye’nin bu zorlu döneminde markalaşma yolculuğuna çıkan firmalara, hedef kitlelerine ve hikayelerine uygun tasarımlar sunuyoruz. Uzman tasarımcılarımız ve 10 farklı yapay zekadan aldığımız destekle, hikaye oluşturma, tasarım geliştirme ve kumaş/malzeme seçimi gibi aşamalarda firmaların yanında yer alıyoruz. BBS Tasarım Eğitim ve Danışmanlık A.Ş. olarak, markalaşma sürecini hızlandırıyor, tasarım bakış açısı kazandırıyor ve tasarımcılarla ortak çalışma disiplini oluşturuyoruz. Bazı firmalarla başlangıçtan sonra devam ederken, bazılarına tasarım birimi kurma aşamasında danışmanlık da sağlıyoruz.”


Yapay zeka ile modada yeni dönem

Tasarım sürecinde yapay zekâdan etkin biçimde yararlandıklarını belirten Doç. Dr. Saygılı, bu teknolojinin özellikle hızlı üretim baskısı altındaki sektör oyuncuları için hayati bir destek sunduğunu ifade ederek, “Koleksiyon oluştururken farklı yapay zekâ sistemlerini kullanıyoruz. Fikir üretme hızını, desen çeşitliliğini ve müşteri analizini bu teknolojilerle çok daha efektif hale getirebiliyoruz. Ama burada asıl farkı yaratan, teknolojiyi nasıl kullandığınız ve kimin kullandığı. Saygılı, Yapay zekâya ‘girdiğiniz’ bilgi kadar ‘çıktınız’ anlamlı oluyor” şeklinde konuştu. Doç. Dr. Saygılı, yapay zekaya bilgi girişi yaparak oluşturulan tasarımlar, yapay zekaların alt yapısından daha önemli unsur olarak tasarımcıların tasarım ve sanatta bilgi ve deneyimleriyle oluşturdukları promptlar olduğunu vurguladı.


Yapay zekayla tasarıma farklı bir katman ekleniyor

Kendi markası üzerinden yıllardır yurt dışına üretim yapan firmalarla çalışan Doç. Dr. Saygılı, artık firmaların sadece üretici değil, yaratıcı olmaları gerektiğini söyledi. Bu dönüşümün en önemli aracının ise yapay zekâ olduğunu belirten Doç. Dr. Saygılı, “On farklı yapay zekâyla çalışıyoruz. Her biri farklı veri kümeleriyle bize tasarımda büyük esneklik sağlıyor. Fakat yapay zekâyı yalnızca bir teknoloji değil, bir strateji olarak ele almak gerek. Kullanamayan firmalar zamanla sistemin dışında kalacak” dedi.

İLGİLİ HABERLER

GÜNDEM