Geçen hafta APİKAM’daki tematik bir sergiyi gezerken aklıma bir başka tematik sergi önerisi geldi, bir şimşek çaktı… Ancak önce 22 Ağustos’ta açılan sergiye götüreyim sizi…
Ahmet Piriştina Kent Arşivi ve Müzesi (APİKAM) tarafından hazırlanan, İzmirlilerin denizle kurduğu gündelik ilişkiyi yansıtan “İzmir’de Eski Bir Yaz: Deniz Hamamlarından Plaja” sergisi, deniz hamamları konusunda yapılmış ilk sergi olma özelliğini taşıyor.
Sergi, İzmirlilerin denizle kurduğu ilişkiyi, 19. yüzyılın ikinci yarısından başlayarak 20. yüzyılın ortalarına kadar uzanan bir zaman dilimi içinde ele alıyor. Deniz hamamlarından modern plajlara geçiş sürecini aktaran sergi; sağlık, mahremiyet, eğlence ve modernleşme kavramları etrafında şekilleniyor. Gazete arşivlerinden, hatıratlardan, akademik çalışmalardan ve çeşitli yayınlardan faydalanarak oluşturulan sergi kapsamında, ziyaretçiler bir başka nostalji yolculuğuna daha çıkarılıyor. 1936 yılında Arsıulusal İzmir Fuarı Açıkhava Tiyatrosu’nda “Lüküs Hayat” adlı oyunu sahnelemek üzere kente gelen İstanbul Şehir Tiyatrosu oyuncularının İnciraltı’na yaptıkları vapur gezisi, dönemin İzmir Belediye Başkanı Behçet Uz ile birlikte İnciraltı deniz banyolarında yüzdükleri anlar ve 1937 yılında çekilmiş Karşıyaka sahiline ait görüntüler de sergiye eşlik ediyor. Görüntüler, APİKAM “İZFAŞ Albümleri” koleksiyonundan derlenen kısa film olarak APİKAM Drama Salonu’nda ziyaretçilerin beğenisine sunuluyor.
İzBB Kent Arşivi ve Müzeler Şube Müdürü Serhan Kemal Saygı, serginin açış konuşmasında şu bilgileri verdi:
“İzmir’in toplumsal hafızasında önemli bir yer bıraktığını düşündüğümüz ve bir dönemin yaşam kültürünü yansıtan önemli bir serginin açılışı için toplandık. Deniz, İzmir’in sadece coğrafyası değil, kimliğinin de bir parçasıdır. Bu kimliğin önemli bir unsuru olan denize girme kültürünü, sergimizde sadece nostaljik bir açıdan ele almayı düşünmedik. İzmir’imizin bu alandaki kültürel benliğini, bilimsel bir perspektifle ele almaya başladık. İzmir’in deniz banyoları konusu, üzerinde çok fazla irdelenmiş bir konu değildir. Bu sergi de deniz banyoları konusunda yapılmış ilk sergi olma özelliğini taşıyor.
Araştırmalar derinleştikçe Osmanlı döneminden itibaren İzmir’de deniz banyolarının var olduğunu ve zamanla kent hayatının kayda değer bir parçası haline geldiğini anladık. 19. yüzyılın sonlarından itibaren İzmir sahillerinde yükselen deniz banyoları, birer mimari yapı olmanın ötesinde sosyalleşmenin, özgürleşmenin, modernleşmenin sembolü olurken, toplumsal hayatı dönüştüren birer kamusal alan niteliğine bürünmüşlerdir. Şüphesiz deniz banyoları, İzmir’in modernleşme sürecinde dikkat çekici bir kırılma noktasıdır. Kadın ve erkeklerin cumhuriyetle birlikte kamusal yaşamda daha görünür olmaya başlaması ve mahremiyetin yeniden tanımlanması, sergimizin odağına aldığı konular arasındadır.”
Sergi, 24 Ekim tarihine kadar ziyaret edilebilecek. Yolunuz Alsancak-Çankaya düştüğünde keyifli bir mola verip APİKAM’ın bahçesindeki sergiyi gezin. Ben gezerken Güzelyalı ve civarındaki yaşıtlarımın evlerinin önünden nasıl girdiklerini anlatan hikayeleri çağrışım yaptı hep.
Denizle ilgili başka bir sergi önerisi
Gelelim sergiyi gezerken çakan şimşeğe… Sergiyi gezerken ka₺kısı olanlara da anlattım ama buradan Dr. Saygı’ya da bir not düşmüş, öneride bulunmuş olayım. Denizle ilgili bir tematik sergi daha açılabilir APİKAM tarafından.
Şöyle ki: Geçtiğimiz yıllarda kaleme aldığım ve İzmir Körfezi’ndeki deniz ulaşımının Osmanlı tebasına geçtiği 1876’dan bu yana İzmir’deki deniz ulaşımını, ulaşımı sağlayan kuruluşları ve dönemleri, iskeleleri, gemileri, seferleri, iskele semtlerini vb. anlatan “Dünden Bugüne Körfez’de Ulaşım” adlı eserimden yola çıkılarak ve tabii başka kaynaklardan, belgelerden yararlanılarak İzmirlilere bir sergi daha kazandırılabilir diye düşündüm.
94. İEF yarın açılıyor

Yarın İEF 94. Kez kapılarını açıyor. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, fuarla ilgili basın toplantısında her zamankinden farklı olarak İEF’nin 29 Ağustos’ta bir yürüyüş korteji başlayacağını açıkladı. Güzel bir başlangıç. Açılış törenine CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in de katılması bekleniyor. Açılış gününün Çim Konseri ise Candan Erçetin’den. İEF bu yıl 29 Ağustos’ta açılıp 9 Eylül akşamı kapanacak, yani 12 güne çıkyor. İki önemli sergi, Selda Bağcan’dan Duman’a uzayan bir yelpazede konserler, tiyatro, Mogambo geceleri ve daha pek çok etkinlikle fuar İzmirlileri bekliyor. Onur Konuğu ülke ise bu sene dost ve kardeş ülke Bosna-Hersek. Fuar süresi içinde Balkan Folkloru rüzgarı da esecek.
Bu arada.. İEF’nin ana sponsoru sekizinci kez Folkart. Etkinlik sonsoru da yine Migros. 17-18 yıl önce Siirt’ten yola çıkıp İzmir’de iş yapmaya başlayan Mesut Sancak kadar olamıyor mu İzmirli firmalar, kurum ve kuruluşlar? İzmir’den, Ege’den kazanan, İzmirlilerden, Egelilerden kazananlar nerede? Bu kadar duyarsızlığı anlamak ve içe sindirmek hakikaten zor! İzmir ve Ege’den kazananların İEF’ye, bu önemli markaya sahip çıkması farz. Umarım gelecek yıllarda ellerini taşın altına koyarak sosyal sorumluluk alanına kayarlar.
Yaz sonrasında İzmirliler sahilleri boşaltıp fuara akacak büyük ölçüde. Fuar, bir yerde uzun yaz arasından sonra İzmirlilerin birbiriyle ve kentle özlemini de gideriyor. O zaman 94. İEF’de buluşmak üzere…