İş dünyası temsilcileri, 2025 yılının ikinci çeyreğine ilişkin büyüme rakamlarını değerlendirdi. Küresel belirsizliklere rağmen Türkiye ekonomisinin büyümeye devam ettiğini belirten iş dünyası temsilcileri, özellikle sanayi sektöründeki büyümeye dikkat çekti. İş dünyası, ayrıca ihracatın büyüme üzerindeki etkisinin negatif yönde olduğuna değindi. İhracatçı ise ihracat, tarım ve sanayinin büyümede sürükleyici olmadığı takdirde sağlanan büyüme rakamlarını sağlıklı olamayacağını aktardı.

Ankara Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Baran: Büyüme rakamlarında vites yükselttik
Enflasyonla mücadele kapsamında uygulamaya konulan sıkı para politikası, küresel ekonomik gelişmeler ve bölgede yaşanan gerilimlere rağmen ikinci çeyrekte yıllık bazda beklentilerin üzerinde gerçekleşen yüzde 4.8’lik büyüme, Türkiye ekonomisinin sağlam temeller üzerinde yükseldiğinin güçlü bir göstergesi. Dezenflasyon süreci, sıkı para politikası ve küresel belirsizliklere rağmen büyüme rakamlarında vites yükselttik. Bu veriler, Türkiye ekonomisinin potansiyelini ve dayanıklılığını ortaya koyuyor. İş dünyamız adına umut ve motivasyonumuz daha da arttı.
Gayrisafi Yurt İçi Hasıla’yı oluşturan faaliyetlere bakıldığında inşaat sektöründe yüzde 10.9, bilgi ve iletişim faaliyetlerinde yüzde 7.1, sanayi sektöründe yüzde 6.1 ve hizmetler sektöründeki yüzde 5.6’lık katma değer, büyümenin üretim ve yatırımlarla desteklendiğinin göstergesi. Türkiye ekonomisi, enflasyonla mücadele kapsamında uygulamaya konulan sıkı para politikası, küresel ekonomik gelişmeler ve bölgemizde yaşanan gerilimlere rağmen 20 çeyrektir kesintisiz büyümeye devam ediyor. Yılın ikinci çeyreğinde beklentilerin üzerinde gerçekleşen yüzde 4.8’lik büyüme, ekonomimizin dayanıklılığının ve potansiyelinin göstergesi. Sanayii sektörünün ivme ve toparlanmayla büyümeye yüzde 6.1, inşaat sektörünün yüzde 10.9, bilgi ve iletişim faaliyetlerinin yüzde 7.1 ve hizmetler sektörünün yüzde 5.6’lık katkısını olumlu buluyoruz. İkinci çeyrekte yıllık bazda beklentilerin üzerinde gelen yüzde 4.8’lik ivmeyi ve sürdürülebilir büyümeyi sağlamak açısından KOBİ’lerimizin finansmana erişiminin desteklenmesi kritik önem taşıyor. KOBİ’lerimizin desteklenmesi, üretim ve ihracatta yeni rekorların kapısını aralayarak, büyümeyi sürdürülebilir kılacak.

Ankara Sanayi Odası Başkanı Seyit Ardıç: Rakamlar beklentilerin üzerinde geldi
2025 yılı ikinci çeyrek büyüme rakamları beklentilerin üzerinde geldi. Yıllık yüzde 4,8 büyüme gerçekleşirken çeyreklik bazda büyümenin ise yüzde 0,7’den 1,6 seviyesine çıkması ekonomide bir toparlanma olduğu gösteriyor. Sanayi sektörümüz sahadan aldığımız izlenimin aksine, yüzde 6,1’lik bir büyüme kaydetti. Sanayi sektöründeki büyümenin itici gücünün son dönemde büyük bir gelişim içinde olan savunma sanayiimiz olduğunu değerlendiriyorum. Özellikle emek yoğun sektörlerin güç kaybetmesi, sanayi sektöründe bir ayrışmanın olduğunu gösteriyor. Geleneksel sektörler zayıflarken, yüksek teknolojili üretim yapan sektörler büyümeye öncülük ediyor. Bu durum, sanayi sektöründe bir dönüşümün olduğunu ortaya koyuyor. KOBİ ve geleneksel sektörlerimizin verimlilik artışıyla bu dönüşüme ayak uydurmak zorunda olduğunu bir kez daha görüyoruz.
Gayrisafi Sabit Sermaye Yatırımları yüzde 8,8 artarken; makine ve teçhizat yatırımları bir önceki çeyreğe göre iki kattan daha fazla yükselerek yüzde 34,3 seviyesine geldi. Bu veriler, önümüzdeki dönemde sanayimizin daha da büyüyeceği yönündeki umutlarımızı artırıyor.
Bir diğer rakamda devletin nihai tüketim harcamaları. Bir önceki çeyrekte yüzde 1,9 artan bu harcamalar ikinci çeyrekte yüzde 5,2 azalma gösterdi. Bu da özellikle enflasyonla mücadelenin başarıya ulaşması için sık sık vurguladığımız kamuda tasarruf tedbirlerinin sonuçlarının alınmaya başladığını göstermesi açısından önemli. Net dış talep katkısının büyümeyi aşağıya çektiğini, iç talepteki artışın ise büyümeyi artırdığını görüyoruz. İhracatın büyüme üzerindeki katkısı üç çeyrektir negatif seyrediyor, ithalattaki ivmelenme ise büyümeyi aşağıya çekiyor. İhracat ivmemiz son dönemde azalırken, ithalatımız daha hızlı artıyor. Cari açığımızı yukarıya çekecek olan bu gelişimin etkisini azaltacak proaktif politikaların izlenmesinin, sürdürülebilir büyümenin ve makroekonomik istikrarın tesis edilmesi açısından kritik önemde olduğunu düşünüyorum. Orta ve uzun dönemde bu yapısal problemin çözümü, üretim yapımızı değiştirerek uluslararası rekabet gücümüzü arttırmaktan geçiyor.

Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı Mustafa Gültepe: İç talebin belirleyici rolü öne çıkıyor
2025 yılının ikinci çeyreğinde Türkiye ekonomisi yüzde 4,8 büyüyerek beklentilerin üzerinde bir performans sergiledi. Ayrıca, ilk çeyrekte açıklanan yüzde 2,0’lık büyüme oranı da yüzde 2,3’e yukarı yönlü revize edildi. Böylece Türkiye ekonomisi, kesintisiz olarak 20 çeyrektir pozitif büyüme kaydetmiş oldu. Büyümenin bileşenlerine bakıldığında iç talebin belirleyici rolü öne çıkıyor. Hane halkı harcamaları büyümeye 3,4 puan, yatırımlar 2,2 puan, stoklardaki değişimler ise 1,2 puan katkı yaptı. Buna karşılık, net ihracat büyümeyi 1,4 puan, kamu harcamaları da 0,6 puan aşağı çekti. Burada dikkat çeken nokta, ihracatın tek başına büyümeye artı 0,4 puan katkı yapmasına rağmen, ithalattaki artış nedeniyle net ihracatın katkısının eksi 1,4 puan olması. Yani Türkiye’nin ihracat gelirleri büyümeyi desteklerken, daha yüksek oranda artan ithalat bu katkıyı fazlasıyla gölgeledi.
Net ihracatın üst üste üç çeyrektir negatif katkı vermesi, büyümenin giderek iç talep ve ithalata dayalı bir yapıya büründüğünü gösteriyor. Oysa sağlıklı ve kalıcı bir büyümenin ancak üretim ve ihracatla gerçekleşebileceğini unutmamamız gerekiyor. İhracatın büyümeye yön verdiği dönemlerde, ekonomide hem üretim kapasitesi hem de istihdam daha dengeli ve sürdürülebilir biçimde artıyor. Rakamlarda da görüyoruz ki rekabetçilikte yaşanan zorluklar ihracatın ivmesini sınırlamaya devam ediyor. Küresel pazarlarda rekabetçiliğimizi güçlendirecek, ihracatçının önünü açacak politikaların hayata geçirilmesi bu nedenle kritik önem taşıyor. Her şeye rağmen büyümenin pozitif seyri umut verici. Önümüzdeki dönemde rekabet gücünü artıracak ve ihracatı yeniden büyümenin taşıyıcı sütunlarından biri haline getirecek adımların atılmasıyla daha dengeli ve dışa açık bir büyüme patikasına girileceğine inanıyoruz.

Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi: Tarım sektöründeki küçülme tehlikeli
Büyüme rakamlarına hane halkı tüketimi 2025 yılının ilk çeyreğinde yüzde 1,2 katkı vermişken, 2025 yılının ikinci çeyreğinde hane halkı tüketiminin büyümeye etkisinin yüzde 3,4’e çıktığı görüldü. Tüketim yerine, ihracatın büyümeyi sürüklediği bir ekonomik sistemin hayata geçmesi gerekiyor. Tarım sektöründeki yüzde 3,5’luk küçülme de tehlikeli. Ekonomi yönetimimizin büyüme verilerini doğru okuyarak tedbirler alması gerektiğine inanıyoruz. Net ihracatın 2025 yılı ilk çeyreğinde büyümeye katkısı – yüzde 0,5 iken, 2025 yılının ikinci çeyreğinde yüzde -1,4’e çıktı. Mal ve hizmet ihracatı yüzde 0,4 büyümeye katkı sunarken, Mal ve hizmet ithalatı büyüme rakamlarını yüzde – 1,8 aşağı çekti. Net ihracatın büyüme rakamlarına pozitif etki edemiyor olması 150 bin ihracatçımız açısından büyük üzüntü kaynağı. Büyüme rakamlarına pozitif katkı sağlayacağımız, Dünyadaki rakiplerimizle rekabet edebileceğimiz bir ekosistemin hayata geçirilmesini arzu ediyoruz. İhracat, tarım ve sanayi büyümede sürükleyici olmadığı takdirde sağlanan büyüme rakamlarını sağlıklı olarak nitelendiremeyiz.