Türkiye Çelik Üreticileri Derneği’nin (TÇÜD) yayımladığı sektör bültenine göre, Alman hükümetinin elektrik iletim maliyetlerini karşılamak için sübvansiyon öngören bir yasa tasarısını hayata geçirmeyi planladığı ve bunun 2026 yılında elektrik şebekesi tarifelerini azaltacağı belirtildi. Wirtschaftsvereinigung Stahl (WV Stahl) tarafından yapılan açıklamalarda, 2023 yılında devlet desteğinin kaldırılmasının ardından elektrik iletim maliyetlerinin yüzde 130 oranında artış gösterdiği ve bunun şirketlerin uluslararası rekabet gücünü ciddi şekilde zayıflattığı ifade edildi. Ancak kararın yalnızca bir yıl için geçerli olacağı ve uygulama süresi içinde değiştirilebileceği, bunun da özellikle yüksek miktarda elektrik tüketen şirketler açısından uzun vadeli istikrar eksikliği anlamına geldiği aktarıldı.
WV Stahl CEO’su Kerstin Maria Rippel’in, “Tarifelerin düşürülmesi için güvenilir ve uzun vadeli bir mekanizmaya ihtiyacımız var. Yıllık kararlar, rekabet gücü ve yatırımlar için zehir olan yeni bir belirsizlik yaratıyor; oysa sektör iklim nötrlüğüne geçiş için milyarlarca yatırım yapmak zorunda” ifadelerine yer verildiği belirtildi. 2026 yılı için alınan kararın şirketlerin üzerindeki yükü yalnızca kısmen hafifleteceği, şebeke geliştirme maliyetlerinin artmaya devam edeceği ve istikrarlı bir mekanizmanın bulunmamasının gelecekte önemli fiyat artışları riski taşıdığı aktarıldı. Rippel’in, “Sübvansiyonların olmadığı her ay, çelik sektörüne 20 milyon €’dan fazla maliyet getiriyor” dediği ifade edildi. Birliğin, koalisyon anlaşmasına ve iklim ile dönüşüm fonuna dayanarak gerekli kaynakların mevcut olduğunu belirttiği ve indirimin bu yıl içinde uygulanması çağrısında bulunduğu kaydedildi. Rippel’in, “Hükümet yapısal ve kalıcı destek sağlamalı, aksi takdirde Alman sanayisinin ve yeşil dönüşümün geleceği tehlikeye girecek” sözlerine yer verildiği belirtildi. Temmuz ayında Alman çelik üreticilerinin, Avrupa çelik ve metaller planının hızla uygulanması çağrısında bulundukları, WV Stahl’ın federal hükümetten beklediği adımları; dış ticaretin daha güvenilir şekilde korunması, rekabetçi elektrik fiyatları, iletim tarifelerinin düşürülmesi ve kamu alımlarında Almanya ve AB’de çevre dostu üretimin desteklenmesine öncelik verilmesi olarak sıraladığı ifade edildi.