Pazartesi, Eylül 8, 2025

3 yıllık OVP’den 3 eylem; reform, politika, tedbir

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, ekonominin 2026-2028 dönemini kapsayan üç yıllık yol haritası Orta Vadeli Programı(OVP) açıkladı. 

Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde düzenlenen toplantıda 2026-2028 dönemini içeren Orta Vadeli Program’a ilişkin ayrıntıları paylaşıldı. Program 7 Eylül 2025 tarihli son mükerrer Resmi Gazete’de yayımlandı. OVP kapsamında öncelikle reform alanları belirlenirken, uygulanacak politika ile tedbir kararları açıklandı. 

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, programa göre Türkiye’nin 2026 yılında 3,8, 2027 yılında 4,3, 2028 yılında 5,0 büyümesinin hedeflendiğini ve enflasyonun ise 2025’te yüzde 28,5, 2026 yıl sonunda yüzde 16, 2027 yılında yüzde 9, 2028 yılında yüzde 8 olmasının hedeflendiğini söyledi.

Mevcut programın başarıyla uygulandığını ve bunun somut sonuçlarını da gördüklerini belirten Yılmaz, “Temel makroekonomik yaklaşımımız kararlılıkla sürdürülmüş, hedeflerimizden sapma olmamıştır, ekonomimiz benzer ülkelere kıyasla olumlu ayrışmaya devam ederken dış şoklara karşı dayanıklılığını bir kez daha ortaya koymuştur. Dezenflasyon sürecinin kesintisiz devam etmesini bekliyoruz. Enflasyonla mücadele kapsamında geçiş sürecinin ardından Haziran 2024’ten itibaren kesintisiz bir dezenflasyon sürecine girilmiştir. Dezenflasyon süreci kararlılıkla sürdürülmüş, enflasyon 42,5 puan gerilemiştir. Enflasyon beklentileri ve ana eğilim göstergelerindeki iyileşme ile Eylül ve yılın geri kalanında da dezenflasyon sürecinin kesintisiz bir şekilde devam etmesini bekliyoruz” diye konuştu. 


Program kararlılıkla uygulanacak vurgusu

Programın istikrarlı ve kararlı bir şekilde uygulanacağını ve bu süreçteki seçici politikaları hakkında bilgi veren Yılmaz, “Beklentilerin sağlıklı yönetilmesiyle enflasyondaki ataleti, fiyatlardaki katılığı kırmayı amaçlıyoruz. Dezenflasyon sürecimizi yalnızca para politikası araçlarıyla değil, makro politikaların güçlü eşgüdümü ve arz yönlü tedbirlerle destekleyeceğiz. Böylece kalıcı fiyat istikrarı hedefimize ulaşacağımıza inancımız tam” dedi.


Finansal istikrar için atılacak adımlar

Türk Lirası mevduatın payının artırılması ve vadesinin uzatılmasına yönelik politikaların yanı sıra iç talebi dengelemek, enflasyon beklentilerini çıpalamak ve cari işlemler açığını azaltmak amacıyla kredi gelişimini takip etmeyi ve üretimi önceleyecek reel sektör finansmanı yoluyla para politikasını desteklemeyi sürdüreceklerini anlatan Yılmaz,  “Bankacılık düzenlememizin uluslararası düzenlemelere uyumunu sağlamaya devam edecek, banka dışı finansal sektör ve ödeme ile elektronik para kuruluşlarına yönelik düzenleme çalışmalarını sürdüreceğiz. Sermaye piyasalarının etkin işleyişini güçlendirmeye yönelik çalışmalar hayata geçirilecek, piyasaların derinleşmesi ve yatırımcı tabanının genişlemesi için yeni ürünler geliştirilecektir. Katılım finansın potansiyelini harekete geçirmek üzere kurumsal dönüşümü gerçekleştirilerek sektörün gelişimini desteklemeyi sürdüreceğiz. Sigortacılık sektörü mevzuatını iyileştirecek, dijital sigortacılık ve sigortacılık teknolojileri uygulamalarının mevzuat altyapısını oluşturacağız. Mali piyasalarımızda finansal teknoloji faaliyetlerinin ölçek ve etkinliğini artırmak suretiyle küresel finans piyasalarında ülkemizin konumunu güçlendirmeye devam edeceğiz. Bu çerçevede, ödeme ve elektronik para kuruluşlarında bulut bilişim kullanım imkanlarını iyileştirecek dijital Türk lirasının kullanıma sunulması ve yaygınlaştırılmasına yönelik çalışmalarımızı sürdüreceğiz” diye konuştu. 


Ödemeler dengesi için 6 temel başlık

Ödemeler dengemizi kalıcı biçimde güçlendirmek, yatırım, istihdam, üretim ve nihayetinde ihracat odaklı büyümeyi sürdürülebilir kılmak için altı temel başlığa odaklandıklarını anlatan Yılmaz, bu süreçte yapılacak çalışmalar hakkında şu bilgileri verdi:

 “Öncelikle, ihracatımızda yeni ürün ve pazar çeşitliliğini artırarak daha geniş bir coğrafyaya daha katma değerli ürünlerle ulaşacak; Gümrük Birliği’nin güncellenmesinden Uzak Ülkeler Stratejisine, Afrika ve Asya’ya yönelik yeni ticaret bağlantılarına kadar birçok çalışmayı bu kapsamda ilerleteceğiz. İhracatın finansmanında firmalarımıza uygun maliyetli kaynak sağlayarak özellikle teknoloji yoğun, yeşil ve dijital dönüşüm yatırımlarını destekleyecek, rekabetçiliğimizi artıracağız. Ticaret diplomasisinde, mevcut anlaşmaları derinleştirirken yeni pazarlara yönelik anlaşmalarla ihracatçılarımızın önünü açacağız. Bölgesel projeler, özellikle Kalkınma Yolu gibi stratejik girişimleri, lojistik üstünlüğümüzü güçlendirecek birer araç olarak etkin bir şekilde yürüteceğiz. Arz güvenliğinde enerjiden kritik madenlere kadar dışa bağımlılığımızı azaltacak, Türkiye’yi bölgesel bir enerji ticaret merkezi haline getirecek adımları hızlandıracağız. Hizmet ihracatında turizm, taşımacılık, bilişim, sağlık, eğitim gibi alanlarda markalaşarak, 300 milyar doları aşan mal ihracatı hedefimizi 150 milyar dolarlık hizmet ihracatı hedefimizle destekleyeceğiz. Özetle, ürün ve pazar çeşitliliği, güçlü finansman, ikiz dönüşüm, ticaret diplomasisi, arz güvenliği ve hizmet ihracatıyla ödemeler dengesini daha dayanıklı ve sürdürülebilir bir yapıya kavuşturacağız. Sürdürülebilir büyümenin en kritik alanlarından biri olarak iş ve yatırım ortamının iyileştirilmesi kapsamında dört temel başlığa odaklanıyoruz.” 


Yatırım ortamının iyileştirilmesine odaklanılacak

Yatırım ortamının iyileştirilmesine yönelik atılacak adımlar hakkında da bilgi veren Yılmaz, “Düzenleyici çerçevenin iyileştirilmesiyle, yatırımcıya öngörülebilirlik sağlayacak, yatırım süreçlerinde güvenceyi artıracak mekanizmaları devreye alacak, uyuşmazlıkların hızlı çözümü için hukuki ve dijital altyapıyı güçlendireceğiz. İş ve yatırım süreçlerinin iyileştirilmesinde, şirket kurma ve tasfiye işlemlerini hızlandırıyor, izin ve ruhsat süreçlerini dijital platformlara taşıyarak zaman ve evrak maliyetini asgariye indiriyoruz. Rekabetçi yeni yatırımlar için, hayata geçirdiğimiz yeni yatırım teşvik sistemimizle stratejik ve büyük ölçekli yatırımlara özel tahsis modellerimizi etkin bir şekilde uygulayacağız. Yatırım yeri arzını artırıyor, yatırım envanteri oluşturarak özel sektör yatırımlarının önünü açıyoruz. İkiz dönüşüm odaklı yatırımlarda ise yeşil ve dijital dönüşümü destekleyen projeleri önceliklendiriyor, yerli tedarik zincirlerini güçlendirerek KOBİ’lerimizin bu zincirlere daha güçlü şekilde dahil olmasını sağlıyoruz. Programımız kapsamında, daha şeffaf ve öngörülebilir bir düzenleyici çerçeve, kolaylaşan iş süreçleri, rekabetçi yatırım fırsatları ve yeşil-dijital dönüşüm odaklı yatırımlarla, Türkiye’yi nitelikli yatırımlar için çok daha cazip ve güvenli bir merkez haline getirmeyi amaçlıyoruz. Sosyal güvenlik sisteminin mali sürdürülebilirliği açısından prim tabanını genişletecek, yeni nesil çalışma biçimlerine uyum sağlayacak düzenlemeler yapacağız. Sağlık harcamalarında etkinlik, risk analizi ve değer bazlı ödeme modelleriyle sistemin uzun vadeli dengesini koruyacağız” diye konuştu.


Kayıtdışı ekonomi ile etkin mücadele devam edecek

Vergilemede adalet ve etkinliğe program kapsamında büyük önem verdiklerini anlatan Yılmaz, “Vergi sistemimizi, yatırımı, istihdamı ve büyümeyi destekleyen, gelir dağılımında adaleti gözeten bir yapıda güçlendireceğiz. Özetle, güçlü, şeffaf ve sürdürülebilir bir kamu maliyesiyle hem mali disiplini korumaya devam edecek hem de büyümeyi, adaleti ve sosyal refahı destekleyen kamu mali yapısını daha da güçlendireceğiz” dedi.

Çalışma hayatına güvenceli esneklik geliyor

Orta Vadeli Program’da, çalışma hayatında “güvenceli esneklik” modelinin de uygulanacağı belirtildi. Bu model, işe alım, kısmi çalışma, çalışma süreleri gibi bir dizi önemli konuda esneklikleri içeriyor. Programın istihdam başlığında “güvenceli esnek” çalışma modeline vurgu yapıldı. Programda, “İşgücü piyasasının sektörel dönüşümlerle değişen ihtiyaçlarına uyum sağlamak, kadın erkek fırsat eşitliğini güçlendirmek ve iş yaşam dengesini korumak amacıyla yeni nesil çalışma biçimlerine yönelik düzenlemeler hayata geçirilerek, güvenceli esneklik geliştirilecek, işgücünün yeşil ve dijital dönüşümün gerekliliklerine uyumu artırılarak sürdürülebilir istihdam yapısı desteklenecektir” denildi.

OVP hedefleri satır başları ise şöyle…

  • (2026-2028 OVP) Büyümenin 2025’te aynı düzeyde kalmasını bekliyoruz, 2026’da 3,8, 2027’de 4,3, 2028’de 5,0’e ulaşmasını bekliyoruz.
  • (2026-2028 OVP) 2024 itibarıyla %8,7 seviyesinde gerçekleşmesini beklediğimiz işsizlik oranının, 2025’te %8,5, 2026’da %8,4, 2027’de %8,2’ye, 2028’de ise %8’in altına inmesini hedefliyoruz.
  • (2026-2028 OVP) Enflasyonun 2025’te %28,5, 2026’da %16,0 2027’de %9,0’a ve 2028’de %8’e gerileyerek program sonunda tek haneli seviyelere kalıcı olarak inmesini beklemekteyiz.
  • (2026-2028 OVP) Cari işlemler açığının milli gelire oranının 2026 ve 2027 yıllarında %1,3 ve %1,2 seviyelerine gerilemesi hedeflenmektedir, 2028’de ise bu oranın %1 seviyesine kadar inmesi öngörülmektedir.
  • (2026-2028 OVP) Bütçe dengesinin 2025’te %3,6, 2026’da %3,5, dönem sonunda ise %3’ün altında öngörülmektedir.

2026 2028 PROGRAM DÖNEMİ SONUNDA…

  • 1,9 trilyon dolara yaklaşan milli gelir
  • 21 bin dolara yaklaşan kişi başı milli gelir
  • 300 milyar doları aşan ihracat
  • 75 milyar dolara ulaşan turizm geliri
  • 2,5 milyon ilave istihdam
  • Yüzde 8’in altında işsizlik hedefleniyor

İLGİLİ HABERLER

GÜNDEM