Cuma, Eylül 12, 2025

Otomotiv sektöründe dinamikler değişiyor 

Küresel otomotiv endüstrisinde içten yanmalı (ICE), hibrit ve elektrikli (EV) ürün stratejileri yeniden şekillenirken, üreticiler maliyet ve regülasyon baskısını motor, batarya ve platform paylaşımı ile yönetiyor. Son dönemde Mercedes-Benz ile BMW arasında BMW’nin B48 dört silindir benzinli motorlarının tedariki üzerine yürüyen ileri aşama görüşmelerde bu dönüşümün en güncel örneği gerçekleşti. Tarafların 2025 sonuna dek karar açıklaması bekleniyor. Aşin Otomobil Genel Müdürü Okan Erdem, hızlanan iş birlikleriyle ilgili olarak “Maliyet ve regülasyon baskısı, Çinli üreticiler ile rekabet, Avrupa’daki markaları akıllı ortaklıklara zorluyor. Ortak kullanımlı motorlar, tıpkı geçmişte olduğu gibi tüketiciye daha sürdürülebilir servis maliyetleri ve daha öngörülebilir ikinci el değerleri olarak yansıyacak” dedi.


Ortak motor kullanımı ortaya çıkmaya başladı 

Aşin Otomotiv’in paylaştığı bilgilere göre son günlerde gündemde olan olası BMW-Mercedes iş birliği, otomotiv sektöründeki dinamiklerin değişimi hakkında da önemli ipuçları verdi. Buna göre yeni normlara uygun, kanıtlanmış bir içten yanmalı motoru ortak kullanmak, her iki üretici için de zaman ve yatırım sermayesi kazancı anlamına geliyor. BMW-Mercedes-Benz görüşmesinin odak noktasındaki B48 motor da Euro 7 uyumluluğu ve PHEV entegrasyonu öne çıktığı paylaşılan bilgilerde, ortak kullanımlar elektrikli ve hibrit araçlarda da ortaya çıkmaya başladığı belirtildi. Öte yandan EV-batarya yatırımları yüksek, üreticiler platform-bileşen paylaşımı ile Ar-Ge ve üretim maliyetini düşürdüğü ifade edilirken, Ford-VW MEB örneğindeki hacim artışı bu ölçek hedefini doğruladığı aktarıldı. Ortak kullanılan yaygın motor ve platformların, son kullanıcıya daha hızlı parça ve daha standart servis anlamına da geldiği paylaşılırken, verilen örnekte Ford-PSA dizel motor örneğinde 20 milyonun üzerinde oluşan bir ekosistemin ortaya çıktığı vurgulanıyor. 


“Fiyat dalgalanmasını azaltıyor” 

Ortak motor ve platform kullanımlarının hem sıfır hem ikinci el araç pazarı hem de satış sonrası hizmetlerine direkt etkide bulunduğuna değinen Erdem, “Euro 7 gibi emisyon normları ve EV yatırımlarının sermaye yükü, markaları ‘sıfırdan geliştirmek’ yerine kanıtlanmış çözümleri paylaşmaya yöneltiyor. Bu iş birlikleri, aynı parça ve yazılım standartlarını büyüttüğü için tedarik güvenliği ve servis ile yedek parça sürekliliği sağlıyor, ikinci elde fiyat dalgalanmasını azaltan bir etki de yaratıyor” dedi.


İş birliklerinin servis sürelerini kısaltması

Satış sonrası hizmetlerine etkileri üzerinde de önemli değerlendirmelerde bulunan Erdem, “Özellikle Türkiye gibi kur dalgalanmalarının belirgin olduğu pazarlarda, ortak motor-platform kullanımıyla parça erişimi hızlanıyor, servis süreleri kısalıyor. Bu da tüketiciye toplam sahip olma maliyetinde öngörülebilirlik olarak geri dönüyor. Türkiye’de ikinci el aracın değerini etkileyen en kritik unsurlardan biri sürpriz bakım maliyetleri. Ortak kullanılan motor-batarya-elektronik mimariler, arızada teşhis süresini ve parça tedarik riskini azaltarak bu sürprizi minimize ediyor” açıklamasını yaptı.

İLGİLİ HABERLER

GÜNDEM