Pazartesi, Eylül 15, 2025

Kriz Dönemlerinde Şirketlerin Batma Nedenleri

Her ay yaptığımız yönetim kurulu toplantısı öncesi, odasında birlikte kahve içtiğimiz yönetim kurulu başkanını oldukça keyifsiz görüp, lafı uzatmadan sordum: Hayrola?

Bana, dün akşam birkaç sanayici arkadaşı ile birlikte katılmış olduğu yemekli toplantıdan bahsederek, konuşulan hiçbir konunun iç açıcı olmadığını üstüne üslük kulağına her gün gelen iflas haberlerinin de moralini çok bozduğunu söyledi. “Aynı dönemlerde işe başladığımız, birlikte birçok meslek kuruluşunda hizmetler verdiğimiz arkadaşlarım birer birer sahalardan çekiliyorlar, biz de böylemi olacağız, olacaksak ne zaman?” diyerek sözünü sonlandırdı.

Ona, endişe etmekte haklı olmakla beraber, an itibariyle şirketin iyi durumda olduğunu, üst yönetimin öngörülü davranarak daha önceden almış olduğu tedbirlerle, kriz dönemini benzerlerimize nispeten, zor olsa da göğüsleyebileceğimizi ifade ederek, “Kısa vadede ortaya çıkacak sorunlara zaten hazırlıklıyız. Biz, asıl orta ve uzun vadede karşılaşacaklarımıza odaklanalım.” diyerek sohbetimizi bitirdim.

Kriz döneminde şirketler neden batar?

Ekonomik krizler, finansal dalgalanmalar, politik belirsizlikler ya da sektörel daralmalar, şirketlerin ayakta kalma gücünü ciddi şekilde test eder. Birçok şirket krizleri fırsata çevirebilirken, bazıları ise bu süreçte iflas eder.

Neden?

Gelin hep birlikte şirketlerin kriz dönemlerinde batmalarının temel nedenlerine bir bakalım.

1. Finansal Yönetim Zafiyetleri
        •    Yetersiz Nakit Akışı Yönetimi:
Kriz dönemlerinde satışlar düşer, tahsilatlar gecikir. Alacaklılar ise paralarının bir an önce ödemesi için baskı yapar. Hatta yasal tedbirler almaya bile gidebilir. Böyle koşullarda şirketlerin kısa vadeli yükümlülüklerini yerine getiremeyecek kadar düşük nakit rezervine sahip olması iflası hızlandırır.
        •    Aşırı Borçlanma: Kriz öncesinde yüksek borç yükü olan şirketler, faiz oranlarının yükselmesi ve gelirlerin düşmesiyle borç sarmalına girer. Bazı talihsiz şirketler, böyle durumlarda, borcu borç ile kapatma yoluna giderse de bu sadece sonlarını hızlandırı.
        •    Döviz Riski Yönetimsizliği: Döviz bazlı krediler ya da ithalat bağımlılığı olan şirketler, kur şoklarından en çok etkilenenlerdir. Finansal enstrümanları kullanarak karşılanabilecek olan kur riskleri, böyle yapılmadığı için şirketin tepesinde Demokles’in kılıcı gibi asılı kalır.

      2. Yanlış Stratejik Kararlar
              •    Tek Pazar/Tek Müşteri Bağımlılığı: Krizde ana müşterisini ya da ana pazarını kaybeden şirketler hızla gelir kaybına uğrar.
              •    Kriz Öncesi Hızlı Büyüme: Agresif yatırımlar, kapasite artırımları ve plansız büyüme kriz döneminde yük haline gelir.
              •    Esnek Olmayan İş Modelleri: Pazar talebi düşerken fiyat, üretim veya dağıtım modelini hızlıca değiştiremeyen şirketler ayakta kalamaz.

      3. Operasyonel Zayıflıklar
              •    Yüksek Sabit Maliyetler:
      Kira, enerji, personel gibi maliyetler kriz döneminde gelir azalınca karşılanamaz hale gelir. Küçülmeye gitme kararı alınır ancak onun da şirkete getireceği birçok külfet olacaktır.
              •    Düşük Verimlilik: Kriz döneminde verimlilik ve maliyet kontrolü kritik hale gelir; verimsiz süreçler ve israflar batışı hızlandırır.
              •    Stok Yönetimi Sorunları: Talep daralmasına rağmen yüksek stokla yakalanan şirketler, sermayesini kilitler ve zarar eder. Unutmamak lazım; nakde dönmemiş ya da hemen dönemeyecek stokların kimseye faydası yoktur.

      4. Liderlik ve Yönetim Sorunları
              •    Kriz Yönetimi Eksikliği:
      Panik kararlar, günü kurtarmaya yönelik stratejiler uzun vadeli çözümleri engeller. Bu, tüm sebepler arasında, batış sürecini hızlandıran en önemli yönetimsel etkendir.
              •    Şeffaf Olmayan İletişim: Çalışanlar, müşteriler ve yatırımcılarla doğru iletişim kuramayan şirketler güven kaybeder. Çözülmeler hemen başlar.
              •    Vizyonsuz Liderlik: Krizde yeni fırsatları göremeyen, riskleri doğru okuyamayan yöneticiler şirketi batırır. Söylemesi kolay ama yapması çok zor olan bir durum.

      5. Pazar ve Talep Daralması
              •    Tüketici Davranışlarının Değişmesi: Kriz döneminde tüketiciler lüks ya da zorunlu olmayan harcamaları kısar. Talebin hızla daraldığı sektörlerde ayakta kalmak zorlaşır.
              •    Rekabetin Artması: Krizde daralan pastadan pay alabilmek için şirketler fiyat rekabetine girer, bu da kârlılığı yok eder.

      6. Kurumsal Dayanıklılık Eksikliği
              •    Rezerv ve Fon Yetersizliği: Krize hazırlıklı şirketler güçlü özkaynak yapısıyla ayakta kalırken, kriz tamponu olmayan şirketler kısa sürede tükenir.
              •    Kurumsallaşma Eksikliği: Kararlar tek bir kişinin inisiyatifinde alınıyorsa, kriz döneminde alınan hatalı kararların bedeli ağır olur. Bunu birçok aile şirketinde görüyoruz.
              •    Senaryo ve Risk Planlaması Eksikliği: Kriz senaryoları üzerinde çalışmayan, risk yönetimi süreçlerini oturtmamış şirketler sürpriz gelişmeler karşısında çaresiz kalır.

      7. İnsan Kaynağı Problemleri
              •    Moral ve Motivasyon Kaybı: Çalışanların motivasyonu düşerse verimlilik azalır, yetenekli kişiler şirketten ayrılır.
              •    Yanlış İşten Çıkarmalar: Panikle yapılan personel azaltmaları kritik pozisyonların boşalmasına yol açar.
              •    Sendikal veya Toplumsal Baskılar: Kriz dönemlerinde iş gücü ile yönetim arasındaki çatışmalar büyüyebilir.


      Son söz

      Şirketlerin kriz dönemlerinde batmasının temelinde genellikle önceden yapılan yanlış stratejik kararlar, yetersiz finansal yönetim, kriz yönetimi eksiklikleri ve kurumsal dayanıklılık yetersizliği yatmaktadır. Krizler, aslında güçlü ve hazırlıklı şirketler için fırsatlar da barındırır. Bu nedenle, uzun vadeli sürdürülebilirlik için şirketlerin kriz senaryolarını önceden çalışması, likidite yönetimini güçlendirmesi, esnek iş modelleri geliştirmesi ve liderlik kabiliyetlerini geliştirmesi hayati önem taşır.

      Bir sonraki yazımda tüm bu hataların içinde en önemlisi olarak gördüğüm yönetimsel hatalar konusuna değineceğim.

      Kriz olmayan günler diliyorum…

      Önceki İçerik

      Ali Serdar Süalp

      Diğer Yazarlar