Çarşamba, Eylül 17, 2025

Türkiye siyaseti ve Gazze…

Türkiye’nin gündeminde öne çıkan konular; CHP kurultayları, İstanbul il başkanının görevden alınması ve tutuklanan belediye başkanları. 19 Mart’ta İmamoğlu’nun gözaltına alınmasıyla başlayan siyasal tepki Özgür Özel’in mitinglerdeki performansı ile tırmanmaya başladı. CHP’nin tepkilerinin sönümleneceğini bekleyen AKP yeni hamlelerle oyununa devam ediyor.

Tutuklanan belediye başkan ve meclis üyelerinin sayısını artırmanın yanında CHP’den AKP’ye belediye başkanı transferleri ile ilgiyi üzerine çekmeye çalışıyor. Birçok ilçede belediye meclis üyelerinin de parti değiştirmesiyle AKP özellikle İstanbul’da bazı ilçeleri ele geçirmeye çalışıyor. CHP hakkında açılan davalarda “hediye, rüşvet, kişisel çıkar” amaçlı iddialar ön planda iken, durup dururken CHP’lilerin belediye meclisinde saf değiştirmesinin temelinde “yeni aileden gelen ilgi” yeterli olabilir mi?

CHP’ni kendi içinde çatıştırıp, parçalama çalışmaları da sürüyor. Önceki genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu için yandaş medyada üretilen senaryolara Özgür Özel’e “yağcılık” yaparak prim yapmak isteyenler de Kılıçdaroğlu’na değişik çağrılarda bulunuyorlar. Bu çağrılara yanıt alamayanların giderek daha da saldırgan hale geldiğini görmek ilginç geliyor. Buna eski genel başkanlardan Hikmet Çetin’in katılması benim için üzücü oldu. Kendisini 1980’lerden tanıdım. İnsan ilişkilerinde yumuşak, bilgili, kültürlü bir insan olarak tanıdım kendisini. Kemal Kılıçdaroğlu aleyhine “meydana çıkmasının” arkasında kim var, merak ediyorum?

CHP büyük kurultayı davasının 24 Ekim’e ertelenmesi yandaşlar tarafından beklenmiyordu, CHP’liler yararlı buldu. Zira 21 Eylül’de delege talebi ile yapılacak olağanüstü kurultay sonucunda güven oyu alacak ve seçilecek muhtemelen mevcut yönetimdeki isimlerle 24 Ekim’e ertelenen dava da boşa düşmüş olacak. Yine de “aşırı baskılı bir talimatla” farklı bir karar çıkar mı? Sanmıyorum ama şimdilik beklemede kalacağız.

Bir yandan Ankara öte yandan İstanbul’da kayyum polemiği. Yandaş medya kadar CHP sempatizanı veya “yansız” medyanın da zamanını alıyor. Hangi kanalı çevirseniz aynı konular. Bu konu bir kapansa da rahat televizyon izlesek noktasına geldik galiba…

Siyaset dışındaki haberlere gelirsek; gazetelerin üçüncü sayfası dediğimiz haberler yani trafik kazaları, kadına şiddet, arazi ve husumet cinayetleri ağırlıklı olarak işleniyor. Maalesef Gazze’de açlıktan ölen ve ölmeye yakın çocukların ve ailelerin dramı, sabahtan akşama kadar bombalanan eski binalar geri planda kalıyor. Küresel Sumud Filosu Tunus’tan yola çıktı. Elli ülkeden binlerce gönüllü tekneler Gazze’ye yaklaştıkça filoya katılacak. Şimdilik 50’ye yakın tekne yola çıkabildi.

Teknelerin ikisine dron saldırısı yapılmıştı. Kim yaptı acaba derken, bu kez Doha’daki Hamas müzakere heyetine bir saldırı düzenlendi, bir Katar polisi de öldürüldü. Bu saldırıların mutlaka bir mesajı vardır. Katar’a düzenlenen saldırının İslam İşbirliği Teşkilatı-Arap Ligi Olağanüstü Zirvesi toplanmadan önce yapılması “İşbirliği teşkilatına” dönük de bir mesaj olabilir mi acaba? 

Görünen o ki Küresel Sumud Filosunda gönüllü milletvekillerinin taşıma listesinden çıkarılması, gelecek günlerde daha acımasız saldırıların olabileceğinin bir kanıtı. Daha önce Mavi Marmara’da da milletvekilleri İstanbul’dan gemiye binememişti. Küresel Sumud filosunda da aynı durum var.
Arap Ligi Olağanüstü Zirvesi’nde Erdoğan önündeki yazıyı başını kaldırmadan okudu, şu açık mesajı verdi: “”Diplomatik gayretlerimizi İsrail’e yaptırım uygulamalarının artması için yoğunlaştırmalıyız. İsrail’in ekonomik olarak da sıkıştırılması gerektiğine inanıyorum.” Zirvede bu konuda alınacak kararları bekliyoruz.

Türkiye’de siyaset bir kurgu çerçevesinde gidiyor. Acaba Gazze’deki katliamın durdurulması çabaları da bir kurgu mu? Tekneler Gazze’ye yaklaşınca göreceğiz.

Yazıyı akşam yazdım, sabah gazetenize yollayıncaya kadar İsrail tankları Gazze’ye tam işgal naralarıyla girdi. Oyunlar, kurgular çok insanın canına mal oluyor, Çok üzgünüm.

İskender Odabaşoğlu

Diğer Yazarlar