Trump Beyaz Saray’da İsrail Başbakanı Netanyahu ile görüştükten sonra Gazze planını açıkladı. 20 Maddelik planı kısaca özetlersek; 72 saat içinde rehineler serbest bırakılacak, Gazze teknokrat ve bürokratlardan kurulu bir grup tarafından yönetilecek, bu grup da Trump’ın başkanlığındaki “Barış Kurulu” gözetiminde faaliyet gösterecek.
Trump’ın açıklamasından sonra Netanyahu da basın toplantısında konuştu. Hamas 72 saat içinde yanıt vermez veya Trump’ın Gazze planındaki maddelerin birine aykırı hareket ederse İsrail duruma müdahale ederek, gereğini yapacağını söyledi.
Basın açıklamalarının ardından, Mısır, Katar, İslam Birliği Teşkilatı Trump’ın Gazze planına destek vereceğini söyledi. Erdoğan da bir açıklama yaptı: “Gazze’de akan kanın durması ve ateşkesin sağlanması için ABD Başkanı Sayın Trump’ın gösterdiği çabayı ve liderliği takdir ediyorum. Tarafların kabul edeceği adil ve kalıcı bir barışın tesis edilmesi için Türkiye olarak biz de sürece katkı vermeye devam edeceğiz.” dedi.
Erdoğan’ın mesajı çok zekice. “Tarafların kabul edeceği…” diye başlıyor. Halbuki açıklama yapan ülkeler Trump’a destek veriyor. Hamas’a veya Filistinlilere kimse düşüncesini sormuyor. Trump’ın Gazze planı böyle, uymazsanız işgal ederiz diyorlar. Zaten kabul ederlerse de yönetimde yer almayacaklar.
Trump Netanyahu ile basın toplantısı yaparken Erdoğan için güzel sözler söyledi. “Erdoğan dostum, güçlü ve iyi bir adam” dedi. İki liderin basın toplantısında Erdoğan’a gönderme yapılmasının bir anlamı olmalı. Daha önce Trump’ın oğlunun Erdoğan’a yaptığı özel ziyaret ve toplantıda mı, dışişleri aracılığı ile mi Erdoğan – Trump toplantısının içeriği şekillendirildi orası tam belli değil. Fakat bir görüşme ve anlaşmanın olduğu kesin, zira Erdoğan toplantı öncesi basın toplantısında F16, F35 konusunu etraflıca görüşeceklerini, Heybeliada Ruhban Okulu konusunda gerekli adımların atılacağını dönünce Patrik Bartholomeos ile görüşeceğini söyledi.
Bu konu çok hassas zira bağımsız bir Ruhban Okulu Lozan Anlaşmasına aykırıdır. Trump’ın Gazze planında ve Türkiye’ye verilecek F16 ve F35 uçakları ve, parçaları ve mühimmatı konusunda Türkiye Cumhuriyeti Devleti çok dikkatli davranmak durumundadır. CAATSA yaptırımlarının kaldırılması ABD’de kongrenin kararı ile olacaktır. Trump “meşruiyet” vereceğiz derken Kongre üyelerinin ikna edilmesine mi gönderme yapıyor, bunu yakında göreceğiz.
Gazze’ye her durumda Trump çömüş durumda. Başkan olacağı Barış Kuruluna eski İngiltere Başbakanı Tony Blair’i de alacağını açıkladı. Diğer arap ülkelerinin başkanlarını da kurula alarak, Gazze’de gerçekleştirilecek inşaat projelerinin finansını da onlardan temin edeceği bir seçenek olarak ortada. Gazze’deki Filistinlileri yönetenler Filistinliler olmayacağına göre ortada fiilen bir Filistin Devleti olmayacak.
Trump’ın planındaki refah içindeki Gazze adı altında Gazze’nin yeni projeyle yeniden inşası söz konusu olacak. Bu inşaatlarda Türk firmalarına da iş vererek bir “rüşvet” konusu gündemde olabilecek. Ancak bir başka tehlikeyi de söyleyeyim:
Trump inşaatları yaparken veya yaptırırken Gazze’den epey pay alacak. Buradaki temel konu ABD’nin Gazze’yi kendi eyaleti gibi görerek bölgede tam güvenliği sağlayacak bir üs kurması gündemde olacak. Daha önce ABD için vekalet savaşı verdirdiği İsrail yerine bu kez ABD kendisi sahaya inecek. O zaman bizim için de büyük bir tehlike yanı başımıza gelmiş olacak.