Perşembe, Ekim 16, 2025

İstifa, yerini ‘sessiz uyuma’ya bıraktı

Uzmanlar, çalışan bağlılığındaki en büyük tehlikenin artık istifa değil, işsel kopuş olduğunu söylüyor. Buna göre insanların fiziksel olarak işte, ruhen başka bir yerde olmasının kurumlar için sessiz bir alarm olduğu ifade edildi. Pandemi sonrası iş dünyasında konuşulan sessiz istifa kavramında tablonun artık daha farklı olduğu belirtilirken Allservice Yönetim Kurulu Başkanı ve İnsan Kaynakları Yöneticisi Ebru Akyüz’e göre çalışanların işlerinden ayrılmadan, içsel olarak kopmaya başladığını belirterek yeni dönemi “sessiz uyuma sendromu” olarak tanımladı.Çalışanın sessizleşmesinin bir alarm olduğunu dile getiren Akyüz, “Bugün çalışanlar artık işten ayrılmıyor, sadece içsel olarak kopuyor. Fiziksel olarak orada ama ruhen başka bir yerde. Kurumlar için en tehlikeli durumlardan biri olan bu olayı cezalarla ya da performans sistemleriyle çözemezsiniz. Çözüm, mikro empatiyle mümkün” dedi. Akyüz’e göre bu sessizlik, verimlilik kaybından çok daha derin bir kurumsal sorun anlamına geliyor. 


“Sessizliği fark edenler kazanacak”

Kurumların sessiz sinyalleri okuyabilme yeteneğinin, gelecekteki başarının belirleyicisi olacağını ifade eden Akyüz, “Biz yöneticilerimize önce anlamayı, sonra yönetmeyi öğretiyoruz çünkü bir insanın neden sustuğunu anlarsanız, onu yeniden kazanabilirsiniz. Sessizliği fark eden şirketler geleceğe dayanıklı kalır” ifadelerini kullandı. İş dünyasında bu içsel kopuşu önlemenin tek yolunun kurumsal empati olduğunu vurgulayan Akyüz, “Artık çalışan bağlılığını sadece bordrolar ya da sosyal haklar belirlemiyor. İnsan kaynaklarında yeni dönemin adı kurumsal empati yönetimi. Şirketler tıpkı bireyler gibi duygusal zekâya sahip olmalı” diye konuştu. 

İş dünyasında giderek görünmez hale gelen “sessiz uyuma” eğilimini tersine çevirmek için liderlerin sadece yöneten değil, dinleyen kişiler olması gerektiğini vurgulayan Akyüz, sessizliği fark eden, dinleyen ve anlayan kurumların, hem çalışan mutluluğunu hem de sürdürülebilir başarısını koruyabileceğini ifade etti.


Kadın yöneticilerden empati kültürüne katkı

Çalışanların içsel motivasyonunun sürdürülebilir kurum kültürüyle bağlantılı olduğunu belirten Akyüz, empati temelli yönetim anlayışında kadın liderliğin önemine dikkati çekti.
Kadın yöneticilerin önemine vurgu yapan Akyüz, “Mesele artık kaç kadının çalıştığı değil, kaç kadının karar verdiği. Kadın liderliğin kuruma getirdiği empati, kriz dayanıklılığı ve çok boyutlu bakış açısı, şirketleri daha çevik hale getiriyor” dedi.


“Ters mentörlük, denge sanatı”

Akyüz, iş dünyasındaki kuşak değişimiyle birlikte ters mentorluk uygulamalarının da önem kazandığını belirtti. Z kuşağının dijitale doğan bir kuşak olduğunu ifade eden Akyüz, “Yapay zekâyı, sosyal medyayı ve veri analitiğini içgüdüsel olarak biliyor. Bugün birçok üst düzey yönetici gençlerden öğreniyor” ifadelerini kullandı. Kuşaklar arası bilgi akışını çift yönlü bir köprüye dönüştürdüklerini anlatan Akyüz, “Gençler bize dijital çevikliği kazandırıyor, biz onlara stratejik bakış açısını öğretiyoruz. Ters mentorluk, güç devri değil; bilginin paylaşıldığı bir denge sanatıdır” diye konuştu.

İLGİLİ HABERLER

GÜNDEM