BPW İzmir İş ve Meslek Sahibi Kadınlar Derneği, 2023-2024 yılları arasında yapılan çalışmalarını kapsayan ve Dokuz Eylül Üniversitesi, Denizcilik Fakültesi Lojistik Yönetimi Bölümü tarafından hazırlanan ‘Sürdürülebilirlik Raporu’nu yayınladı. BASİFED Federasyon Merkezi’nde yapılan tanıtımın açılışında konuşan BPW Yönetim Kurulu Başkanı Hayriye Şendinç, sürdürülebilirlik kavramını ‘değer bilmek ve değerlendirmek’ olarak gördüklerini vurguladı. Şendinç, sürdürülebilir Kalkınma Amaçları doğrultusunda, sivil toplum kuruluşlarında sürdürülebilir raporlama farkındalığını artırmak amacıyla yola çıktıklarını söyledi.
Yaptığımız araştırmalarda, sivil toplum kuruluşlarının sürdürülebilirlik raporlaması konusunda henüz yeterli sayıda örnek bulunmadığını gördüklerini ifade eden Şendinç, “Bu nedenle, biz de farkındalık yaratmak ve diğer STK’lara örnek olmak amacıyla bu süreci başlattık. Sürdürülebilirlik kavramı, son yıllarda hayatımızın her alanında sıkça duyduğumuz bir kavram haline geldi. Aslında bu kavram, insanlık tarihi kadar eski; doğayla uyumlu yaşama kültürünün bir yansıması. Bu kültürden ilham alarak: ‘Sürdürülebilirlik Evde Başlar’ diyoruz” dedi.
Şendinç, bu kapsamda Dokuz Eylül Üniversitesi, Denizcilik Fakültesi, Lojistik Yönetimi Bölümü, 2024-2025 Dönemi Diploma Projeleri’nde “Sürdürülebilirlik Raporlaması Ve Sürdürülebilir Tedarik Zincirleri: STK’ların Rolü” başlıklı diploma projesine, BPW İzmir ile ilgili 2023 ve 2024 yılı verilerini paylaşarak katkıda bulunduklarını ifade etti.
“Sürdürülebilirlik güven inşa eder”
BPW İzmir Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Sürdürülebilirlik Komitesi Lideri Sezin Örten ise yaptığı konuşmada projenin çıkış sürecini anlattı. Sürdürülebilirlik raporlarının, işletmelerin, derneklerin ve vakıfların faaliyetlerini sosyal, çevresel ve ekonomik performansları çerçevesinde şeffaf bir şekilde raporlamalarını sağladığını söyleyen Sivri, “Sürdürülebilirlik raporu bir şirket için daha çok kâr, risk ve regülasyon uyumunu ifade eder, paydaşlarına karşı hesap verebilir olmasını ve güven inşa etmesini sağlar. Sivil Toplum Kuruluşu için bambaşka bir anlam taşır, STK’ların itibarını güçlendirir ve paydaşların güvenini artırır” dedi. STK’lar ve sürdürülebilirlik raporları faydalarını anlatan Sivri, net bir raporun ve genel organizasyonel stratejinin, sinerji noktalarının belirlenmesini kolaylaştırarak, STK’lar ve kurumsal ortaklar arasındaki daha etkili iş birliklerinin potansiyelini artırabileceğini vurguladı.
Raporun önemini ve inşa edildiği üç ana sütunun ayrıntılarını anlatan Sivri, sözlerini şöyle tamamladı: Bu üç ana sütun, kurumsal güvenin kanıtı, sosyal etki denetimi ve vizyoner liderliğin sürekliliğidir. Özünde bu rapor, geriye dönük bir özet değil, geleceğe dönük bir taahhüttür. BPW İzmir örneğinde gördüğünüz gibi rapor, bir STK’nın sadece sosyal alanda değil, aynı zamanda dijital kapasite geliştirme ve kurumsal risk yönetimi alanında da net hedefler ve güçlü vizyonu gösterir. Bu, bize Adapt & Accelerate (Uyum Sağla ve Hızlan) çağında, değişen koşullara ayak uyduracağımızı ve etkimizin Yapay Zekâ gibi yeni teknolojilerle hızlanacağını gösteren bir vizyon belgesidir. Unutmayalım ki, bir STK için sürdürülebilirlik raporu hazırlamak bir prosedür yerine getirmek değil; yaratılan etkinin kalıcı olacağına dair verilen en güçlü güvence ve gelecek nesillere bırakılan somut bir mirastır.”

Üniversite iş dünyası iş birliğinde yeni boyut
DEÜ Denizcilik Fakültesi Lojistik Yönetim Bölüm Başkanı Prof. Ömür Yaşar Saatçioğlu ise üniversite iş dünyası iş birliğinde sadece üniversite yönetiminin, akademisyenlerin değil öğrencilerin de dahil olmasının yaratacağı sinerji ve öneme vurgu yaptı. Prof. Saatçioğlu, bu kapsamda mezun olacak öğrencilerin diploma projelerinde bir STK’nın yürüttüğü faaliyetlerin raporlanmasının son derece değerli olduğunu vurgularken, DEÜ Denizcilik Fakültesi Lojistik Yönetim Bölüm Başkan Yardımcısı Prof. Seçil Sigalı ise raporlama sürecini yürüten ve diploma projelerini hayata geçiren öğrencilerin yaptığı çalışmalarını ve sunumlarını bir video eşliğinde katılımcılara aktardı.