Perşembe, Ekim 23, 2025

Öncelikli hedef, sanayi-üniversite arasında köprü kurmak

İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meclisi’nin ekim ayı olağan toplantısı “Küresel Rekabette Türkiye için Nitelikli İnsan Gücü ve Yenilikçi Ekosistem: Yeni YÖK Vizyonu ve Üniversite-Sanayi İş Birliğinde Dönüşüm” ana gündemi ile gerçekleştirildi. İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan’ın açılış konuşmasını yaptığı toplantıya Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar konuk olarak katılarak gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. YÖK ile İSO arasında Meslek Yüksekokulları (MYO) iş birliği protokolünün de imzalandığı Meclis toplantısına Bahçıvan, sanayi ile üniversite arasındaki köprüyü daha da sağlamlaştırmayı, iş birliklerini geliştirmeyi öncelikli hedef olarak gördüklerini söyledi. Özvar ise, İSO ile imzalanacak olan iş birliği protokolünün üniversiteyle sanayi dünyası arasında kalıcı ve sistematik bir köprü kuracağını dile getirdi.


İş birliğinin geliştirilmesi amaçlanıyor 

Protokol ile taraflar arasında “Yükseköğretim sisteminde İstihdam Odaklı Dönüşüm” vizyonu kapsamında etkileşim ve iş birliğinin geliştirilmesi amaçlanıyor. Ayrıca MYO’ların YÖK-İSO iş birliği ile yönetilmesi, eğitim ve istihdam yetkinliklerinin geliştirilmesi, meslek lisesi ile meslek odaklı yüksek öğrenim arasında bağ ve geçişin fayda odaklı güçlendirilmesi, sanayinin ihtiyaç duyduğu nitelikli teknikerlerin yetiştirilmesi ve toplumun yüksek öğrenim beklentisinin fonksiyonel ve verimli şekilde karşılanması hedefleniyor. 

İSO Başkanı Bahçıvan, açılış konuşmasında İSO’nun, Türkiye’nin sanayi dönüşümüne yön veren ülkeler arasında yer alması ve rekabette geri kalmaması amacıyla Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) ile Mesleki Eğitim İş birliği Projesi (MEİP), İSO Stratejik Dönüşüm Merkezi, İSO Girişim Sermayesi Yatırım Fonu ve İSO Akademi gibi farklı mekanizma ve projeleri hayata geçirerek sanayicileri desteklediklerini vurguladı. 


İş dünyasının beklentileri karşılanacak 

Yaptıkları proje ve çalışmalarla nitelikli iş gücünün yetiştirilmesine ve dönüşümüne katkıda bulunduklarını belirten Bahçıvan, bu dönüşümün başarılı olabilmesi için en kritik unsurlardan biri, nitelikli insan kaynağının yetiştirilmesi olduğunu dile getirdi. Türkiye’de temel eğitimden mesleki eğitime, üniversiteden lisans üstü eğitime kadar hayat boyu öğrenme yaklaşımını da içeren kapsamlı bir reform ihtiyacına ihtiyacın olduğunu belirten Bahçıvan, “Üniversitelerimiz, sanayimizin ve iş dünyamızın ihtiyaç duyduğu nitelikli iş gücünün yetişmesinde kritik bir role sahip. Bununla birlikte, çoğu zaman üniversiteden mezun olan gençlerimiz ile iş gücü piyasasının beklentileri arasında uyumsuzluklar olduğunu görüyoruz. Bu da yüksek öğrenim ile iş dünyasının iç içe olmasının, müfredatın iş dünyasının ihtiyaçları ile eş güdümlü şekilde tasarlanmasının ne kadar önemli olduğunu ortaya koyuyor. Bu doğrultuda İSO olarak MEB iş birliğiyle yürüttüğümüz MEİP ile sanayinin nitelikli ara eleman, teknisyen ihtiyacının karşılanmasında büyük mesafe kat ettik” dedi. Bahçıvan, gençleri iş hayatına hazırlayan staj uygulamasına yönelik olarak da “Bu konuda ülke genelinde arzu ettiğimiz yerde olduğumuzu söylemek mümkün değil. Birkaç hafta süren verimsiz yaz stajları yerine, öğrenim süresince belli bir zamanın işletmelerde geçirilmesi yoluyla sağlanacak uzun dönemli staj deneyiminin çok daha faydalı olacağını düşünüyoruz” dedi. 

Üniversiteler ile sanayinin birbirini destekler nitelikte, etkin, verimli ve sürdürülebilir ilişkiler kurabilmesinde ara yüzlerin kritik role sahip olduğunu nitelendiren Bahçıvan, 120’den fazla üniversite ile üniversite-sanayi iş birliği faaliyetini hayata geçirdiklerini belirtti.


Protokol genişleyecek 

Yapılan iş birliği protokolünün, üniversitelerle sanayi dünyası arasında kalıcı ve sistematik bir köprü kuracağını dile getiren Özvar, protokol ile birlikte Türkiye’nin üretimle eğitimi, bilimle sanayiyi, bilgiyle kalkınmayı birleştiren yeni bir anlayışın gelişmesine katkı sunduğunu belirtti. Anlaşmayı kapsayan alanların artabileceğini dile getiren Özvar, “Yükseköğretim Kurulu olarak bu sürecin tüm paydaşlarıyla birlikte, kararlılıkla yürütüleceğine inanıyoruz. Bu protokol, ilerleyen dönemde meslek yüksekokulları, lisans programları ve Ar-Ge merkezleri özelinde alt protokollerle genişleyecektir” dedi.


Özvar: Uygulama temelli bir anlayışı benimsiyoruz 

Atılan imza ile Türkiye’nin üretimle eğitimi, bilimle sanayiyi, bilgiyle kalkınmayı birleştiren yeni bir anlayışın gelişmesine katkı sunduklarını ifade eden Özvar, sürecin tüm paydaşlarıyla birlikte, kararlılıkla yürütüleceğine inandıklarını dile getirdi. Özvar, şu ifadeleri kullandı: “Yükseköğretim sistemimizde, istihdamla doğrudan bağlantılı, uygulama temelli bir eğitim anlayışını benimsiyoruz. Yeni modelimizde öğrenciler, yalnızca sınıfta değil, doğrudan iş hayatının içinde, gerçek üretim ortamlarında deneyim kazanacaklar. Bu sayede mezunlarımız, daha donanımlı, üretken ve istihdam odaklı bireyler hâline gelecektir. Bu model, aynı zamanda üniversite-sektör iş birliğini ciddi ölçüde güçlendirecektir.

İLGİLİ HABERLER

GÜNDEM