“KOBİ’ler için faiz oranları düşürülmeli”

İZTO Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, kapasite kullanım oranlarının bazı sektörlerde azalmasının enflasyonist süreci desteklediğini söyleyerek işletmelerin devamlılığı için uygulanan faizin azaltılması gerektiğini vurguladı

İzmir Ticaret Odası (İZTO) ekim ayı olağan meclis toplantısı İzmir Ticaret Odası Meclis Salonu’nda gerçekleşti. Selami Özpoyraz başkanlığında yapılan toplantı, İZTO Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, Meclis, Yüksek İstişare Kurulu ve Disiplin Kurulu üyelerinin katılımıyla düzenlendi. Özgener, yaptığı konuşmada ekim ayına ilişkin gündem hakkında konuşurken, İZTO faaliyet ve projelerini paylaşarak ekonomik değerlendirmelerde bulundu. Kapasite kullanım oranlarının düşmesinin enflasyonist süreci destekleyeceğini söyleyen Özgener, işletmelerin faaliyetlerine devam etmesi için küçük ve orta büyüklükteki işletmelerin (KOBİ) faiz oranlarının makul seviyelere inmesi ve finansmana erişimin güçlendirilmesi gerektiğini dile getirdi. 

“Dünyada ekonomik belirsizlik artıyor”  

Dünya ekonomisinin derin bir yapısal dönüşüm sürecinden geçtiğini dile getirerek, son bir yılda ekonomik belirsizlik düzeyinin en yüksek seviyelerine çıktığını belirten Özgener, belirsizliğin artmasının sebebinin yatırımcıların güvenli liman arayışının güçlenmesi olduğunu ve bunun da altın fiyatlarında yükselişe sebep olduğunu söyledi. Özgener konuşmasında, ons altının yaklaşık 10 gün önceye kadar zirveden döndüğünü, fakat bugünlerde gerilediğini ve dalgalanmalı bir durumun yaşandığını belirtti. Üretim odaklı iş dünyasının, enflasyonun düşürülmesi için ciddi bir bedel ödediğinin altını çizen Özgener, “KOBİ’lerimiz için faiz oranlarının makul seviyelere inmesi ve finansmana erişimin güçlendirilmesi de, işletmelerimizin yaşamlarını sürdürmeleri için öncelikli etmenlerden birisi konumunda” diyerek finansman desteğine vurgu yaptı. 

“Maliyet baskıları takip edilmeli” 

Enflasyonun temel nedeninin tüketim artışı olarak görülmesine karşın arz kısıtlarının da fiyat üzerinde baskı oluşturduğunu aktaran Özgener, üretim kapasitesinin daralması veya bazı sektörlerde kapasite kullanım oranlarının düşmesinin arz maliyetlerini yükselterek enflasyonist süreci besleyebileceğinden endişelendiklerini dile getirdi. Tedarik zincirlerinde ortaya çıkan maliyet baskılarını ve arz yönlü kısıtların fiyatlar üzerindeki etkisinin önemle takip edilmesi gerektiğini belirten Özgener, tüketim talebinin yeterince yavaşlamadığı bir dönemde, arz kapasitesinin azalmasının, enflasyonla mücadele sürecini uzatacağını ve maliyetini artıracağını dile getirdi. Özgener, konuyla ilgili şu ifadeleri kullandı: “Sonuç olarak, ekonomik belirsizliklerin kalıcı biçimde azalması ve dezenflasyon sürecinin başarıya ulaşması için, para politikasını tamamlayan bütüncül ve eşgüdümlü politika adımlarına her alanda ihtiyaç duyulduğunu değerlendiriyoruz.”

“Küresel entegrasyon zayıflıyor”

Dünya Bankası’nın (IMF) ekim ayında yayınladığı “Dünya Ekonomik Görünümü” raporuna göre küresel ekonominin dalgalı bir seyir izlediği ve toparlanmanın zayıf olmakla beraber kırılgan ilerlediğinin aktarıldığını dile getiren Özgener, “Küresel büyümenin 2024’teki yüzde 3,3’ten 2025’te yüzde 3,2’ye, 2026’da ise yüzde 3,1’e düşmesi öngörülüyor. Bu tablo, dünya ekonomisinin artık daha parçalı bir yapıya doğru evrildiğini, üretim, ticaret ve yatırım akışlarının bölgesel bloklar arasında yeniden şekillendiğini gösteriyor. IMF, özellikle artan ticaret tarifeleri, jeopolitik gerilimler ve teknoloji alanında yaşanan rekabetin, küresel entegrasyonu zayıflattığını belirtiyor. Yapay zekâ ve dijital dönüşüm gibi alanların üretkenliği artırma potansiyeline dikkat çekilmekle birlikte, veri paylaşımı ve iş gücü uyumu konularındaki belirsizliklerin, yeni risk unsurları yarattığı ifade ediliyor” dedi.